Özellikle Batı dünyasında, çok sayıda eğitim öğrenim görmüş kişi ruhun mecaz olduğu ve ana rahmine düşüşten önce ve ölümden sonra kişisel bir yaşam olmadığı inancını paylaşıyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
Hiçbir dinin gerçeklere dayanmadığını ve doğru olamayacağını anladığımdan, hataya inanmak için bebeklikten eğitilmiş insanlığın koşulunun ne olması gerektiğini düşünmeye başladım.
Ruh, bilgisizliği çürütmeye alışıncaya kadar, bu çürütme ile kendinden utanarak, öğretime yolları kapayan kanaatlerden sıyrılıp tertemiz bir hale gelinceye kadar, ancak bildiğini bildiğine ve bilmediğini bilmediğine inanıncaya kadar, kendine verilen ilimden hiçbir fayda görmez.
Beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. Bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar.
Dünyanın kutsal bir güç tarafından yönetildiği kanıtlansa bile bundan ölümden sonra hayatın olduğu çıkarımı yapılamaz.
Okulda bana Aleviliğin ne olduğu anlatılmış olsaydı, büyük olasılıkla Aleviliği seçerdim. Onların dünya görüşünü, dine yaklaşımlarını, felsefelerini kendime daha yakın görüyorum.
Puta tapanların da ana babaları vardı. Onlara bir taşın Tanrı olduğu öğretilmişti.
Bilgi ağacı yaşam ağacı değildir! Ruhumuzun güzelliklerini dışarı vurabilir miyiz? Veya şeytan ile yoğrulmuş bir çok eğitimli nesilleri? Cehalet öğrenilemez.
Anarşi daha çok ilim yuvalarından kaynaklandı. Hâlâ sokaklarda bir şey arayanlar, daha çok elinde kitabı, kalemi, defteri olanlar... Sokakları saran, nizamlara karşı gelen, devlet tanımayan ilmin bağrında yetişenlerdi. Mayasız ilim, Allahsız ilim, peygambersiz ilim, kitapsız ilim, uhrevisiz ilim!
Türk halkını “gerçek” ilgilendirmiyor. Bunun sebebi, yüzyıllardır aldığı “inanç” eğitimidir. Görmeden, kontrol etmeden, muhakeme kurmadan inanmayı öğrenmiş bir toplum, gerçeği aramaz. Gerçeği aramayan toplumda da size yukarıda sıraladığım türden rezillikler birbiri ardına gelir ve kimseyi rahatsız etmez. Tabiî bunun sonu felâkettir, muhterem dostum ve hocam Doğan Kuban'ın sık sık işaret ettiği gibi tüm Müslüman dünyasının içinde bulunduğu fecî durumdur.
Eğer bir filozof olmak istiyorsanız, yalnızca eğitiminizin zaman ve mekanına ve anne-babalarınızın ve öğretmenlerinizin size söylediklerine dayanan inançlardan elinizden geldiğince kurtulmaya çalışmalısınız.
Değişmez dini kuralları yaşam tarzı olarak kabul eden toplumlar çoğunlukla merak duygularını bastırır. Çocukken anne babamıza, “Tanrı var mı yok mu” diye sorduğumuzda ya bize vurmuş ya ağzımızı kapatmışlardır. Eğer bir çocuk, daha o çağda bazı şeylerin yasak olduğu için düşünülmemesi gerektiğine alıştırılmış ise o çocuğun artık ileride bir doğabilimci olarak yetişmesi mümkün değildir. Değişmez inanç kurallarını ilke kabul eden bir düşünceyle bilim yan yana yürüyemez.
Kendi yarattıklarını cezalandıran ya da ödüllendiren, biz insanlarınkine benzer istekleri olan bir Tanrı'yı benim aklım almaz. Bedeni ile öldükten sonra yaşayabilecek bir insan da düşünemem. Zayıf yürekliler, korku ya da gülünç bir bencillikle bu çeşit düşünceleri beslesinler istedikleri kadar.