Matbuat ve kanalların birinci vazifesi, her şerait altında, halkımızın bilincini dağıtmak, aklını bozmak ve oligarşinin en hasis ve en açgözlü çıkarlarını müdafaa etmektir, burada ölçü tanımadıklarını görüyoruz.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. Çünkü devrimler laisizmi getiriyor, 'demokrasi', pek çok 'şeyi' ve bu arada akıl düzenini bozuyor.
Bakışımıza getirilen işbölümünü, bir tür zincire vurulma ve bir tür hapislik olarak görmeliyiz; aklın hapisliği işbölümünün zincirleriyle gerçekleştiriliyor. Böyle bakarsak, Batı dünyasındaki ve Türkiye'deki üniversitelerin, insan aklının büyük hapishanesinin koğuşları olduklarını görürüz.
Bilim, gerçeğe olan bağlılığını değiştirmeyecek. Sadece dinin saçmalığa olan bağlılığını değiştirmesini umabiliriz.
Sizi tedirgin eden şeyi söyleyeyim mi? Fransa'nın üç yüz yıldır yaydığı büyük özgürlük ışığı tedirgin ediyor sizi; o akıldan yapılmış ışık. Aydınlık Fransız ulusundan meydana gelen ve dünyanın bütün uluslarının yüzüne Fransa'nın parıltısı halinde vurmuş olan o ışık rahatsız ediyor sizi.
Galilei'yi, Kristof Kolomb'u zindana attıran, Pascal'ı, Monteigne'i, Moliere'i din ve ahlak adına aforoz eden onlardır. Fransa'nın 300 yıldır yaydığı büyük ışık onları rahatsız ediyor. O ışık akıldan müteşekkildir. Gerçek mümin benim ey rahipler, sizler dinsizsiniz.
Gerçekçi, hem dünyayı hem hayallerini bilen kişidir. Sizinse aklınız başınızda değil, üstelik binde biriniz bile hayal kurmayı bilmiyorsunuz.
İnsan hemen hemen bütün gününü okumakla geçirirse, yavaş yavaş düşünme yeteneğini kaybeder.
Tanrı eğer bizden bir şey yapmamızı istiyorsa, bu dileğini belirtirken daha açık olmalıdır. Aklı başında insanlar, bunu yapana kadar ona önem vermeyeceklerdir.
Din, insanın alt üst olmuş kendi hayal gücüyle yarattığı var olmayan, akli yeteneklerini kaybettirdi ve insanı en sefil, acınası köle haline getirdi.
Akılsallık üzerine temellendirilmiş toplum tam anlamıyla özgür değildir; böyle bir toplumda aydınların oyunu oynanır.
İnsanlar genel olarak akıllarını önyargılarını söküp atmak için değil, onları meşrulaştırmak için kullanıyorlar.
Bütün mezheplerde ahmaklar var, çoğunda da düzenbazlar. Sırf deliliği vahiy sanan ve kendilerine Evangelist adını takmayı tercih eden adamlarca yazıldı diye kimsenin anlayamadığı gizemlere neden inanacakmışım?
Bütün dinlerde ahmaklar var, çoğunda da düzenbazlar. Sırf deliliği vahiy sanan ve kendilerine peygamber adını takan adamlarca yazıldı diye kimsenin anlayamadığı gizemlere neden inanacakmışım?
Ne var ki her yandan «düşünmeyin! aklınızı kullanmayın!» diye bağırıldığını işitiyorum. Subay, «Düşünme, eğitimini yap!», maliyeci «düşünme, vergini öde!», din adamı «düşünme, inan!» diyorlar.