Koronavirüs salgını başta olmak üzere, orman yangınları, sel ve çığ felaketleri ile karşı karşıya kaldık. Ancak devletimizin gücü, milletimizin de tahammülü ve feraseti ile hamdolsun tüm sorunların üstesinden geldik. Bu zorluklara rağmen 2021 yılı milletimiz adına büyük kazanımların elde edildiği bir yıl olarak da tarihe geçmiştir. Taksim Camisi'nin açılması, 540 milyar metreküp doğalgazın keşfi, Atatürk Kültür Merkezi başta olmak üzere 81 ilde yaptığımız devasa nitelikteki yatırımların açılışı, terörle mücadeledeki başarılarımız, TURKOVAC aşımızın acil kullanım onayı alması ve AKINCI TİHA gibi birçok yerli ve milli savunma sanayi projelerinin hayata geçmesi bizleri sevindiren olaylardır. Bu duygularla 2022 yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için barış, huzur ve sağlık içinde geçmesini temenni ediyor, aziz milletimize ve kıymetli hemşehrilerimize selam ve saygılarımı sunuyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Şu anda Avrupa'daki ikinci önemli rüzgâr tünelini yapıyoruz. İnşallah 2022’nin sonunda çalışmaya başlayacak. Avrupa'nın en önemli rüzgâr tüneli Hollanda-Almanya yapımı tüneldir. Şimdi diğeri de Ankara'daki Akıncı tüneli oluyor.
Size mutlu bir yeni yıl diliyorum ancak rekor sayıda, 339 milyon, insan için mutlu bir yıl değil. Yeni, onlar için umut yerine, hastalık, açlık, çatışma ve insanları evlerinden uzaklaştıran iklimle ilgili felaketler gibi korkular getiriyor.
Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'nda bizi yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakal daha gür çıkar.
19 Mayıs'ta Diyarbakır annelerinin huzurunda olacağız. Ellerinden, ayaklarından öpmek ve acılarını paylaşmak için yanlarında olacağız. Türkiye'nin her yerindeki gençleri yürüyerek Diyarbakır'a çağırıyorum. Diyarbakır'da kardeşlik ve özgürlük yükselecektir. Türkiye'nin birliği ve beraberliği bu kadim topraklarda başkalarının taşeronu olan örgütlerin üzerinden değil, bu halkı seven, bu milleti destekleyen gençlerin omuzunda yükselecektir. Birlikte Türkiye'yiz. Anneleri ziyaret etmeyenleri de buradan kınıyorum. Her gün başka bir kurumun önüne giden liderler her gün Diyarbakır annelerinin önüne gelirlerse, ellerini öpmeye çalışırlarsa bu ülkeye büyük hizmet edeceklerdir.
Milli savunma, ancak milli bir sanayi ile milli bir anlayışla etkin ve mümkün olur.
Yeni yıl! Ne acayip söz! Dünden bugüne bir şey mi değişti? Bu salı, dünkü pazartesinin haber verdiği gün değil mi? Ben bugün dünkünden başka bir insan mıyım? Dün ne yaptım, nasıl yaşadımsa yarın da öyle yaşayacak değil miyim? Ta ölünceye kadar...
Hayatlarını bizim ölümümüzde arayan yabancı milletlerle yabancı hükumetlerin aramıza serpiştirdiği nifak, fesat, kavmiyet, cinsiyet, ırk davalarını; kısacası milli birliğimizi perişan edecek her türlü yok oluş tohumlarını bir an evvel büyütmek, bir an evvel mahsul verecek olgunluk devresine getirmek için o kadar faaliyet gösteriyoruz ki… Hayrına, hakiki menfaatine karşı o kadar lakayt, o derecede korkak görünen Müslüman cemaatlerin kendi şerlerine, kendi ziyanlarına gelince nasıl olup da bu kadar çalışkan kesildiklerine akıl bir türlü ermiyor!
Ülkemiz için komünizm ne kadar tehlikeliyse laikliğe karşı davranışlar ve geriye gidiş, taviz verme, irticaya taviz verme de o kadar tehlikelidir. Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Ben burada bütün milletin ve bütün partilerin bu tehlike karşısında, bu tehlikeler karşısında birleşmelerini tavsiye ederim. Bazı konular vardır ki bunlarda birleşilebilir. ... Laiklikte birleşilebilir... Bunda iktidar ve muhalefet olmaz.
En acemi neferinden kalbinde Allah korkusu, sonra sevgili Peygamberimizin aşkı, ondan sonra da Büyük Millet Meclisi'mize hürmet ve itaat yatıyor. Bugün milletimizin birliğini temsil eden bu nurlu meclisimizin yarattığı milli zaferlerle, şarkta ve garpta milletimizi saran esaret zinciri nasıl kırıldı ise inşallah son halkaları olan ve İstanbul üzerinde kalan bakiyesi de pek yakında bu surette parçalanacaktır. İnşallah millî zaferlerimiz gayesini tamamen idrak ettikten sonra ordularımız tabiatıyla hal-i sulhe geçerken, bu millî birliğimiz sayesinde ilim ve irfan ordularının da seferberliği başlar ve hariçten bizi sarsmak isteyen esaret zinciri gibi dahilde de bizi aynı surette saran fakir ve cehle karşı aynı surette her taraftan hücum ederiz ve Cenâb-ı Allah'ın inayeti ve sevgili Peygamberimizin bize olan yardımı ve büyük milletimizin birliği sayesinde yakında refaha ve saadete ve ilm-i irfana kavuşuruz ve biz de bu surette ebediyyen mesut oluruz.
İstanbul'da ortaya çıkan ve Sarıkamış'taki Varlık gazetesinde tenkide uğrayan Kemalist tabirinin ecnebi gazetelerde de gittikçe yayıldığı hakkında mütalâamı şöylece söyledim: Daima iftihar edeceğimiz Türk milliyetçiliği ve Türk demokratlığı, millî birliğimizi ve millî kuvvetimizi perçinleyen, bir düze de artıran amilleridir. Bu güzel vasıflarımız, Türk varlığını ve Türk kudretini müterakki cihana (ilerleyen dünyaya) en doğru ve en kolay anlatılabilir. Kaynağı bilinmeyen Kemalist tabiri etrafında toplanmış bir azlık ifade ediyor. Halbuki, bütün millet etrafımızdadır. Bunun için dar çerçeveli bir tabire iltifat buyurmayın.
Annelerin buradaki direnişi, kamuoyu oluşturmaları son derece kıymetlidir ama üzüntü veren bir tarafı oluyor. 1117 gündür bu anneler karınlarında taşıdıkları çocuklarının 14,15,17, 20 yaşlarda terör örgütü tarafından kandırılarak ya da zorla dağa, terör örgütünün bulunduğu yerlere kaçırılmaları ve aileleriyle, anneleriyle, annelik hukukunu ortadan kaldırmaları karşısında Avrupa'da insan hakları üzerine söylem geliştiren ülkelerin kurumları duyarsız, sessiz oluşları da ibretliktir. Dolayısıyla onların çifte standartlı bu durumları deşifre olmuştur. Annelerimize metanet diliyorum. Buradaki anneler doğurmuş bu çocukları ama buradaki çocuklar hepimizin çocuğu, Türk milletinin çocuklarıdır, anneler de Türk milletinin annesidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu olay karşısında hassasiyetimiz son bulana kadar devam edecek.
Terör saldırıları en büyük binalarımızın temellerini sarsabilir ama Amerika'nın temellerine dokunamaz. Bu eylemler çeliği paramparça eder, ancak Amerikan kararlılığının çeliğini aşındıramaz.
Her birisi bir Karun hazinesini hasetten çatlatacak değerdeki maddi ve manevi varlıklarımızın, tarihimizin, bayrağımızın, sınırlarımızın, milli birlik ve beraberliğimizin. Ekonomik kurumlarımızın kıymetini biliyor muyuz?
Aynen IMF’den borç alırken IMF’ye borç veren Türkiye’ye dönüşmemiz gibi, sadece tarihî ve kültürel miraslarıyla UNESCO tarafından koruma altına alınan zenginlikleri olan Türkiye’den, karar mekanizmasında söz sahibi olan Türkiye’ye gelmek için çok çalıştık. Daha çok çalışacağız 2023’te, 2071’de daha güçlü daha müreffeh olmak için bir olacağız, iri ve diri olacağız ve hep birlikte çok çalışacağız...
Bize ilk önce birlik lazım!Yurt uğrunda birlik ,Birleşmiş Azerbaycan Yurtları uğrunda birlik.
Adımız bir, anımız bir, acımız bir. Biz büyük bir aileyiz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya; tek yürek, tek bileğiz. Biz Türkiye'yiz.
Nereden öğrendiği meçhul, kim kulağına fısıldamış o da bilinmiyor. Bir 36 etnik unsurdan bahsediyor. Kim bu otuz altı etnik unsur diyorsun, beşi altısını sayıyor, gerisi yok.
Çok ilginç, zeki, fakat fazlasıyla hayalci bir insandı. '100 bin tank, 100 bin uçak yapacağız' demişti. Kendisini odama çağırdım. 'Sayın Erbakan bunu nasıl söylersiniz!' dedim. 'Bir kere mümkün değil, 100 bin tank, 100 bin uçak yapmamız. Bunların pilotlarını bulamayız.' Terledi. 'Efendim, böyle şeyler siyasette temenni manasında söylenir' dedi.