Benzer Sözler

Başbakan Menderes'in, Balıkesir nutkunu sakin sinirle okudum. 1958 Türkiyesinde iftira ve tehditten yılacak siyaset adamı yoktur. Orta Doğu'nun İhtilal hareketleri memleketimize ancak felaket getirir. Tarih daima göstermiştir ki, ihtilal iki türlü olur: Ya doğru yoldan sapmış olan sokak serserileri, meşru hükümetler aleyhine teşebbüs ederler. Yahut insan hakları dışında hükümet sürmek sevdasına düşen siyaset serserileri, ihtilali zorla meydana getirirler. Siyaset adamlarının bu gerçeği, hiç unutmamalarını tavsiye ederim.

IŞİD olmadan önce ÖSO diye bir nesne vardı. Onun içindekiler de bunlardı. Biz ÖSO’nun içinde kimlerin olduğunu, ne düşündüklerini görüyorduk. Türkiye üstünü kapatıyordu. Amerikalılar ‘Esad’ı kim yıkarsa yıksın’ diyordu. E kardeşim şimdi yılan senin düşmanını sokarsa sen kalkıp o yılana tapacak mısın? Yılan yılandır. Peki hepimiz ‘Esad yıkılsın’ diyoruz. Ama daha fenası mı gelsin? Bunlar kalkıp insan kesiyor.

Güç savaşlarında Orta Doğu, dünyanın geleceğini belirleme konusunda son derece önemli bir pozisyona gelmiştir. Böyle bir ortamda hiç kimse kalkıp uluslararası hukuk, BM kararları, AB hukuku, Avrupa Konseyi hukuku, AİHM kararları üzerinden birtakım sorunların çözülebileceğini ya da birtakım yaklaşımların geliştirilebileceğini söylemesin. Siz ülke olarak güçlü olmadıktan sonra, siz bağımsızlık konusunda tavizsiz olmadıktan sonra, siz ekonomik, askeri ve siyasi olarak kendi iradenizi ortaya koymadıktan sonra bu uluslararası güç savaşları içerisinde ezilmeye mahkum olursunuz.

Hamas, 7 Ekim'de bu alçak terörist saldırıyı gerçekleştirdi çünkü İsraillilerin ve Filistinlilerin barış içinde yan yana yaşamasından korktuğu kadar çok korktuğu başka birşey yok. Terörün, şiddetin, ölümün ve savaşın yolunda ilerlemek, Hamas'a istediğini vermek demektir. Ve biz artık bunu yapamayız. Bu nedenle bugün, şu anda birarada olan ve yakında tekrar biraraya gelecek olan tüm aileler için şükran duymaya devam edelim... Önümüzdeki günlerde Orta Doğu'nun dört bir yanındaki liderlerle temaslarımı sürdüreceğim ve hep birlikte bölge için daha iyi bir gelecek inşa etmeye çalışacağım. Terör ve şiddetin düşünülemeyeceği bir gelecek, bölgedeki tüm çocukların; Yahudi, Müslüman, Hıristiyan, İsrailli, Filistinli, Arap ne olursa olsun farketmez; Orta Doğu'da her çocuğun sadece barışı bilerek büyüyeceği bir gelecek. Ve biz de bunu yapıyoruz!

Geleceğe bakarken, Orta Doğu'daki bu şiddet döngüsüne artık son vermeliyiz. İsraillilerin ve Filistinlilerin yan yana; iki devletli bir çözümde eşit ölçüde özgürlük ve onurla, iki halkın kendi devletlerinde yaşayabilecekleri çözümü sürdürme kararlılığımızı her zamankinden daha fazla korumamız gerekiyor.

YPG, kendisini PKK'dan ayrı görmüyor. Bu yüzden açıkça deklarasyon yayınlayıp Türkiye'ye geçerek PKK'nın yardımına koşacağını ilan edebiliyor. Lider olarak PKK lideri Öcalan'ı benimsediklerini söylüyorlar. Ancak ABD ısrarla Türkiye'den bu olan bitene gözünü kapayıp, DAEŞ'le çatıştığı için YPG'yi PKK'dan ayırt etmesi bekleniyor. Hâlbuki Nusra nasıl ki DAEŞ'le savaşmasına rağmen terör örgütü olarak kabul ediliyor, Türkiye aynısını ABD'den YPG için yapmasını bekliyor.

Saddam, 2000 yılında, İsrail’i ortadan kaldıracağını söylemişti. Şimdi Ahmedinejad İsrail’i haritadan sileceğini söylüyor. Bu tür radikal tutumların soruna bir faydası yok zararı var ama bu liderlere bir faydası var tabii: Orta Doğu Müslümanlarının sağını da solunu da birleştiren Filistin rüzgârını kendi yelkenlerine doldurup güç kazanmak, yani istismar etmek...

Dünya barışı Orta Doğu barışından geçmektedir. Orta Doğu'da akan kan durmadıkça dünyaya da barış gelmeyecektir. Kudüs ve Mescid-i Aksa çevresindeki 'Yahudileştirme' operasyonlarını hız kesmeden sürdüren İsrail'in esas amacı zamanla oradaki Müslüman ve Hristiyan toplumu bölgeden tecrit etmek, uzaklaştırmaktır. Bu bir Yahudileştirme projesidir. Tarih, halkları sokaktayken hala sessiz kalan Arap liderlerini kara sayfalarına yazacaktır. İsrail askeri operasyonlarını derhal durdurmalı, başta Şeyh Cerrah Mahallesi olmak üzere işgale, yeni yerleşim alanları açılmasına son vermelidir. Evleri elinden alınan Filistinlilerin evleri geri iade edilmeli, Mescid-i Aksa girişlerine konulan barikatlar kaldırılmalıdır. İnanç ve ibadet hürriyetine getirilen kısıtlama ve yasaklara derhal son verilmelidir. Filistin halkının topraklarındaki her türlü işgal, ilhak, haksızlık ve adaletsizlikler son bulmalı, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik eylemleri engellenmelidir.

Liste
Yükleniyor…