Özgür bir toplumda, basın bir baskı gücüdür.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Güçle irtibatlı olmayı tercih eden bir cemaat bu. ‘Gazete, televizyon, elimizde ne varsa en güçlü, en büyük olmalı.’ Siyasete bakışlarının da böyle olduğu anlaşılıyor.
Güçlü olanın güçsüzü maddi manevi tanklarla, tüfeklerle acımasızca ezip geçtiği, hukukun -ama sana, bana amcamın kızı Süheyla’ya göre değil, evrensel kriterlere göre hukukun- üstünlüğü olmadığından gücünü, dolayısı ile mezalimini, Allah yarattı demeden artırdığı bir düzenden söz ediyoruz.
Her şey dinin yanında: vahiy, kehanetler, hükümetin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık... ve hepsinden öte, doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görülmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalık.
20 dakika önce bu programı başlattığımda, kendimizi kendimizden koruyabileceğimi sandım. Ama şimdi anladım ki, bu mümkün değil. Çünkü, sorun medya değil. Sizsiniz. Malsınız. Hepiniz malsınız. Sizi akıllandıramam da, büyücü falan değilim. Sadece bir insanım.
Bir sürü talk show seyrederim ve kadın Hollywood yıldızlarıyla seri katilleri aynı potada eritmeleri, her şeyi sansasyonel haber düzeyine indirgemeleri beni çok şaşırtır.
İncil'in bize asıl öğrettiği şey şudur: Birini öldürmeden önce, bir yerde bağlantıları olup olmadığından kesinlikle emin olun.
Toplumun ileri gelenleri, her günün belli saatinde kilise dedikleri tapınakta bir araya gelirler. Yüzlerini kürsüdeki diz çöken krala dönüp papaza ve kutsal emanetlere sırtlarını vererek sunak önünde geniş bir çember oluştururlar. Kralın burada uyguladığı hiyerarşi gözden kaçacak gibi değil. Kral, Tanrı'ya tapınırken halk da krala tapınıyor.
Gazeteler, tiranlarla mücadele ederler, sonra da kendi tiranlıklarını kurarlar.
Gayet tabii. Zira ben bu hükümetin faşist bir zihniyete sahip olduğunu düşünüyorum. Şimdi Cüneyt sana bir soru soracağım, bana cevap veremeyeceksin: Basın, medya ve şu an sizin bulunduğunuz kanal baskı altında mıdır, değil midir?
Dindar efendilerinin dinsel çığlıkları arasında boğuluyor. Dinin ve köle ticaretinin dirilişi el ele yürür.
Bir milleti istediği biçimde yoğurabilecek güçlü bir silah oluverdi televizyon. Nasıl bir millet yapmak istiyorsanız, ona göre bir televizyon programı düzenleyin, olsun bitsin. Ya da bizde olduğu gibi, hiç bir programsız çok televizyonlu, çok kanallı bir karmaşa dizayn edin, buyurun size işte böyle bir millet. Bu millet nasıl bu hale geldi acaba, diye ince uzun düşünmeye gerek yok. Böyle ekrana böyle erkan.
Bunlar bizi öne çıkarmaya söz veren siyasi partiler, bize bakmayı vaat eden siyasi partiler, fakir ve muhtaçlarımıza bakmaya söz veren siyasi partiler. Güç kullanıyorlar, zorbalık yapmaya çalışıyorlar.