Benzer Sözler

Sanatçı ya doğuyor ya da doğmuyordu. Tanrı vergisinden söz edilen sanatçı gerçek sanatçıydı ve “toplumuna borçlu” doğuyordu. Toplumuna borçlu olduğunu inkar eden sanatçı başaramadığından içinden yetiştiği toplumu suçluyordu... “Beni anlamıyorlar” Oysaki “O anlatamıyordu.” İşte tüm bunlar dank etti kafamıza ve toplumumuza borcumuzu ödemeye başladık, elimizden geldiğince... Çevre Tiyatrosu bu koşullar altında oluştu.

Sanat yapıtı ne bir dehanın ne de toplumun ürünüdür. Sanatçı belli bir ortamda gözlerini açar. Tıpkı bir satranç oyuncusu gibi belli bir durumla karşı karşıyadır. Bu durum ondan bir davranış bekler. Her hamle (atılım), yani oynatılan her taş yeni bir durum yaratır, her yeni durum yeni bir davranışı gerektirir. Sanat tarihçisi, satranç oyun­cusunu izleyene benzer. Sanatçının karşılaştığı durumu ve onun davranışını baştan sona izler. Sanat yapıtını, sanatçının ortamıyla hesaplaşmasına bakarak anlamaya, onunla iletişim kurmaya çalışır.

Sanatçı milli olmadan evrenseli aramaya başlarsa, bu uğraşın eserini ortaya koyarsa, bu bütün milleti ilgilendirir. O sanat eseri ile muhatap olan herkesin uğradığı yıkımın sorumlusudur. "Biz böyle bir sorumluluk kabul etmiyoruz" diyebilirsiniz. Zaten sorumluluk duyacak kadar sorumlu olsaydınız, ülkemizde "armut" tüketimi "şiir" tüketimini geçmezdi.

Sanatını icra eden her sanatçının belli miktarda cazibesi, albenisi vardır. İnsanlar sanatçıları kafalarında kurarlar, onları belli kalıplara sokarlar ister istemez. O sanatçıya ulaştıklarında belki akıllarındaki kişi yok oluverir ve o kişi yepyeni bir kişi olarak doğuverir.

Ressamlar, heykelciler, müzikçiler, yazarlar, tiyatro ve sinema sanatçıları, sürdürmek için bazen aralarında şah yapıtların çıktığı oyuncaklar yapıp dururlar kendilerine... Onun için büyümeden yaşlanmanın “sadece kendilerine malûm” hiç bitmeyen bir lunaparkında dolaşırlar.

Gerçek sanatçı, Tanrı'nın lütuflarıyla doğan ve kadirşinas halkın alkışlarıyla beslenen nadide bir çiçektir. Gerçek sanatçı kendini topluma adayan kişidir. Sanatçı kendi hayatını yaşayamayan sorumlu insandır. Sanatçı her saniyesi ölçülü ve mesuliyet dolu bir varlıktır. Gerçek sanatçı nice uzun yılların yükünü omuzlarında taşıyan bir ağır işçidir. Sanatçı topluma mutluluk veren ıstırapları neşeye çeviren insandır. Sanatçı her kalpte dolaşan kandır. Bir toplumun kalitesi yetiştirdiği gerçek sanatçılarla ölçülmektedir. Ve de sanatçı çok sabırlı olmalıdır her nimetin bir külfeti vardır çünkü.

Boşu boşuna adamlar birbirlerine mızraklarla saldırıp savaştığı dönemde otuz bin kişilik amfitiyatro yapmıyormuş. İnsanları bir araya toplamak; tek yürek, tek fikir ve beden olmak çok önemli.

Liste
Yükleniyor…