Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı kendi genel merkezi kurşunlandı diye akan bütün kanların sorumluluğunu Ecevit'e yüklüyor. Dinime küfreden bari Müslüman olsa. Kendi taraftarları da kan dökmüyor mu? Soldakilere nazaran azınlıkta olduklarından belki daha az kan döküyorlar, ama döküyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kemal Tahir'i, mhp'ye verelim ve Peyami Safa'yı biz alalım, dedim; Peyami, büyük bir romancımızdır ve Kemal Tahir, ilkel, abartmacı ve insan-sevgisi olmayan bir yazıcıdır. Tahir, şimdi, mhp'nin resmi romancısıdır. Gizliden gizliye, Bülent Ecevit, İsmail Cem ve Halit Refiğ tarafından desteklenmektedir.
Ayrıca bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır. Şimdi bu noktaya, şu söyleyeceğim hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; bütün bunlara rağmen, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar! Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. (Aktütün saldırısı haberleri ile ilgili)
Ermeni ve Kürt terörizmi, iki kanlı örgütü, PKK ve ASALA'yı bir araya getirmişken bir Türk aydınının, Türk devrimcinin görevi, bu terörü destekleyen, dolaylı veya dolaysız biçimde bu örgütlere arka çıkan bütün kişi ve kuruluşlara karşı açık savaşa girmektir.
Sağ ve sol adına başvurulan "bireysel terörü" kamuoyu önünde kınamak, suçlamak ve bu yolların "çıkmaz sokaklara" saplanıp kalacağını göstermek hepimizin görevidir. Tabii yüreklerinde insanlık sevgisi olanların...
Bunun adı solculuk mu? Yoksul erlerin üstüne kurşun yağdıran, banka soyan eşkıyalık mıdır solculuk? Böyleyse yerin dibine batsın böyle solculuk... Bunun adı milliyetçilik mi? Savcıları, yargıçları, üniversite öğretim üyelerini, emniyet müdürlerini öldüren; yurttaş kanı içen canavarlık mıdır milliyetçilik? Böyleyse yerin dibine batsın böyle milliyetçilik...
Soruyorum sizlere: Sağ ve sol, birbirlerini ve hatta suçsuz vatandaşları öldürmediler mi? Bankayı, ticarethaneyi, evleri soymadılar mı? Şehirlerimizde kurtarılmış bölgeler ihdas etmediler mi? Vatandaşları "Alevidir, Sünnidir." diye ikiye bölmediler mi?
Başka çaremiz kalmamıştı. Soldaki partilerin bir kısım mensup ve yöneticileri sol terörist ve bölücüleri himaye etmedi mi? Sağdaki partilerin bir kısım mensup ve yöneticileri sağ anarşist ve teröristleri, "Bunlar milliyetçidir." diye himayesine alıp onlara cesaret vermediler mi? Bir kısım partiler Alevi olan vatandaşlarımıza, bir kısım partiler Sünni olan vatandaşlarımıza sahip çıkmak suretiyle milleti ikiye, üçe bölmediler mi? Bakın yönelttiğim bütün bu soruları sizler de, "Verdiler. Böldüler." diye onaylıyorsunuz.
Bizim HDP olarak PKK ile bağımız yok. Belge konulması lazım ortaya, aksi takdirdi çok saçma kalıyor iddialar. Biz parlamento seçimlerinde yüzde 13 oy aldık. İki aylık seçim kampanyası süresince 7 HDP’li öldürüldü. Şu ana kadar failler yargı önüne çıkartılamadı. Öldürülen kişiler ellerine silah alarak PKK ile birlikte savaşmış kişiler değildi. PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK’nın bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir.
Terörü lanetlerken, şahsi terör eylemlerimizi yaratmamak lazım. Psikolojik terör de bir terörize etme biçimidir. Herkes düşünerek konuşmalı, yazmalı, sorumluluk sahibi davranmalı artık. Biraz sakinleşmezsek bireylerin ve toplumun iç huzurunu yeniden kurması onlarca yıl alacak. Siyasiler değişebilir ama insanımızın ruhu değişmemeli. Masum şehitlerimizi malzeme yapan leş kargalarına uymayın, içinizi öfke doldurmayın. Şehitler için edilecek bir duanız sosyal medyada bana ya da bir gazeteciye yazacağınız bir küfürden daha çok işe yarar. Hem de biraz olsun içiniz ferahlar.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, 18 Ekim 2006 tarihinde, Güven Hastanesi'nde, otomatizm davranışları içinde müşahade ettiği Tayyip Erdoğan ile ilgili raporunu, Gata'daki nöroloji kliniğine havale etme zamanı gelmiş ve geçmektedir. Cumhuriyet'i koruma sorumlulukları içindedir.(2008)
Tekelci devletin hukuk yapısı, “suç oluşmadan önlemeliyiz” paranoyasıyla şekillendiriliyor. Bu yüzden Türkiye’de en kolay iş tutuklamadır. Tutuklayanın hiçbir sorumluluğu olmaz, yoktur. Suçsuz olduğunuzu sorgu yargıçlığında anlatmanız bile mümkün olmaz; tutuklama “suçla” değil “emare” ile ilgilidir. Tutuklayanın suçun kanıtlarına değil işaretine bakar; tutuklamanın bir önlem olduğunu, itirazın mümkün bulunduğunu, suçsuz olduğunuzu mahkemede anlatabileceğinizi söyler ve tutuklar. Bir de sağcı bir hukuk öğretim üyesi pek yakında bir istatistik açıkladı: Türkiye’de tutuklamaların yüzde doksan beşinden fazlası beraatla sonuçlanıyor.(2005)
Taş’ın ahlakı yok. Hareket etmiyor. Faşizm ahlaksızlık’tır; hareketsizlik peşinde koşuyor. Faşizm, tarihin kaydettiği önceki dikta uygulamalarından, korkudan kaynaklanmasıyla ayrılıyor. Faşizmin terörü, kendisi terörize olmuş bir sınıfın, acımasızlık uygulamasıdır; faşizm, kendi içinde çelişkilerini erteleyerek hızını arttırmış bir iktidarın, iktidarını sallamış olanların hareketsizliğe boğma girişimi oluyor. Korkunun hareketsizliği doğurması en çok faşizmde var. Hain, korkak’tan çıkıyor; faşizm bir iç ihanet oluyor. Faşizm, egemen sınıfın kendi içinde ve birbirine karşı ihanetine dayanıyor.
Bu dünyadan ayrılmasına yakın bir zamanda, Kemal Paşa Hazretleri, İsmet Paşa Hazretleri'ne 'İsmet, ben gidiyorum, ne yap ne et, Musul'u al' dediğini, İsmet Paşa Hazretleri'nin de Bülent Bey Genel Sekreter olunca 'Bülent, ilerde başbakan olacaksın, Büyük kurtarıcı'nın bana vasiyeti budur, ben bu vasiyeti sana aktarıyorum. Başbakan olacaksın, ne yap net, Musul'u al' dediğini, ilk kez bir televizyon programında dillendirdim.
Başkalarının cinayetlerini işlemeye mahkûmum; çünkü cumhuriyet, yüksek estetik, yüksek ahlak ve yüksek akıl idaresidir.
Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz. Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Göklerin Egemenliği’nde en büyük odur. Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur. Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse, boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur. İnsanı günaha düşüren tuzaklardan ötürü vay dünyanın haline! Böyle tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline!
Din denince neden akıllarına hep "kadın ve içki" geliyor?! Bu ülkenin sorunu yolsuzluk, terör, tecavüz ve adaletsizlik değil mi?!