Sessizlik, toplumsal değişimin düşmanıdır.
- Henüz kategori yok.
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
-
ASKİ'den Ankara İçin Güncel Su Kesintisi Duyuruları ve…08.11.2025
-
Yatsı Namazı: Vakitleri, Kılınışı ve Manevi Önemi08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Spalletti'nin İlk Sınavı ve R…08.11.2025
-
Süper Lig'de Kasımpaşa Göztepe Maçı Heyecanı: Detaylar…08.11.2025
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Şu anda ihtiyacımız olan şey kahramanlar - milyonlarcası. Eylemsiz duygu, benliğin mahvolmasıdır.
Büyük sorunları çözmek için asla hükümetlere veya kurumlara güvenmeyin. Tüm toplumsal değişim bireylerin tutkusundan gelir.
Satın aldığımız, yaptığımız ve izlediğimiz şeylerde etik seçimler yapın. Tüketici güdümlü bir toplumda, hayvanların ve doğanın iyiliği için kolektif olarak kullanılan bireysel seçimlerimiz dünyayı yasalardan daha hızlı değiştirebilir.
ALF ve ELF’i durdurmanın tek yolu, keyfini süren toplumumuzun bu insanları böyle dramatik eylemleri hayata geçirmeye mecbur eden konularla ciddi olarak yüzleşmesidir, görünüşe göre bunun pek de gerçekleşmediğini söyleyebiliriz.
Hayvanların hayatı için mücadele etmek yerine, taktikler üzerine uzun uzun tartışmayı seven insanlar var aramızda. Saatlerce acaba hangisini yapsak, bunun artı ve eksileri nelerdir diye saatlerce tartışan insanlar var. Acaba mülke zarar vermek geçerli bir taktik midir? Yoksa kundaklama çok mu aşırı bir şey? Bu konuşmalar doğrudur, kendi dairenizde doğrudur, ama kafeslerde, bölmelerde ölümlerini bekleyen hayvanların bekleme lüksleri yok. Eyleme ihtiyaçları var onların, hem de hemen şimdi ihtiyaçları var.
Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Haber bir eylemle de gelebilir. Devrimcimerkez ve düşmanmerkez bir sıkışık sistemdir. Bu eylemin cevabı, eylemli bilginin kırılarak ya da yansıyarak gelmesi sonucunu da doğurur. Böyle durumlarda devrimci politikacı için radyasyon bilgiyi tekrar kırmak veya tekrar yansıtmak zorunludur.
Devrimci politkacı; kendisiyle düşman merkezler arasında eylemli-bilgi oyunları kuran ve oynayandır.
Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Titreşerek haber verirler, bu, bir haberdir.
Türk aydını, Türk tarihinin ürünüdür (*). Türk tarihsel eyleminin çocuk kalmış çocuğudur. Bu haliyle hem sevgi kaynağıdır, hem endişe. Güzelliği çocukluğundadır; hep sevilmeli. Endişe verici yanı ise hep çocuk kalmasında. Çocuk ne kadar güzelse, çocuk en büyük sevgilerin objesi olsa da, çocuğun hep çocuk kalması sürekli bir üzüntü ve endişe kaynağıdır. Türk aydımnın hep çocuk kalması ise, başka nedenlerle birlikte ancak pek önemli olarak, Türk aydınının düşün ile eylem orasında bir kimyasal bileşim kuramamasından kaynaklanıyor. Çok büyük bir doğallıkla; aydın bir düşünsel sığlıkta büyüyemez.
Türk aydınını düşüncelerinin bir fonksiyonu olmak yerine, Türk eyleminin hep çocuk kalmış bir çocuğu olarak ele almak, bir yöntem farklılaştırmasıdır. Ve Türk aydınını ciddiye almanın tek yöntemi de budur. Düşüncelerin bir forksiyonu olarak Türk aydını, her zaman seçici, ancak daima cılız bir kopya ve daima bir mediocre'dır. Türk aydını, düşüncenin önemini hep kavradı. Ancak Türk aydını için düşünce, fetvacı geleneğin bir birikimi olabilir, hep belli ve çok uzun dönemli olmayan eylem programlarının bir süsü veya bir örtüsü oldu. Türk aydını bugüne dek eylem ile düşünce arasında kimyasal bir bileşim ihtiyacına çok uzak kaldı, ya da çok az yaklaştı. Düşünce, Türk aydını için ve bir eğilim olarak, eylemin aktörlerini harekete getiren bir kuvvet yerine, tarihsel içgüdülerle sahnelenen eylemlerin güzellik örtüsü, daha başka bir deyişle, bir şal olduğu için, Türk aydınının çeşitli düşün akımları karşısındaki tutumu deneyimli bir kabzımalın toptan sebze piyasasındaki davranışını hatırlatır. Hep seçici kalır, ilgisi hiçbir zaman derinlemesine olmaz.
"Türk kadını" hiçbir şeyi kendi hakkı ile almadı. Ne bir kadın hareketi var, ne de bir eylem. Hepsini Atatürk verdi. Kıymetini bilmiyor.
Köylülüğü yok edersen çok şey kaybedersin. İktisadi sistemin çöker. Doğu Avrupa'da olduğu gibi, bu kurum çökmeye başladıkça milletin asıl değerlerini ve ahlakını muhafaza eden Türkiye taşrası sarsılır.
Dişlerimden gardiyanlar, hislerimden çağlayanlar, kirlerimden bataklıklar, kemiklerimden korkuluklar, parmaklarımdan sivri bıçaklar yaratıp savundum kalemi. Sırrı açmak cinâyetti, bir kilo altın sükûnetti...