Sakarya, birçok açıdan avantajlı bir il. Ulaşım arterleri üzerinde, büyük merkezlere yakın ama coğrafyası itibariyle belki milyonlarca yıldır Sakarya ırmağının aktığı bir coğrafya. Son derece verimli ve kaliteli tarım alanları var. İklimi de Hollanda ayarında yağış alıyor. Dolayısıyla burada tarım son derece kaliteli ve güzel ürün veriyor. Senede 3 ürün almak mümkün. İstanbul'un sebze, meyve deposu gibi. Hem Geyve hem Pamukova başta olmak üzere, diğer ilçelerimiz de... Fidan üretiminde de Türkiye'de bir numara. İhracat yapmaya başladık. Tarımsal ürünler, hayvancılık bu anlamda Sakarya açısından son derece önemli. Her çeşit makine sanayi var. İlaç endüstrisi bile burada mevcut. Sanayi anlamında da burada işçi bulmakta zorlanılıyor. Kalifiye işçi, sıradan işçi bulmak da zor. İşsizlik sorunu hemen hemen hiç yok. Sadece iş beğenmeme sorunu var birazcık. O bakımdan Sakarya'da işsizlik sorunu yok.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Fikir, sanat, eğitim, sanayi, tarım, adalet. Her konuda müthiş bir sefalet içindeyiz. Elimizde duble yollar, AVM'ler ve lüks rezidanslardan başka bir şey kalmadı..!
Öyle yasalar çıkarın ki köyleri, çiftlikleri yıkan beyler ya hepsini yeniden yapmak, ya da toprağı yeniden çiftlik kuracak insanlara bırakmak zorunda kalsınlar. Zenginlerin cimri bencilliğini frenleyin. Sömürme, tekel kurma hakkını alın ellerinden. Aylak insan bırakmayın memleketinizde. Tarımı büyük ölçüde geliştirin. Yün işlikleri ve daha başka üretim kolları yaratın. Yoksulluk yüzünden bugüne dek hırsızlık, serserilik, ya da uşaklık eden, aşağı yukarı aynı kaderi paylaşan bir sürü insan oralara gidip yararlı bir çalışma yoluna girsin.
Üniversite mezunları, 20’li yaşlarını çocukluklarında kullandıkları yatak odalarında, solmuş Obama posterlerine bakarak ve evden ne zaman ayrılabileceklerini, hayata ne zaman tutunabileceklerini düşünerek geçirmemeli.
Mesela adam Facebook'tan zengin oldu. Twitter'dan olabilir. Ama insanlar sonunda arabaya, uçağa binerler. Sonunda birtakım araçlar kullanırlar. Onların da üretilmesi gerekir. Hep Twitter, Twitter, hep Facebook, Facebook olmaz. Onlardan da çok para kazanılabilir. Ama ekonomimizin temelinde sanayi üretimi olmak mecburiyetindedir. Yoksa sadece denizi, kumu, havayı satarak ya da twit atarak, facebook yaparak gerçek ve kalıcı bir zenginlik elde etmek mümkün değildir. Modası geçmeyen şey sanayi üretimidir. Onun da bilgiye dayanması lazım.
Türkiye’de tarım yapılan araziler, miras yolu ile parçalanmalar ve küçülmelere bağlı olarak üretimde verimliliği kısıtlayan bir hale dönüşmektedir. Bu sebeple ekonomide yapısal çözümün tarımla başlaması gerekmektedir.
Benden hoşlanmasanız bile ki bazılarınız hoşlanmıyor. Bazılarınız aslında benim de hiç hoşuma gitmiyor. Yine de benim en büyük destekçilerim olacaksınız, çünkü onlar kazanırlarsa 15 dakika içinde işsiz kalacaksınız. Bu yüzden buna çok zaman harcamak zorunda değilim.
Simide, suya zam yapılırken, gübre 1000 liradan 2000 liraya çıkarken, salça 14 liradan 40 liraya çıkarken, bu fındığın suçu günahı nedir ki 3 dolardan 2 dolara indi. Buna da sahip çıkılsın istiyor ve sesimizi duyurmak için bir aydır mücadele ediyorum. Fındık üreticisinin sesini duyurmak için gayret gösteriyorum. Bu basın açıklamasını geçen hafta yapacaktık. Sayın İçişleri Bakanımız, sayın valimiz dediler ki; ‘Erteleyin, TMO fiyat açıklayacak’. Bizim niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Onun için erteledik. AK Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, sürekli televizyonlara çıktı beyanat verdi. ‘Pazartesi açıklanıyor, Çarşamba açıklanıyor, olmadı Cuma, olmadı haftaya’. ‘TMO fındığı alacak’ diye bağırıyordu. Biz de umutla TMO fındığı alacak diye bekledik.
Burası bir sanayi ve ticaret bölgesiydi, soğuk faydacı niteliği göze batacak biçimde vurgulanmıştı. Dönemin ruhu, ekonomi düzeneği bizim kentimizi de eline geçirmiş kıyısındaki bir bölgeye yerleşmişti; burası sonradan asalak bir mahalleye dönüştü.
'Adamı olmak' veya 'adamı sayılmak' hukuk, ekonomi ve ahlak cephelerinde temel ilke halindedir. Böyle olunca 'insan', çok daha asalak, fiziksel olarak çok daha yağlı, daha az becerili, duygusuz, güvensiz ve ufuksuz bir yaratığa dönüşüyor.
Tekel düzeninin kurulduğu her coğrafyada, iktisatta yıllar önce İngiliz iktisatçı Gresham'ın formüle ettiği 'kötü para iyi parayı kovar' yasasına benzer bir biçimde, 'birikimsizler, birikimlileri kovar' yasası geçerlidir. Çünkü tekelistan'da en büyük düşman birikimdir ve çünkü, birikim bağımsızlığa kapı açarken, birikimsizlik, oligarklara bağımlılığa yatkın formasyonları hazırlamaktadır.
Tekelli düzende devletin tekellerin olduğunu söylemek, gerçeğin binde birini anlatmak demek oluyor. Tekelli düzende devlet tekellerle gerçekleşiyor.
Yozluk içinde ne kadar kötüsünü piyasaya sürerseniz, o kadar çok para kazanırsınız: Piyasa kuralıdır.
Atatürk devrinde tahılla beslenen; incir, üzüm satarak geçinen Türkiye, ufku ve vizyonu itibariyle bugünkünden çok daha ilerideydi.
Kimsenin inancını, görüşünü, tutkusunu iğnelemek için değil; sadece "tabu" ve "dogma"nın ne olduğunu somutlaştırmak için, bir örnek vermeye çalışayım; Hz. Muhammed ile Gazi 'nin karikatürleri yapılabilir mi bugün dahi Türkiye'de? Egemenler kadrosu, "tabu ve dogmaları" kendi çıkarları için çok rahat kullanır ve ekonomik saydamlıkları çok daha kolay engellerler böylece. Örneğin Türk insanının yaşam düzeyinin neden bu kadar düşük olduğu üstünde hiç durmaz; vaktiyle KKTC'de batmış bir bankanın hesaplarını asla büyüteç altına almaz ve "şanlı tarih" edebiyatını, yahut "ırkçılığı" pompalarlar boyuna...