Küresel iklim değişikliğini daha da kötüleştireceğiz - hayvanların açıkça muzdarip olduğu fabrika çiftliklerinde devam eden korkunç uygulamalara asla girmeyeceğiz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bugün dünyadaki hiçbir toplumda yaşam hakkı yoktur, geçmişte de olmamıştır (Hindistan'daki Jainler az sayıdaki istinadan biridir.) Kesmek için besi hayvanı yetiştiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve gölleri hiç balık yaşayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kürkü için leopar, gübre yapmak için balina öldürürüz; yunusları dev balık ağları içine hapsedip soluksuz bırakırız; fok yavrularını sopayla öldürürüz ve her gün bir canlı türünün soyunun tükenmesine sebep oluruz. Tüm bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlıdır. Sözümona korunan yaşam değil, insan yaşamıdır.
Et yemenin insanlığa ve gezegendeki tüm canlılara bedeli ağır. Hayvansal protein tüketimi sadece kanser, şeker ve kalp hastalıklarından erken ölüme yol açmakla kalmıyor; kesimlik hayvanlar sera gazı salımının en önemli kaynaklarından biri olduğu gibi ormanların yok edilmesinin başlıca sorumlularından. Bu bulgular, sağlıklı ve uzun yaşamak yanı sıra yeryüzünde yaşamı tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadele için de vegan olmaktan başka çaremiz olmadığını gösteriyor.
Et yemekten hoşlanmıyorum çünkü; domuzların ve kuzuların nasıl öldürüldüğünü gördüm. Onların acısını gördüm ve yaşadım. Yaklaşan ölümü hissediyorlardı. Dayanamadım, çocuk gibi ağladım. Koşarak bir tepeye çıktım, nefes alamıyordum boğuluyorum sandım. Kuzunun ölümünü yaşadım.
Temelde etik, birisinin diğerine acı çektirmemesini ya da diğerinin özgürlüğünü ya da hayat kalitesini böyle yapmayı gerektirecek sebepler var olmadıkça (meşru müdafaa gibi) ortadan kaldırmamasını gerektiriyor. Hayvan duygularının, zekasının ve sosyal hayatının karmaşıklığı üzerine ciltler dolusu bilimsel yazının yanında bir canlının hissetme yeteneğinin olması onun temel haklarının var olması anlamında gerekli ve yeterli bir koşuldur. Böylece, hayvanlar esir edilebildiği gibi özgürleştirilebilir de; gerçekten de hayvanların köleleştirildiği bir yerde insanların onları özgürleştirme gibi bir görevleri bulunuyor. Bu vicdan çağrısına cevap veren hayvan özgürlüğü grupları dünyanın her yerinde yayıldı, bu gruplar esir tutulan hayvanları sömürü sistemlerinden kurtarmak için zulmün maddi ve ekonomik temellerine saldırıp onu işlevsiz hale getirmek yoluyla olduğu kadar hayvanların insanlar için var olan metalar, araçlar, eşyalar olduğu yolundaki o çok eskilere kök salmış mentaliteye de meydan okuyorlar.
Gerçekten devrimci bir sosyal teori ve hareket, sadece bir türün üyelerini değil, bütün türleri ve dünyayı özgürleştirecek. Adını layığıyla taşıyacak bir devrimci hareket, hakimiyetin ilk tarım toplumlarında görülen hayvan evcilleştirme pratikleri gibi örneklerini düşünerek hiyerarşi ve egemenliği kavramsal kökleri üzerinden kavrayacak; doğaya, çevreci ve hayvan haklarına dair yeni bir etik oluştururken her türden öldürücü hiyerarşik düşüncenin ve amaç aracı meşrulaştırır fikrinin yapısını aşabilecektir.
Hayvan hakları modern insanlığın tertiplediği eşitlik, demokrasi ve haklar gibi en yüksek değerlerin geliştirilmesinde bir sonraki sahne. Kendimizi gezegene hükmeden yarı tanrılar olarak gören o sapkın kavramlarımızı, yaşayan büyük ilişkiler ağına ait ve bu ağ içerisinde birbirine bağımlı varlıklar olduğumuzu söyleyen daha alçakgönüllü ve bütüncü bir nosyonla değiştirmek zorundayız. Tahakkümcü ve türcü kimlikler bizi felaketler yokuşundan aşağıya doğru yuvarlıyor. Eğer insanlık ve yaşayan dünya, bir bütün olarak bir geleceğe sahipse, insanlar hayatın tümüne saygı duyan evrensel bir etik kavramını kucaklamak zorundalar.
Yeryüzünün bazı kısımlarının kirli havayla kaplandığı hep olmuştur. Beklenmeyen bir hava gördüm. Fırtınalar geçmişte gördüklerimizden daha büyükler. Bu bir insan etkisi. Bu doğal bir fenomen değil.
Kişinin kendi türünün üyelerinin başka türlerin üyelerine kıyasla özel ahlaksal değer hak ettikleri duygusu eski ve derindir. Savaş zamanı dışında, insan öldürmek genelde işlenebilecek en ciddi suçtur. Bizim kültürümüzde daha da şiddetle yasaklanmış bir tek şey var; o da insan yemek (ölmüş bile olsalar). Bununla birlikte, başka türlerin üyelerini yemekten hoşlanıyoruz. Birçoğumuz, canilere bile ölüm cezası uygulanması düşüncesinden iğrenirler; Öte yandan da, ılımlı 'hayvan zararlılarının' yargılanmaksızın vurulmasını neşeyle desteklerler. Aslında, diğer zararsız türlerin üyelerini zevk ve eğlence için öldürürüz. İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. Yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. Dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hak ve ayrıcalıklarla donatılır.
Ben vejetaryen olmak istiyorum. Herkesin vejetaryen olmasını isterdim. 100 veya 200 yıl sonra bugünkü hayvanlara karşı davranış şekillerimizle dedelerimizin kölelere davranış şekillerine baktığımız gibi bakabiliriz. Çiftliklerde ve kesimhanelerde hayvanlara karşı zalimce muameleye karşı çıkmak bizim için çok önemlidir.
Kölelik ve sömürgecilik döneminin ırkçı etiğinden çok daha ötelere doğru geliştiğimiz gibi, şimdi de fabrika çiftçiliği, hayvanların araştırma aracı olarak kullanılması, balinacılık, fok avcılığı, kanguru katliamı ve yaban hayatın kökünün kazılması gibi olayların hüküm sürdüğü tür ayrımcısı etikten ötelere doğru ilerlemek ve gelişmek zorundayız. Etik çemberini büyütüp genişletmek adına bu son adımı atmak zorundayız.
Dünyanın her yerindeki adaletsizliğe meydan okumak için adaleti her yerde pratik etmeliyiz: sokaklarda, duruşmalarda ve tabaklarımızda.
Hayvan yemek hayatta kalmak için bir zorunlu değilse bir seçimdir ve seçimler muhakkak inançlardan kaynaklanırlar.
Gençliğimden bu yana et yenilmesine karşıyım. Bir gün insanların hayvanları öldürmeyi tıpkı insan öldürmek gibi cinayet kabul edeceğine inanıyorum.
Eğer insanlar etik nedenlerden ötürü vejetaryanlar ise - hayvanları öldürmenin ve yemenin yanlış olduğuna inandıkları için - gerçekten de vegan olmalılar.
Eğer hayvan yemek insan sağlığına yararlı olsaydı da ben bir cesedi mideme indirmekten dolayı keyif alamazdım.
Hiçbir şart altında... Bir hayvanı; yemek için öldürme. Ben hayatımda asla et yemedim. Asla, tadının nasıl olduğunu bile bilmem. Vejetaryenlikten gurur duyduğumdan filan değil. Ama bunu yapamıyorum. Ve öldürmek; bir endüstri haline gelmiş. İnsanları doyurmak için hayvanları öldürmek...