İnsanlar zaman zaman değişime direnebilirler, ancak ileriye gitmek istiyorsanız değişim önemlidir.

Dünya baş döndürücü bir değişim içinde. Yirmi birinci yüzyılı barışla, sevgiyle, hümanist değerlerle kucaklamak istiyor. Hep beraber el ele barışı sağlama gücümüz var.

Çoğu zaman, bir şey hakkındaki cehaletimiz ne kadar büyükse, değişime karşı direncimiz o kadar büyüktür.

Değişime en direndiğimiz şeyler, değiştirmeye en çok ihtiyacımız olan şeylerdir.

Bir sınıf sahip olarak, öteki sınıf çalışarak yaşıyor. Kapitalist sınıf, gelirini, başkalarını kendi hesabına çalıştırarak elde eder; oysa işçi sınıfı, gelirini, yaptığı iş için aldığı ücret biçiminde sağlar.

Kapitalist toplumda en büyük geliri elde eden, en çok çalışan değil; en fazla üretim aracına sahip olandır.

Otlaktan bir kaz çalan adamı Kanun hemen hapseder, Ama baş tacı eder, Kazdan otlağı çalan alçağı.

Kapitalist toplumda en büyük geliri elde eden en çok çalışan değil, en fazla şeye sahip olandır.

Barış, günlük, haftalık, aylık bir süreçtir, yavaş yavaş fikirleri değiştirir, eski engelleri yavaş yavaş aşındırır, sessizce yeni yapılar inşa eder.

Barışçıl yollarla devrim yapmayı imkansız hale getirenler şiddet dolu bir devrimi kaçınılmaz hale getirecekler.

Devrimci propaganda yapıyorlar çünkü ayrıcalıklı sınıfın asla barışçıl bir şekilde devrilmeyeceğini biliyorlar.

Şimdiye kadar hep başarısız olmamızın nedeni işte buydu. Düşmanı hep yanlış şekilde yenmeye çalıştık. Düşman kurallar ve sistem değildi. Onu savunan bireylerdi.

Bütün insanlar düşmanımdı, Bir sabah uykusunda herkesle barıştım.

Barışçıl devrim yolunu kapatanlar, aynı zamanda şiddetli devrim yolunu da açıyorlar.

Yalnızca kendi halkının davasını görebilen kişi kendi halkına da ihanet ediyor demektir. Zira bu halkın da diğerleriyle beraber karmakarışık bir halde içine düşeceği katliamları hazırlamış olmaktadır. Değişme için çalışmayan kötülük için çalışıyor demektir. Enternasyonalist olmadan, özgürlükten yana olunamaz.

Jiletler çiçek olsun.

Hayvanlar sadece meta olarak görülmeye devam ettikleri sürece, onlara karşı uygulan muamelelerde anlamlı farklılıklar gerçekleşmez.

Yeryüzündeki bütün çiçekleri koparabilirsiniz, ama baharın gelmesini engelleyemezsiniz.

Ego son derece inatçıdır ve bu nedenle bir pozisyonelliğe geçmeden önce genellikle aşırı şartlar gerektirmektedir.

Mülkiyetin tabanında korku vardır. Korkunun kaldırıldığı bir toplumda cimri de özel mülkiyet de olmaz. Korkak mutlaka cimridir. Özel mülkiyet, biriktirilmiş cimriliktir.