Kendisine Özgür Suriye Ordusu diyen çok sayıda grup var. Tek bir merkez yok. Batılılar tek yapılı gibi lanse etseler de, gerçek öyle değil. Halep’teki başka düşünüyor, Humus’taki başka düşünüyor. Hatta Halep içinde birbirinden farklı düşünen birçok grup var. Bu da birçok elin Suriye içinde olduğunu gösteriyor.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Başbakan Menderes'in, Balıkesir nutkunu sakin sinirle okudum. 1958 Türkiyesinde iftira ve tehditten yılacak siyaset adamı yoktur. Orta Doğu'nun İhtilal hareketleri memleketimize ancak felaket getirir. Tarih daima göstermiştir ki, ihtilal iki türlü olur: Ya doğru yoldan sapmış olan sokak serserileri, meşru hükümetler aleyhine teşebbüs ederler. Yahut insan hakları dışında hükümet sürmek sevdasına düşen siyaset serserileri, ihtilali zorla meydana getirirler. Siyaset adamlarının bu gerçeği, hiç unutmamalarını tavsiye ederim.
Dış politikaya 360 derecelik bir perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Bu nedenle, NATO üyeliğimiz, Orta Doğu, Kuzey Afrika'daki angajmanımız veya Afrika'ya açılmamız veya Asya ekonomileriyle daha derin ekonomik ilişkilerimiz arasında herhangi bir çelişki görmüyoruz.
IŞİD olmadan önce ÖSO diye bir nesne vardı. Onun içindekiler de bunlardı. Biz ÖSO’nun içinde kimlerin olduğunu, ne düşündüklerini görüyorduk. Türkiye üstünü kapatıyordu. Amerikalılar ‘Esad’ı kim yıkarsa yıksın’ diyordu. E kardeşim şimdi yılan senin düşmanını sokarsa sen kalkıp o yılana tapacak mısın? Yılan yılandır. Peki hepimiz ‘Esad yıkılsın’ diyoruz. Ama daha fenası mı gelsin? Bunlar kalkıp insan kesiyor.
Türkiye de Kürtlerle anlaştığı gün Orta Doğu bölgesinde istediği liderliği garantileyecektir.
İşgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etme taahüddünde bulunan bir koalisyon hükümeti, Orta Doğu'daki güvenlik, barış ve istikrara yönelik tehdittir. İlhak, müzakere yoluyla çözümün sonu olur.
Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan Orta Doğu'da adil ve kalıcı barış sağlanamaz.
Suriye'de güvenlik güçlerinin sivil göstericileri öldürdükleri söyleniyordu ama şimdi silahlı isyancılar var ve sormak gerekiyor; kim bunlar?
Eğer Başkan Obama'nın Orta Doğu politikası bu kadar saf ve ukala olmasaydı şu an bir uçurum kenarında olmazdık.
...Türkiye'de Doğu Perinçek grubu gibi Dugin konseptinin yandaşları vardır. Dugin, bu grubun daveti üzerine Türkiye'ye geldi. Beni de davet ettiler, gitmedim.
Güç savaşlarında Orta Doğu, dünyanın geleceğini belirleme konusunda son derece önemli bir pozisyona gelmiştir. Böyle bir ortamda hiç kimse kalkıp uluslararası hukuk, BM kararları, AB hukuku, Avrupa Konseyi hukuku, AİHM kararları üzerinden birtakım sorunların çözülebileceğini ya da birtakım yaklaşımların geliştirilebileceğini söylemesin. Siz ülke olarak güçlü olmadıktan sonra, siz bağımsızlık konusunda tavizsiz olmadıktan sonra, siz ekonomik, askeri ve siyasi olarak kendi iradenizi ortaya koymadıktan sonra bu uluslararası güç savaşları içerisinde ezilmeye mahkum olursunuz.
Orta Doğu'nun halkları Türkiye gibi olmak istiyor ama Türkiye'nin yöneticileri Orta Doğu yöneticileri gibi olmak istiyor.
Orta Doğu’nun bir bölümünde laiklik öyle hızlı ve agresif bir biçimde kuruldu ki, öldürücü bir saldırı gibi algılandı.
Hamas, 7 Ekim'de bu alçak terörist saldırıyı gerçekleştirdi çünkü İsraillilerin ve Filistinlilerin barış içinde yan yana yaşamasından korktuğu kadar çok korktuğu başka birşey yok. Terörün, şiddetin, ölümün ve savaşın yolunda ilerlemek, Hamas'a istediğini vermek demektir. Ve biz artık bunu yapamayız. Bu nedenle bugün, şu anda birarada olan ve yakında tekrar biraraya gelecek olan tüm aileler için şükran duymaya devam edelim... Önümüzdeki günlerde Orta Doğu'nun dört bir yanındaki liderlerle temaslarımı sürdüreceğim ve hep birlikte bölge için daha iyi bir gelecek inşa etmeye çalışacağım. Terör ve şiddetin düşünülemeyeceği bir gelecek, bölgedeki tüm çocukların; Yahudi, Müslüman, Hıristiyan, İsrailli, Filistinli, Arap ne olursa olsun farketmez; Orta Doğu'da her çocuğun sadece barışı bilerek büyüyeceği bir gelecek. Ve biz de bunu yapıyoruz!
Geleceğe bakarken, Orta Doğu'daki bu şiddet döngüsüne artık son vermeliyiz. İsraillilerin ve Filistinlilerin yan yana; iki devletli bir çözümde eşit ölçüde özgürlük ve onurla, iki halkın kendi devletlerinde yaşayabilecekleri çözümü sürdürme kararlılığımızı her zamankinden daha fazla korumamız gerekiyor.
YPG, kendisini PKK'dan ayrı görmüyor. Bu yüzden açıkça deklarasyon yayınlayıp Türkiye'ye geçerek PKK'nın yardımına koşacağını ilan edebiliyor. Lider olarak PKK lideri Öcalan'ı benimsediklerini söylüyorlar. Ancak ABD ısrarla Türkiye'den bu olan bitene gözünü kapayıp, DAEŞ'le çatıştığı için YPG'yi PKK'dan ayırt etmesi bekleniyor. Hâlbuki Nusra nasıl ki DAEŞ'le savaşmasına rağmen terör örgütü olarak kabul ediliyor, Türkiye aynısını ABD'den YPG için yapmasını bekliyor.
Saddam, 2000 yılında, İsrail’i ortadan kaldıracağını söylemişti. Şimdi Ahmedinejad İsrail’i haritadan sileceğini söylüyor. Bu tür radikal tutumların soruna bir faydası yok zararı var ama bu liderlere bir faydası var tabii: Orta Doğu Müslümanlarının sağını da solunu da birleştiren Filistin rüzgârını kendi yelkenlerine doldurup güç kazanmak, yani istismar etmek...
Dünya barışı Orta Doğu barışından geçmektedir. Orta Doğu'da akan kan durmadıkça dünyaya da barış gelmeyecektir. Kudüs ve Mescid-i Aksa çevresindeki 'Yahudileştirme' operasyonlarını hız kesmeden sürdüren İsrail'in esas amacı zamanla oradaki Müslüman ve Hristiyan toplumu bölgeden tecrit etmek, uzaklaştırmaktır. Bu bir Yahudileştirme projesidir. Tarih, halkları sokaktayken hala sessiz kalan Arap liderlerini kara sayfalarına yazacaktır. İsrail askeri operasyonlarını derhal durdurmalı, başta Şeyh Cerrah Mahallesi olmak üzere işgale, yeni yerleşim alanları açılmasına son vermelidir. Evleri elinden alınan Filistinlilerin evleri geri iade edilmeli, Mescid-i Aksa girişlerine konulan barikatlar kaldırılmalıdır. İnanç ve ibadet hürriyetine getirilen kısıtlama ve yasaklara derhal son verilmelidir. Filistin halkının topraklarındaki her türlü işgal, ilhak, haksızlık ve adaletsizlikler son bulmalı, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik eylemleri engellenmelidir.