Benzer Sözler

Gerillanın adını terörist koyduk. Bundan da bir umut bekledik. Sözcükler her zaman, her koşulda değişebilir ve bir gün işe yaramaz olur.(...) Kendi halkıyla savaşan bir ülke olduk.(...) Ey milliyetçi ırkçılarımız, dünyada bir tane dostumuz varsa, o da Irak Kürtleridir.(...) Bir insana, bir halka ne yaparsanız yapın, ama onuruyla oynamayın. Bu benim gençliğimden bu yana dilimde pelesenk ettiğim bir sözümdür. Bizim yöneticiler bunun tersini yaptılar. Halka etmediklerini bırakmadılar. Yüreğim yanıyor bunları söylerken, ben bir yazarıyım çünkü bu halkın.

Siyasetçiler halkın o anki desteğini alabilmek için gelecekle ilgili büyük projelerden bile vazgeçerler. Kendileri daima ülkeden daha önemlidir. Onların kuş beyinleri geleceğin önemini kavrayamaz.

Politikada büyük eylemler büyük derstirler. Türk eliti, Menderes'in ölümü ile Suriye'yi ve Özal'ın ani ufulü ile Musul'u istememeyi öğrendiler; Türk politika mektebi için maksimalizm, artık sadece tehlike taşıyıcısıdır, ya ufukları küçülüyordu ya da küçük olanlar politikaya girebiliyordu. Sabetayist ve varlığı tartışmalı non-sabetayist deseleksiyon burada birliktedir.

Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.

Sadece iki gazeteyi ve yalnızca bir temel niteliğiyle ele almak yeterlidir. Hürriyet ve Cumhuriyet'in kısa ve temel işlevleri, bozmaktır; Hürriyet, halkı ve Cumhuriyet de aydını bozmakla görevlidirler. Buradaki 'görev' sözcüğü, her iki gazetenin de bunu bir tür varlık nedeni ve 'devlet görevi' saymaları nedeniyle uygun düşmektedir. Cumhuriyet, 1968-1976 dönemini ayrı tutarsak, içinde bir de 12 mart kesintisi var, hep aydını bozuyordu. Hürriyet için ayrık bir zaman göremiyoruz.

Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Haber bir eylemle de gelebilir. Devrimcimerkez ve düşmanmerkez bir sıkışık sistemdir. Bu eylemin cevabı, eylemli bilginin kırılarak ya da yansıyarak gelmesi sonucunu da doğurur. Böyle durumlarda devrimci politikacı için radyasyon bilgiyi tekrar kırmak veya tekrar yansıtmak zorunludur.

Coşkuyu tekrar bilime ve politikaya sokmak gerekiyor. Coşkunun ve duyarlılığın, teorik politika ve bilimin, vazgeçilmez bir öğesi olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü coşku ve duyarlılık insan olmanın vazgeçilmez öğeleri arasında yer alıyor. Kaldı ki, coşku olmayınca aklı ne edeyim? İran şairleri böyle söylüyorlar; katılıyorum.

Bilimde, kuruluş, çok zaman üst kattan başlar; binalarda çöküş ise hep alt kattandır. Binalarda çok somut olduğunu biliyoruz, çünkü çöküşü görebiliyoruz. Buna karşın bir devletin, bir düzenin, bir politikanın çöküşünü, hissetmekle birlikte, görmek her zaman mümkün ve kolay olmuyor, çünkü enkazı teşhis etmekte güçlük çekiyoruz; kaldı ki, devlet, düzen ya da politika çöküşü kabul etmemek eğilimindedir.

Liste
Yükleniyor…