Muhalefeti destekleyerek ‘Türkiye’de yönetimi değiştirmeliyiz’ diyenlerin derdi, ülkemizin demokrasisini insanlarımızın hak ve özgürlüklerini geliştirmek olabilir mi? Buna inanan varsa ya ülkesinden ve dünyasından bihaberdir ya hırsı ve kini gözünü kör etmiştir ya da aynı projenin parçasıdır. CHP’nin öncülüğünde hayata geçirilmeye çalışılan bu proje, eski Türkiye’yi hortlatma, demokrasimizi yıkma, ekonomimizi çökertme, insanlarımızı esir alma projesidir. Hiç merak etmeyin, başaramayacaklar. Çünkü Türkiye, eski Türkiye değil. Gençleri, kadınları ve her kesimden insanıyla milletimiz, olup biten her şeyin farkındadır. Bu sıklet, bu yükü kaldırır; kaldırmakla kalmaz, yere çalıp paramparça eder. Nasıl bunca yıldır önümüze kurulan tuzakları birer birer bozduysak bu senaryoyu da yırtıp atacağız. Milletimiz, 2023 Haziran ayındaki seçimlerde sandığa gittiğinde bir bizim eserlerimize bakacak bir de bu karanlık güçlere bakacak. Böyle bir tablo karşısında herkesin yöneleceği yer, AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. CHP Genel Başkanı kendisine verilen görevi bir türlü başaramadığını görünce milletimizin değerlerinin istismarına yöneldi.

Benzer Sözler

27 Mayıs'tan sonra CHP 'nöbetçi hükümet' değil miydi? Kimin için yapılmış? Peki 12 Mart Muhtırasının ardından Başbakan olan Nihat Erim CHP Milletvekili değil miydi? '27 Nisan bildirisinin her satırının altına imzamı atarım' diyen CHP değil miydi, CHP'liler değil miydi? Sen değil miydin? Çetelere sahip çıkan bunlar değil mi? Silivri'deki süreci adım adım takip edenler CHP'nin milletvekilleri değil mi? Egenekon'un avukatlığını yapan bunlar değil mi?'

Atatürk’le beraber Sünni-Alevi düşmanlığını tamamıyla tedavi etmiştik. Bu yeniden meydana çıktı. CHP'nin programı ile bu ayrılık tedavi olunacaktır. Bu bizim için hayat meselesidir. Sünni-Alevi arasında Türk olarak bir his gibi fark yoktur. Bir kaynaşma olmuştur. Şimdi bunu ayırma teşebbüslerine, CHP olarak karşı koyacağız.

Ulusalcı olmadan Cumhuriyet Halk Partili olmak mümkün değildir. Ulusalcılık Cumhuriyet Halk Partisinin temelidir. Biz ulusalcılar bu partinin taşıyız, kumuyuz, onlar yarın gider biz kalırız. CHP’nin, CHP düşmanlığı yapanların ideolojik hâkimiyetine girmesine izin vermeyiz.

Meclis’e gidiyorsunuz: CHP ’li milletvekillerinin yüzünden düşen bin parça, birbirine selam vermeyen, koridorda gördüğü zaman yolunu değiştiren pek çok kişi var. Konuştukları zaman kasılmış bir ağız ve gevrek bir ses tonuyla: “katılımcılık, demokrasi” filan gibi birkaç klişeyi dile getiriyorlar ama temel unsurları sevgisizlik, kıskançlık. Birbirinden nefret!

"Gençlik yıllarımda da üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm. Ve hala da bugünkü siyasette de biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP'nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Gençliğimde, gazeteciliğim sırasında her gün CHP'de vaktimizin büyük bir kısmı geçerdi. Rahmetli Yaşar Eğitim vardı, avukattı, il başkanı. Niyazi Önal genç avukat. Tahsin Atakan diye çok genç bir avukatı vardı. Oraya gelirler siyasi tartışmalar olurdu. Fakat gördüğüm bir şey olurdu, şeyi görmeye başladım. Hep bir araya geldikleri zaman hepsi çok iyi ahbap, hepsi Atatürk idealleri, partinin seçimlerde kazanması için yapılacak işleri konuşurlar. Fakat bir kısmı çekip gittikten sonra iki kişi yan yana gelince, diğer gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Derken gördüm ki; geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye düşünüp durmuşumdur. Kafamın bir köşesinde bu kalmıştır." (15 Ocak 2024)

CHP'nin Atatürk maskesi düşmüş, altındaki HDP yüzü apaçık görünmüştür. Bunlar zaten Atatürk konusunda samimi olsalardı bugün emperyalizme karşı verilen Mavi Vatan ve Misakımilli konularında devletimizin yanında yer alırlardı. Bunlar Libya'da Hafterci, Suriye'de Esadcı, Pensilvanya'da FETÖ'cü, Kandil'de PKK'lı olmuş ama bir kere bile Türk milletinin yanında durmayı başaramamışlardır.

Liste
Yükleniyor…