Sakın hakkım var deme. Hak yok, vazife vardır!...
- Henüz kategori yok.
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
-
Hoffenheim-RB Leipzig Karşılaşması: 'Unbeliebtico' İdd…08.11.2025
-
Yorgun Borussia Dortmund'a Karşı HSV: Fikstür Avantajı…08.11.2025
-
Kastamonu'da Kayıp Anne ve Oğul İçin Kapsamlı Arama: A…08.11.2025
-
Kocaelispor - Galatasaray Rekabetinde Sarı-Kırmızılıla…08.11.2025
-
Kompany Liderliğindeki Bayern, Union Berlin Deplasmanı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Mutluluk başkaları mutsuzken yalnızlıkla olmaz, toplulukla olur. Aç insanlar olduğunu bilirken, lokmalarım rahatlıkla boğazımdan geçmiyor; soğukta titreşenler varken, odamdaki sobamda ısınamıyorum. Bu İsa'ca bir duygu ve duygusallık değildir. Bu bilinçli, akılcı bir davranıştır. Yemeğimi rahat yemek istiyorum, rahat ısınmak, rahat uyumak istiyorum; bu benim hakkım değil mi? İşte ben bu hakkı istiyorum.
Özgürlük, sevdiğimiz şeyi yapmanın gücü değil, yapmamız gerekeni yapabilme hakkıdır.
Şu andaki durumuyla dünyamız, biz insanların yarattığı bir dünyadır. Başka türlü de olabilir.
Gerçek sanatçı, Tanrı'nın lütuflarıyla doğan ve kadirşinas halkın alkışlarıyla beslenen nadide bir çiçektir. Gerçek sanatçı kendini topluma adayan kişidir. Sanatçı kendi hayatını yaşayamayan sorumlu insandır. Sanatçı her saniyesi ölçülü ve mesuliyet dolu bir varlıktır. Gerçek sanatçı nice uzun yılların yükünü omuzlarında taşıyan bir ağır işçidir. Sanatçı topluma mutluluk veren ıstırapları neşeye çeviren insandır. Sanatçı her kalpte dolaşan kandır. Bir toplumun kalitesi yetiştirdiği gerçek sanatçılarla ölçülmektedir. Ve de sanatçı çok sabırlı olmalıdır her nimetin bir külfeti vardır çünkü.
Türk kadınları, çarşaf ve peçelerini işe gitmek, çalışmak için daha kolaylık olur diye çıkarıp atacaklardı. Onlar için cemiyet hayatına atılmanın manası yalnız bu çeşit salon cemiyetlerine karışmak olmayacaktı. Evet, Türk kadını, hürriyetini dans etmek, tırnaklarını boyamak ve Rue de la Paix'nin kanunlarına esir bir süslü kukla olmak için değil, yeni Türkiye'nin kuruluşunda ve kalkınışında kendisine düşen ciddi ve ağır vazifeyi görmek için isteyecekti, kullanacaktı. Ve Türk erkekleri, garplılaşma hareketini, Tanzimat beyinin Garpperestliğiyle, alafrangalığıyla bir ayarda tutmayacaktı. Milliyetçi Türk Garpçısı için Garpçılığın en karakteristik vasfı Garplılığa Türk üslubunu, Türk damgasını vurmaktır.
Savunduğumuz davanın erekleri, ne kadar yüce olursa olsun, ona varmak için kullandığımız yollardan ayrı tutulamaz. Partimizin yaptığı canavarlıkları kamuoyu önünde lanetlemek zordur, çok zordur ama aydının ilk görevidir.
Hukuk ödevin ya bölünmesi, paylaşılması ya da çoğaltılmasıdır, insan olmak ödevimizdir, yemek yemek ödevimizdir... Hukuk ya da hak ise başka bir şeydir; bu ödevin organizasyonudur...
Bir kişiye yapılan haksızlığı her insan yüreğinde ve bilincinde duymalıdır bütün ağırlığınca.. Bu sorumluluk bilinci kurulmamışsa, her yeni haksızlık “ kader “ gibi benimsenir bütün toplumda. Oysa, ne yoksulluk, ne de haksızlık “ kader “ değildir. Yoksulluğun ve haksızlığın nedenleri vardır. Bunları birer birer saptayıp, toplum önünde haykırmak gerekir.
Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda “mezar taşı” gibi susmamasıdır.
“Sevilmek her çocuğun hakkı. Daha güzel ve adaletli bir dünya için bizlere düşen görev onları bağrımıza basmak ve onlara sahip çıkmaktır.”
Benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün hala sizin çocuğunuzum bana öylece sırtınızı dönemezsiniz.