Kürt sorunu aramakla bulunmaz, sorunu görmek için göz değil, akıl ve vicdan gerekir (İçişleri bakanı İdris Naim Şahin'in "Hangi Kürt sorunu, arıyorum bulamıyorum" cümlesine karşılık)
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yürekten itaat edeceğim tek bir iktidar var, kendi aklımın kararı, kendi vicdanımın emrettiği..
Bazı içişleri bakanları vardır ki, kendileri 1915 modeldir. Bunların bir de 38 modelleri var ama onlar çok gaz yakıyorlar. Bu modellerin iki "küçük" eksikleri var, direksiyonları ve frenleri yoktur, nereye gideceklerini ve nerede duracaklarını bilemezsiniz. (İçişleri bakanı İdris Naim Şahin'in "PKK demek, Apo demek, KCK demek, BDP demek" cümlesine karşılık)
Cemil Çiçek duruyor, duruyor ‘Bunlar sünnetsizdir, bunlar şöyledir' diyerek kafaları bulandırmaya, meseleyi başka yerlere çekmeye çalışıyor. Cemil Çiçek'e göre; bu halkın dil, kültür, inanç sorunu yok, mesele birkaç PKK'linin sünnet sorunu. Eğer sorun buysa sen de çok meraklıysan seni ‘hükûmet sünnetçisi' yapalım, Kandil'e gönderelim git bu sorunu çöz.
İnsanlar ırk veya renk gibi tesadüfi sebeplerle üstün olmazlar. En iyi vicdanı, en iyi aklı olanlar üstündür. Üstün insan yerdekine eğilerek ayakta durur ve onu kaldırarak yükselir.
Adalet, öncelikle sizin bakşınızda, gönlünüzde, aklınızdadır. Eğer bunları iyi kullanırsanız gönlü, aklı, vicdanı, bilgiyle bütünleştirirseniz adaletli şeyler yaparsınız. O yüzden güzelliği anlatan sanatla iç içe olmalıyız.
Vahiyle irfanı, akılla vicdanı, tecrübeyle bilimi harmanlayarak hem ülkemizin hem de dünyamızın ortak mirasına katkılarınıza destek vereceğiz.
Gel, şu ortak vatanımızda aklın, vicdanın ve barışın sesini pırlanta haline getirelim.
Esas olarak vicdanın en yüzeysel ve yanıltıcı olan bölümüne (bizim nedenimiz) değil, derin ve emin olan, içgüdüsel olan bölüme bağlı olmalıyız.
Bakın Atatürk'ün bir lafı vardır, "Tehdit esasına dayalı ahlâk ahlâk olmadığı gbi güvenilir de değildir". Siz ananızdan babanızdan korktuğunuz için, polisten korktuğunuz için, cumhurbaşkanınızdan korktuğunuz için, Allahtan korktuğunuz için; bir şeyler yapmıyorsanız, kötü şeyler yapmıyorsanız siz vicdanlısınız demek değildir; siz korkaksınız demektir. Ben hiçbir şeye inanmayan bir adamım. Buna rağmen ben birisine kötülük yaparken içimde bir sızı hissediyorum ve onun için yapmıyorum. Şimdi bu sızıyı ben neden hissediyorum, onu hemen size söyleyim; bunun da kaynağı tamamen egoizm. Sakın böyle "Efendim ben çok öyle ahım şahım böyle adamım" anlamayın. Çünkü diyorum ki ben o adama bu kötülüğü yaparsam, bu kötülüğün yapılabilir bir şey olduğu yayılır, biri de gelir günün birinde bana yapar. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar böyle şeyler yapmamaya gayret edelim. Birbirimizle iyi geçinip yaşarsak hepimiz faydalanırız. Yani bu Amerikanca'da biliyorsunuz bir "Win-Win" senaryosu var, herkes kazanır. Birisini kazıklayarak bir yere geldiğiniz zaman günün birisinde birisi de sizin kafanıza basar, o kazanır siz batarsınız. Böyle bir aptallığı yapmayacak insanlar yetiştirelim. Onun için Sinan Beye dedim ki, "Vicdandan önce, o vicdanı sağlayacak kadar akıllı insanlar yetiştirmeye bakalım". Her zeki insan akıllı değildir. Bu aklı öğretelim. Dolayısıyla toplumu değerlendirmeyi öğretelim. Adam bilsin ki bir aptallık yapıp birisine zarar verirse günün birinde bir başka aptal da gelir ona zarar verir ve bu işin sonu alınmaz.
Akl-ı Selim, kutsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir. Promethe, Kafkas Dağları’nda değil, gönül dağlarındadır ve zincirlerini kırmıştır. Mabudumuz fazilettir. Amali fazilet ise hürriyetsiz mümkün değildir. Hürriyetlerin akdem ve akdesi fikir ve vicdan hürriyetidir.
Sufizm mi, tasavvuf da diyebiliriz, eninde-sonunda akıldan çıkmak'tır. Sürekli vecid ya da nöbet halidir.
Tarikatlarda hem ruhban sınıfı var, hem kabala'ya çok yakındır ve hem de itaat öğretimi ve itaat disiplini çok daha ciddidirler; tarikat mensupları, normal bir dindardan daha az akıllı ve çok daha tabidirler.
Sanayileşmenin ve kalkınmanın tarihe gömüldüğü bir toplumda akıl bir lükstür; kapitalizm öncesinde ve tekelli düzende, bir rehber olarak, akıl'a gerek olmadığını biliyoruz. Öyleyse akılsızın akıllıyı kovma süreci normal olmaktadır. Tefeciyi siyasetçinin esir aldığı bir toplumda da en akılsızın en yüksek tepeye çıkması ve kütlesel olarak akıldan kaçış yasadır ve bizde şimdi bu yasa yürürlüktedir. Kamu gelirlerinin, fiilen tamamının faiz ödemelerine ayrıldığı bir ülkede tefeciler egemen demektir; insanı tefeci ahlakının yönettiğini anlıyoruz.
Matbuat ve kanalların birinci vazifesi, her şerait altında, halkımızın bilincini dağıtmak, aklını bozmak ve oligarşinin en hasis ve en açgözlü çıkarlarını müdafaa etmektir, burada ölçü tanımadıklarını görüyoruz.
Demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. Çünkü devrimler laisizmi getiriyor, 'demokrasi', pek çok 'şeyi' ve bu arada akıl düzenini bozuyor.