Benzer Sözler

Beş on budalayla birlikte özgürlük, akıl, bilim, memleket gerçekleri diye suda havan dövüp durduk. Ne kadar hata ettiğimizi anlamaya başlıyorum. Birkaç cafcaflı tefsir ve 'dinimiz neden elden gitti' sorusuna ilericileri batıran cevaplar vermek, elimizi öpmek için koşanların kuyruğunu caddelere taşıyacaktı. Bizden sonrakiler bu hataya düşmemelidir.

Hedefim hayatımın mümkün olduğunca çoğunu doğa içinde geçirmek. Yani onun dışında büyük bir hedefim, hırsım yok. Ne kadar çok günümü, doğa içerisinde farklı ekosistemlerde geçirirsem o kadar iyi. En büyük hedefim de görebildiğim kadar farklı canlı türü görmek. Özellikle de kuşlar. Zaten dünyadaki kuş türlerinin yaklaşık dörtte üçünü doğada kendi ortamlarında gördüm, bu 7 bin 700 türden fazla kuş türü oluyor. Yani en büyük hedefim, yeni kuş türleri görmek, görüntülemek, gitmediğim farklı yerlere gitmek. Bir yandan da bilimsel olarak makalelere çevirip, bunları da halkla paylaşmak. Doğanın mümkün olduğu kadar farklı yerlerini ve canlıların korunmasını sağlamak. Ucu açık hedeflerim var. Her zaman yeni bir tür, korumayı isteyeceğim bir yer olacaktır.

Sizi tedirgin eden şeyi söyleyeyim mi? Fransa'nın üç yüz yıldır yaydığı büyük özgürlük ışığı tedirgin ediyor sizi; o akıldan yapılmış ışık. Aydınlık Fransız ulusundan meydana gelen ve dünyanın bütün uluslarının yüzüne Fransa'nın parıltısı halinde vurmuş olan o ışık rahatsız ediyor sizi.

Küfür de, 'tehdit' de yüreksizliğin, tükenmişliğin ürünüdür. Ve boşunadır. 'Tabu'lar üzerine gidiş sürecek, şimdiye dek 'yalan'larla örtülegelmiş, karanlıklarda -güçlülerin yararına- saklanagelmiş ne denli 'mesail-i müstetire (gizli-saklı din konuları) varsa, bir bir ortaya dökülüp sergilenecektir. Buna kimsenin kuşkusu olmasın. Daha güzel bir dünyanın, ışıklı dünyanın, özgürlüklerin, insan aklı ve bilimin tüm boyutlarıyla geçerli olduğu bir dünyanın kurulması için bu tür çabalar, su kadar, hava kadar gereklidir. Ve şu da unutulmamalı ki, bunun, korkulagelen, ürkülegelen 'izm'lerle de hiçbir ilgisi yoktur.

İnsan, kendi dünyasının dışında gezinmek ister; mükerrer denetimlere, hırslı, çılgın deneyimlerine bakmaksızın, hâlâ imkânsız olana kalkışır; araştırmalarını görünen dünyanın ötesinde gerçekleştirmeye gayret eder ve sefaleti hayali diyarlarda arar. Pratik bir filozof olmadan önce metafizikçi olur. Hayaller üzerine meditasyon yapmak için gerçekler üzerinde düşünmeye son verir. Varsayımda bulunmak, hipotezlere kendini vermek için deneyimi ihmal eder. Aklını geliştirmemeye cüret eder, çünkü ilk günlerinden beri onun suçlu olduğunu düşünmesi öğretilmiştir. Yaşadığı dünyada mutlu olduğu imkânları düşünmeden önce, başka bir hayatın belli belirsiz yerlerindeki kaderini biliyormuş gibi davranır; kısacası, insan doğanın çalışmasını küçümser.

Doğa insana şöyle der: Sen özgürsün, yeryüzünde kimse seni senin haklarından kanunen yoksun bırakamaz. Din ona şöyle seslenir: O bir köledir ve Tanrısı tarafından ömrü boyunca temsilcilerinin demir çubukları altında inlemeye mahkûm bırakılmıştır. Doğa insana doğduğu yurdu sevmesini öğütler, o yurda inançla hizmet etmesini, ona zarar vermeye çalışanlara karşı kendi menfaatlerini yurdununkilerle harmanlamasını söyler; din ona şikâyet etmeden yurt üzerinde baskı kuran zorbalara itaat etmesini emreder, yurduna karşı onlara hizmet etmesini, onların boyun eğmez kaprisleri altında diğer yurttaşlarını köleleştirerek lütuflarını hak etmesini emreder.

Doğa, insana aklını kullanmasını ve rehberi yapmasını söyler; din ise insan aklının yozlaşmış olduğunu, güvenilmez bir rehber olduğunu ve hilekâr bir Tanrı tarafından yaratıklarına yoldan çıkmaları için rehberlik yapmak üzere verilmiş olduğunu öğretir. Doğa insana aydınlanmasını, gerçeğin peşinden gitmesini, kendini sorumlulukları hakkında eğitmesini söyler; din hiçbir şeyi araştırmamasından, cehalet içinde yaşamasından, gerçekten korkmasından memnun olur; insan ve hakkında hiçbir zaman herhangi bir bilgi sahibi olamayacağı varlık arasında mevcut olandan daha önemli bir ilişki olmadığına insanı ikna eder.

Liste
Yükleniyor…