Modern bir toplumun mümkün olduğu kadar çok kültürlü gruplarla çok kültürlü bir toplum olarak kendini yapılandırmasının mümkün olması icap ettiği fikir bence saçmadır. Ne de olsa I. Otto'dan beri bin yıllık tarihi olan Almanya'dan sonradan bir eritme potası yapılamaz.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Hayattan ders alsaydık tarih tekerrürden ibaret olmazdı ama ne yazık ki biz hafıza kaybı yaşayan bir toplumuz.
Tarih alanında düşülen yanlış ve yanılgının ince bir nedeni var: Çağlar değişir ve günler geçip giderken, toplumların, kuşakların durumlarının da sürekli olarak değiştiğinin gözden kaçırılması. (...) Evrenin ve toplumların durumları, ilişkileri, gidişleri tek bir süreç ("vetîre") üzerinde sürmez ve değişmeyen bir çizgide kalmaz. Günler, zamanlar geçer, oluşan değişmeler ve durumdan duruma geçişler bütünüdür her şey. Bu değişmeler ve geçişler, kişilerde, sürelerde, kent ve kasabalarda olduğu gibi, tüm evrende, ülkelerde, kıtalarda, zamanlarda ve devletlerde de olur.
Bilesin ki, tarih, gerçekte dünyanın (...) doğal yapısında belirmiş durumlar demek olan insanların "toplumsal yaşamları" konusunda bilgi vermektir.
İnsanı kendine ve topluma yabancılaşmaktan alıkoyacak, içerisinde gömülü bulunduğu hâlden çıkartacak olan tarih bilincidir.
Toplumumuzun tarihsel koşullarındaki gerçekler arasından doğruyu bulmak ve sorunları saptamak için size rehberlik yapmak istiyorum.
Balkanların korkunç bir sosyal bellek problemi var. Çünkü onların İtalya ve Fransa'dan daha fazla devrimi var.
Hep yıkım üstüne yıkım, acı üstüne acı! Ne vakit geçse anlı şanlı bir ordu, çöküverir ağır gölgesi bir bulutun...
Varlığımızı Afrika’daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa’daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış, hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.
Rusya'yı askeri olarak çevreleme çağrıları ışığında NATO, güçlerini sınırlarımıza doğru tutarlı bir şekilde intikal ettiriyor. Geçmişte benzer adımların Almanya ve Avrupa için nasıl sonuçlandığını Almanya Savunma Bakanı iyi biliyordur
Bilmek her şeyden önce yetişkin bir tavırdır. Bilgiye katlanmak gerekir çünkü. Howard Barker'in bir sözü vardır: "Bugünü incitiyor, ama daha dikkatli bakıyoruz ve biliyoruz yarın incinmeyecek." Biz bugünü incitmekten o kadar ürküyoruz ki... Öyle duygusal yatırımlar yapmış ki toplum. Şeref, onur, yenilmezlik... Bunlar aşırı duygusal yatırımlar. Toplumun önce o duygusal yatırımlardan geri adım atması gerekiyor bilgiyi kabul etmesi için. "Bu topraklarda vaktiyle birileri katledilmiş". Bu bilgi ağır. Bunu şu anda toplum göğüsleyemiyor. Ama bir yandan da bundan 10 yıl kadar önce Ermeni meselesi tabuydu. Demek ki anlatılarla, edebiyatla, yapılan belgesellerle, televizyon programlarıyla yavaş yavaş bilgi yerleşiyor.
Vefat etme ihtimali için burada itiraf ediyorum ki, Alman ulusunu taşkın aptallığı yüzünden küçümsüyorum ve ona ait olmaktan utanıyorum.
Müslüman Türk, irfan sahibi idi. İrfan da ne ki, dersek, bir milletin, iman ve tarih yayığında asırlar boyu döve işleye meydana getirdiği deruni zarafet, incelik ve medeniyetin parlak terkibidir. İşte bu terkip, insanoğlunun elinden, dilinden, söz ve davranış olarak taşan bir müstesna verim, iç bünyenin sermaye ve zenginliği denebilir. Böylece de toplumun fertleri, sözleri ve hareketleriyle içinde yaşadıkları cemiyeti buyrukları ile inceltip aydınlatmışlardır. Toprak rejiminin sağlıklı zamanındaki tımar ve zanaatların kolu kanadı altında boy ata ata, örfte adette, san'atta, zarafette, iman, basiret ve hikmette asırlarca mesafe almış Türk cemiyeti nihayet irfan durağına vararak, adeta cismi ruh olmuş, ruhu da cismine bir ilahi kaftan giydirmişti.
Anadolu’nun tarihini biraz bilenler, burada derin, sürekli bir dindarlığın barınamayacağını kestirebilirler. Anadolu halkı ırkçı olmadığı gibi koyu müslüman da değildir. Bu softalıklara ne tarihi elverişlidir, ne coğrafyası.
Anadolu’nun tarihini biraz bilenler, burada derin, sürekli bir dindarlığın barınamayacağını kestirebilirler.
Yakın tarihimiz bir softalarla savaş, çok defa da bir softalara boyun eğme tarihidir.