Korkuyorum, birisi bir şey derse ölürüm gibi geliyor. (Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin çekimlerinden sonra)
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Sezen Hanım ishal olmuş ama ne yazık ki Sezen Hanım'dan çıkanların hepsi beste olmuş. (2007)
Din adamı mantığı, bir yıldız veya sanatçı mantığı gibidir. Hayatın dışına çıkmayı, insani yönlerini mümkün mertebe insanlara göstermemeyi esas alır. İnsanlara hep etkileyici görünmek ister. Aksi halde gözden düşecektir.
Eindhoven sokaklarını gezdim, pislikten geçilmiyordu ama tutup da kameraya çekmedim. (PSV maçı öncesi Trabzon'da rezil görüntüler çekilip tanıtım filmi diye kullanıldıktan sonra)
Yahudi, Hristiyan veya Türk olsun fark etmez. Bütün ulusların ibadethaneleri insanların üzerine korku salmak, insanları köleleştirmek, gücü tekeline almak ve çıkar sağlamak amaçlı kurulmuş insan icadından başka bir şeye benzemiyor.
Farklı dinsel cemaatlerin din adamları tıpkı cadıların gün ışığından korktukları gibi bilimin ilerlemesinden korkar ve benimsedikleri aldatmacaların yok oluşunu müjdeleyen kaçınılmaz sona nefretle kaş çatarlar.
'Din'e saygı', 'din korkusu' anlamına gelen bir kod cümlesi haline geldi. Dinler, diğer tüm fikirler gibi, eleştiriyi hak ediyor, hiciv, ve evet, korkusuz saygısızlığımız.
Şöhretlerini fiziksel bir deformasyona borçlu olanlara sanatçı unvanını reddediyorum. Ben onları soytarı olarak görüyorum.
Herkes sisteme teslim, yeniden yapılanma için eylem yok. Halkın talebi yok. Halkımız duyarsız, ilgisiz. Çarkıfelek'e, Sibel Can'a gösterdiği ilgiyi değişime göstermiyor. Siyasi iktidar bindiği dalı neden kessin? Duyarsız yığınlar kendi varlığının farkına varmadı, çünkü örgütlenemedi. Bana sorarsanız millet sınıfta kaldı. Halkımız korkuyor çünkü ana dayağı, baba dayağı, polis dayağı, asker dayağı ile halkımızı korkutuyoruz. Bu kadar dayaktan sonra duyarsız oluyor. O kadar ki; kendisine zararlı olan yiyecek ve içecekleri söylüyoruz adam anlamıyor. Beyaz ekmek yeme, beyaz ekmek demek nişasta demek, tansiyon, kolesterol demektir diye anlatıyoruz, adam yine gidip beyaz ekmek alıyor. Boyalı içecek içme diyoruz, tabii içecek, ayran iç diyoruz adam anlamıyor. İçki, sigara tüketimi ve kumar oynamada dünyada dördüncüsüyüz. Bu muazzam halktan ne beklenir!
Ahlâk, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl “coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
Seninle aynı fikirde olmadıklarını söyleyenlerden korkma, seninle aynı fikirde olmayıpta bunu söyleyecek cesareti olmayanlardan kork.
Eğer bir sanatçının inançlarını yıkabileceklerini düşünüyorlarsa, inançları çok hassas olmalı.
Düşüncelere sahip olmaktan korkmayan, başkalarını da düşüncelere sahip olmaya zorlayan biri. Bir düşünce teröristi. Zaten bu yüzden Amerika'daki muhafazakar sağ kanadın ve fanatik dincilerin boy hedefiyim. Çünkü düşünce onları korkutuyor. Bireye tahammülleri yok. Düşünen bir bireyden ürkütücü gerçekleri, ne kadar ikiyüzlü olduklarını duymak istemiyorlar.
Dinin yarattığı dikenli tellerin arkasına sığınanlar, daha fazla ifade özgürlüğüne sahip olmak istediklerini sıkça söylerler; ancak, bilimsel hakikatin büyük okyanusuna girmeyi de göze alamazlar, çünkü bu durumda soğuk suya dalmaları gerekir.
Pop müzik popüler kültüre hitap ediyor. Pop standardında bir sanatçı olduysan, başkalarına dil uzatman lazım. Başka türlü popçu kimliğinle maalesef bu piyasada yer alamıyorsun. Gördüm, yaşadım ve biliyorum. Pop star olmak bana göre değil.
Sanatın kendi içinden asaleti vardır; işte budur ki sanatçı alışılmış olan korkuyu hissetmez. Bu, gerçekte, ele aldığında zaten sanatçıyı asilleştirmiştir.
Yazarsam rahatsız ediyorum. Film çevirirsem rahatsız ediyorum. Resim yaparsam rahatsız ediyorum. Resmimi gösterirsem rahatsız ediyorum, göstermesem de rahatsız ediyorum! Rahatsız etme bende gelişmiş bir beceri.
Sanatçı milli olmadan evrenseli aramaya başlarsa, bu uğraşın eserini ortaya koyarsa, bu bütün milleti ilgilendirir. O sanat eseri ile muhatap olan herkesin uğradığı yıkımın sorumlusudur. "Biz böyle bir sorumluluk kabul etmiyoruz" diyebilirsiniz. Zaten sorumluluk duyacak kadar sorumlu olsaydınız, ülkemizde "armut" tüketimi "şiir" tüketimini geçmezdi.
Kim mahkemeye veriliyorsa, hapis yatıyorsa, bir yerde yakalanıyorsa daha çok sanatçı oluyor.