Gerçekleri al yoksa gerçekler seni yakalar.

Yeni bir bilimsel gerçek, karşıtlarını ikna edip onların ışığı görmesini sağlamakla bir zafer kazanmaz. Daha ziyade, bu karşıtlar nihayetinde ölürler ve yeni nesiller, gerçeklere alışık olarak büyür.

Bugünün gerçeklerine göre yaşamak zorundayız ve yarın bunları hatalı bulmaya alışmalıyız.

Bir kişi kendisinden başka her şeyden kaçabilir.

Totalitarizmin aksine, demokrasi kendisi hakkındaki gerçekle yüzleşebilir ve onunla yaşayabilir.

Bazı insanlar gerçeklerle yüzleşemiyor.

Bazen cevabını kaldıramayacağını bilsen de yine de gerçeği öğrenmek istersin.

Gerçek acımasızdır. Her an karşına çıkar. Hiç beklemediğin şekilde, sana ne olduğunu gösterir. Bu da oldukça rahatsız eder.

İnsanlar, çocukluklarının, uluslarının ve yaşlarının hatalarını, onları çürütmek için gerekli olan gerçekleri kabul ettikten sonra hala devam ettirirler.

Değişmeye inanmazsak, hayata da inanmayız. Zaman var oldukça değişime karşı gelmek amaçsız, saçma ve boşa bir çaba olmaktan öteye geçemez. Tamam, bazı şeyler değişmez ama değişim kavramı hayatın ta kendisidir.

Ne olduğumu bıraktığımda, neysem o olabilirim.

En büyük silahımız olan düşünme gücünün asıl işi, gerçeği bulmak, anlamak, değiştirmektir.

Bir kişi kendisi hakkında hoş olmayan bir gerçeği keşfetmek için yeterli cesarete sahipse, kişi onu taşıyabilecek kadar güçlü olma cesaretine güvenle güvenebilir.

Gerçekler değiştiğinde fikrimi değiştiririm.

Yeni bir gerçeğe eski bir hatadan daha fazla hiçbir şey zarar veremez.

Hiçbir gerçek, onu görmemeye çalışmaktan daha acı verici değildir.

Kim olduğunu öğrenmeye başlarsan, değişmeye çalışmasan bile, dönüşüm çoktan başlamış demektir.

Beni ben olduğum için istemiyorlar, çünkü ben, hala istemedikleri eski benim.

... Ama gerçek kan kırmızıdır, saklandığın yerde kalamazsın.

Zaman gizli olan her ne olursa olsun onu ışığa kavuşturur; o örtüyü kaldırır ve şu an ihtişam içinde parıldayanı yok eder.