Savaş bizi ölüme terketti. Şehir bizi diri diri yedi.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bu rüzgâra dayanabilmek için bir kaya mı olmalıyım? Bu tuğlalar, bir bina yapmak için varlar... Bu dalgalarsa kumdan adalarımı yıkmak için çağlar...
Tüm binaları yıkmışlar. Sadece kendileri için kışla yapmışlar, diğer tüm altyapıyı yıkmışlar. Bunun hesabını verecekler. Uluslararası mahkemelerde hesap verecekler. Uluslararası uzmanlar gelecek, 30 yıl boyunca bize verilen tüm zarar hesaplanacak. Bugünlerde Kelbecer'i yıkan, ormanları kesen, binaları, okulları yakan düşman onun da hesabını verecek. Onlar Azerbaycan halkının bir daha buraya dönmeyeceğini düşünüyordu. O amaçla yıkmışlar. Fakat yanıldılar. Biz geri döndük. Tüm buraları yeniden kuracağız.
1973'teki Yom Kippur Savaşı'na kadar İsrail'in hayatı için savaşmaktan başka şansı yoktu. Bize beş kere saldırıldı, ufacık bir toprak parçası üzerinde düşmanlarımızdan az silah ve adamla savaşırken hayatta kalmak ana amacımızdı.
Hep yıkım üstüne yıkım, acı üstüne acı! Ne vakit geçse anlı şanlı bir ordu, çöküverir ağır gölgesi bir bulutun...
Yaklaşık 10.000 yıl önce uygarlık, Dicle ve Fırat havzasında doğdu. Günümüze yaklaştıkça bu topraklarda ölçüsüz dehşetler yaşandı. 2003’teki George W. Bush ve Tony Blair saldırısı, Iraklıların birçoğu tarafından 13. yüzyıldaki Moğol istilasına benzetilir. Bu öldürücü darbeden hemen önce Bill Clinton’un başlattığı Birleşmiş Milletler yaptırımları gelmişti. Yaptırımları uygulayan iki diplomat (Halliday ile von Sponeck), bunları ‘soykırım benzeri’ olarak nitelendirmiş ve istifa etmişlerdi. Bu yıkımdan arta kalan varlıkların çoğunu da Bush-Blair saldırısı yok etti. 2003’te farklı kimliklerin aynı mahallelerde yan yana yaşadığı Bağdat, bugün sınırsız bir nefret girdabı içindedir; mezhepler ayrı, kuşatılmış bölgelere sığınmıştır. ABD-Britanya istilasının tetiklediği korkunç çatışmalar, tüm bölgeyi paramparça hale getirmektedir.
'Savaşta ahlak yoktur' Sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor.
New York hiç de hayallerimdeki gibi değildi, beni kollarını açıp karşılamadı. Şehre taşındığım ilk yıl biri sırtıma bıçak dayayıp beni bir binanın çatısına çıkarttı ve bana tecavüz etti. O yıllarda tamamen hayatta kalmaya odaklanmıştım. Çok zordu, çok yalnızdım. Her gün kendimi devam edebilmek için zorluyordum.
Sonuçta savaş dediğiniz şey, anlamadığınız ne varsa odur. Bu devasa, evrensel boyutta bir soytarılıktır.
Ben bir asker olarak, Birinci Dünya Savaşı'nda çoğu silah arkadaşımın hayatta kalamadığı bir dönemde hayatta kaldım.
Artık bir masa çevresinde çözümlenemez hale gelen düşmanlıklar, şimdi pazarlık, güçlü patlayıcılar, atom bombaları, sakat insanlar ve parçalanmış cesetlerle yapılıyor diye ortadan kalkmaz.
Nihayet, verimsiz ve müsriftir, çünkü, dönemsel olarak savaşa yol açar ve savaş, yaşamda güzel olan her şeyi insafsızca ve şeytanca yokettiği gibi, yaşamın kendisini de ortadan kaldırır.
Ben 3,5 yıl gücümün yettiğince savaştan kaçtım. (...) Vurulmamak ve vurmamak için her yolu, her aracı denedim - kötü araçları bir kere bile kullanmadım. Ama beni zorlasalardı, hiçbir istisna yapmaksızın, her yolu dener, her aracı kullanırdım: Rüşvete, suç teşkil edecek bir eyleme hayır demezdim. Çok kişi böyle yapıyordu
İyilik bu toprakları terk etti; ölümlerden kaçmanın yolu kalmadı. Ölüm, her an, her yerde ölüm.