Marksizm bu topraklarda biterse dünyada biter.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kıbrıs'taki bu haksız durum devam eder, müttefikler bizi yalnız bırakır, NATO yanımızda olmaz, anlayışsızlık hüküm sürer, Türk azınlık ezilir, bu böyle devam ederse günün birinde Batı'nın bu savunma sistemi yıkılır, yeni şartlarla yeni bir sistem ve dünya kurulur, Türkiye de bu yeni dünya içinde yerini bulur!
Kim ne söylersen söylesin, içeride kimler ne yalanlar kurgularsa kurgulasın, ne tür kötülükler yayarsa yaysın, Türkiye 2021’de yükselişini sürdürecek. Daha da hızlanacak. Bunu içeride olanlara bakarak göremezsiniz. Dünyaya bakarak, dünyadaki Türkiye tartışmalarını izleyerek görebilirsiniz. İçerideki zihinlere zehir saçan kötülük rüzgârlarından biraz olsun kendini koruyan herkes bunu anlayacaktır.
Devletin kapitalizmin yeniden üretimini sağlamada iki tür sistemi vardır: İlki, Devletin Baskı Aygıtları; hükümet, ordu,polis,hapishane. İkincisi Devletin İdeolojik Aygıtları; eğitim,din,siyaset,sendika,basın-yayın. Bunlar ideolojik yeniden üretimi devletin işleyişine bağlayan kültürel aygıtlardır.
Devlet, sömürü üzerine kurulmuş ideoloji ve zor kullanımıyla garantilenmiş bir aldatmaca ilişkisini icra eder.
... "Tek yol devrimdir!" diyerek yine Marksist-Leninist propaganda yapanlara elbette müsaade edemezdik. Çünkü Atatürk'ün koyduğu inkılapçılık, şimdiki adıyla "devrimcilik" bu değildir. Eğer bu olsaydı, yani Marksist-Leninist düzen olsaydı, bu düzeni kendisi kabul ederdi. Çünkü Marksist-Leninist ideoloji Atatürk'ün zamanında da vardı. Bu, Atatürk'ten sonra meydana çıkmış bir ideoloji değildir. Bunun gibi, "Atatürk koymuştur, Atatürk kurmuştur." diyerek karşımıza çıkanlara deriz ki: "Koyduğu ve kurduğunu çarpıtmadan, saptırmadan, doğru dürüst muhafaza ettiniz mi yoksa yalnız ismi mi ortada kaldı?"
Çünkü bizler, tıpkı demokrasi gibi, sosyal adalet gibi komünizmi de komünisti de bir türlü bilemiyor, anlayamıyor, öğrenemiyoruz. Bundan dolayı “komünist” lafını bir meyhane küfrüne, “komünizm"i de çocuk masallarının umacısına benzettik…
1991 yılında Sovyetler Birliği çözüldü. 1992 yılında Yugoslavya parçalandı. 1993 yılında sırada Türkiye var.
İslamizasyon, eninde-sonunda, Türkiye'de insanı bozmak operasyonu'dur. Bozuculukta şimdi magazin ve dizilerle yarışmaktadır.Sınıfidir, bozarak fabrikada sulh peşindedir. İslamizasyon kolay yönetim ve diktatoryal rejim için taban hazırlama işidir. Cahil ve tabi insan ya da yaratık imalatı demek mümkündür ve oradayız.
Türkiye'nin büyük zenginleri bugünkü Türkiye'yi fazla aydınlık buluyor. Daha karanlık bir Türkiye istiyorlar.(2007)
Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.
Biraz tarih biliyorum, bana göre Deli İbrahim'den sonra Türkiye'de hükümet etmeye gelmiş en bilgisiz kimsedir. Sabri Ülker'in bisküvi kutularını saymayı bilebiliyor
Hangi ahmak benim sabetayizme olumsuz baktığımı söylüyor, bu tür ahmaklarımızın azaldığını sevinerek söylebiliyorum. Sabetayistler olmasaydı, biz bu cumhuriyeti kuramazdık, diyen ben oldum. Bugün Sabetayistler, Türkiye'ye sadık olsalar, bu kadar sarsılmazdık, bu da benim ifademdir, büyük çoğunluğu ülkenin çıkarlarını gözetmiyorlar ve geriye kalanlar ise bu ülkeye, Türkiye'ye, eskisinden daha fazla bağlıdırlar.