Kız çocuklar, kadınlar ne denli üretici olsalar, erkekler ne denli kahvelerde oyunla vakit öldürseler de üreten erkek, tüketen kadınmış gibi, kadınlar aşağılanmış, hakları çiğnenmiştir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kadının hürriyeti demek, hiçbir hususta erkeğine muhtaç olmaması, ondan bir şey beklememesi, ona tabi bulunmaması idi. Selma Hanım, her şeyden evvel, bu tufeyli vaziyetinden, bu lüks eşya halinden kurtulmak istiyordu.
Kadınsılık, bağımsızlık ve doğurganlık potansiyelini eşzamanlı gösterebilme özelliğidir.
Erkekler sadece kendileri için yaşar; oysa kadınlar bütün bir hayattan sorumludur.
Erkeğin yaşantısı akılsaldır, ama bir takım boşlukları vardır; kadınınkiyse, kendi sınırları içinde, karanlık ama doludur, tamdır. Bu doluluk ona belli bir ağırlık verir; ilişkilerinde, kadın erkeği hafif bulur: diktatörlerin, generallerin, yargıçların, memurların, yasaların, soyut ilkelerin hafifliği vardır erkekte.
Dünya etrafında seyahat ederken, fakir ülkelerin kendi çocukları kollarında açlıktan ölürken, buğdaylarını batılı ülkelere sattıklarını gördüm. Bunu bir suç olarak gören sadece ben miyim? Bana inanın, yediğimiz her lokma et, gözleri yaşlı, açlıktan ölmekte olan çocuğun suratına atılan bir tokattır. O çocuğun gözlerine bakıp da sessiz mi kalmalıyım? Dünya herkesin ihtiyacını karşılayabilecek kadar besin üretebilir, fakat herkesin açgözlülüğünü karşılayacak kadar değil.
Özetle işçi sınıfı kendi kemerini sıka sıka aşırı tüketime mahkum olan burjuvazinin göbeğini ölçüsüzce şişirmiştir.
İşçi sınıfı kendi midesinden kısarak, aşırı tüketime mahkum burjuvazinin göbeğini ölçüsüzce şişirmiştir.
Ürettiğimiz tüm mallar, sürümleri kolay olsun ama çok dayanmasın diye, bile bile üstünkörü yapılıyor.
Eril dil sadece erkeklerin kullandığı dil anlamına gelmiyor. Kadınlar, hepimiz de kullanıyoruz o dili, çünkü binlerce yıllık erkek egemen toplumun içimize işlettiği dil o. İsterseniz askercil, savaşçı iktidar dili diyelim. Düşünün, Tanrı bütün tek tanrılı dinlerde erkektir, babadır. Peygamberler, tebliğciler de öyle... Buradan başlar iktidar sorunu. Erkeklerin şeytan, kadınların melek olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, ama doğurmaya ve yaşamı koruyup sürdürmeye göre yapılanmış ve koşullanmış kadın, barış ve uzlaşma diline biyolojik açıdan bile daha yatkındır. Erkek iktidarının çemberlerini aşabildiği oranda tabii.
“Kadınlar şöyledir, erkekler böyledir” gibi genellemelerden korkuyorum. Bu genellemeler hem kadınları hem erkekleri kısıtlayan söylemler üretebiliyor.