Erkeğin sözü geçiyor gibi gözükse de evin hakimi kadındır. Kadın vefadır, duygudur.

Evlilik hayatında iyi bir kadın, iyi bir kocadan fazla takdire layıktır.

Ey kadınlar, Rab’be ait olanlara yaraşır biçimde kocalarınıza bağımlı olun. Ey kocalar, karılarınızı sevin. Onlara sert davranmayın. Ey çocuklar, her konuda anne babalarınızın sözünü dinleyin. Çünkü bu Rab’bi hoşnut eder. Ey babalar, çocuklarınızı incitmeyin, yoksa cesaretleri kırılır. Ey köleler, dünyadaki efendilerinizin her sözünü dinleyin. Bunu, yalnız insanları hoşnut etmek isteyenler gibi göze hoş görünen hizmetle değil, saf yürekle, Rab korkusuyla yapın. Rab’den miras ödülünü alacağınızı bilerek, her ne yaparsanız, insanlar için değil, Rab için yapar gibi candan yapın. Rab Mesih’e kulluk ediyorsunuz. Haksızlık eden ettiği haksızlığın karşılığını alacak, hiçbir ayrım yapılmayacaktır. Ey efendiler, gökte sizin de bir Efendiniz olduğunu bilerek kölelerinize adalet ve eşitlikle davranın.

Ev yönetimi, kamusal karakterini yitirdi. Bu iş artık toplumu ilgilendirmiyor; bir özel hizmet haline geldi; toplumsal üretime katılmaktan uzaklaştırılan kadın, bir baş-hizmetçi oldu.

Kadın, erkek önünde engel değil, cennete gitme vasıtasıdır.

Ben eş demem. Eş yoktur, eşitlik yoktur. Ben karımla, çocuğumla eşit değilim. Eşim değil, zevcem olur. Karı da kurumsallığı anlatmak için kullanılır.

Çalışan kadından bahsediyorum... 'Ben kocama muhtaç değilim' diye evvela ailesini dağıtıyor. Kocasına muhtaç değil, ama elin adamının patronunun hizmetinde olmayı haysiyetine uygun buluyor. Kocasının emrinde olmayı haysiyetine uygun bulmuyor!

Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için.

Zamanında evleniniz. Hangi meslekte olursanız olun, zamanında evleniniz.

Uzunca bir süredir evli olup da arada bir kocasının küçük zaaflarını çıtlatarak onu biraz olsun kendinden uzağa yerleştirmeyen tek bir kadın yoktur.

Erkekler evlilik için dişilik ve eziklik istiyor

Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.

Evliliğin, bir erkeğin hayatını kısıtladığı çoğu zaman doğrudur... Ama kadınınkini sona erdirir.

Kocasının ölümünden sonra gerçek anne çoğu kez bir üvey anne haline gelir.

Eğer herşeye rağmen ailede huzur sağlanamıyor ise, huzursuzluk kaynağı evlilikleri zorla sürdürmeyin. Hem taraflar hem çocuklar icin en hayırlısı, devamlı “dırdırla“ geçen günleri zamanında noktalamayı bilmektir.

Evlilik hayatında iyi bir kadın, iyi bir kocadan fazla takdire layıktır.

...Yani kadın için namus, kapatılma anlamına geliyor, baskı anlamına geliyor, dayak anlamına geliyor, hep kendini kasması anlamına geliyor.

Evinin sultanı kadınlarla, evine de uğrayabilen kadınlar farklı kimlikleri temsil etmektedirler. Bizim ümmetimizin kadınları evlerinde Rablerine kulluk için uğraşan kadınlardır. Onlar, bütün ihtişamlı sevap vaatlerine rağmen mescitlere bile davet edilmemişlerdir. Cuma'dan bile muaf tutulmuşlardır. Evlerindeki sultanlıkları zedelenmesin diye. Eşlerinin sultanları, ümmetinin umutları olarak kalsınlar diye.

Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü.

Hanımınız, sizin anne babanıza saygı göstermeli ama onlara hizmet etmesi gereken o değil, sizsiniz.