Kendinden ödün vermeden, iğrenç ikiyüzlülüğe fazla bulaşmadan ve bu çürümüşlüğe kendini fazla kaptırmadan bir topluluğu tatmin etmenin en iyi yolu klişelere sadık kalmaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Onurun kurallarını bizim yıldızları incelediğimiz gibi inceleyenler var: Uzak bir mesafeden.
Hükümdar artık, 'Benim gibi düşünmelisin ya da ölmelisin,’ demez. Şöyle der: ‘Benim gibi düşünmemekte özgürsün; yaşamın, malın, mülkün, her şeyin sende kalacak, ama bugünden itibaren aramızda bir yabancısın.’” Uyum sağlamayan herkes, ekonomik yoksunluğa mahkûm edilir ve bu, garip münzevilere atfedilen zihinsel yetersizlikte sürdürülür. İnsan bir kez işleyen sistemin dışına atıldı mı, onu yetersizlikle suçlamak kolaydır.
İnsani sosyal ortam insan biyolojisinin kendine uygun psikolojiyi aramasına izin veren ortamdır, zengin sosyal ortamsa o psikolojinin bulunduğu ortamdır.
Her insanın işkence devresi bebekliğidir, orada ehlileşir, o yüzden erişkinliğinde kimse asi değildir.
Anne karnındaki yumurtayla ilgilenen toplum, Doğan çocukların yüzüne bile bakmaz.
İnanıyorum ki, herhangi birimiz bağnazlıkla takiyeciliğin üzerine çizgi çekebilir. Yeter ki doğru çizgi bulunsun.
Bir insanın hayata adım atar atmaz kendisini içinde bulacağı maskeli balo hakkında haberdar edilmesi son derece önemlidir. Zira bizim medeni dünyamız şövalyelerle, askerlerle, eğitimli insanlarla, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve bilmediğimiz başkalarıyla karşılaştığımız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değildirler bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi, maksatlı olarak barodan elde ettiği ve sadece bir başkasını daha sağlam ve kesin biçimde hezimete uğratabileceği hukuk maskesini geçirir yüzüne; bir başkası aynı niyetle yurtseverlik ve kamu yararı maskesini seçer; bir üçüncüsü ise din veya öğretide arıcılık ilkesini benimser. Kadınlar, nispeten daha önemsiz seçimler yapar. Kural olarak da; ahlak, evcimenlik ve uysallık maskelerinden istifade ederler. Ardından da tıpkı domino taşları gibi kendilerine belirli herhangi bir karakter atfedilemeyecek genel maskeler gelir. Bunlara her yerde rastlanır. İnsanların iddia ettikleri nezaket, duygu paylaşmada içtenlik ve yüze gülen dostluk bu türe dahildir.
Soytarı olan ben değilim, deliliğini gizlemek için ciddiyet oyunu oynayan şu aklın mantığın alamayacağı ölçüde sinsi, bönlüğünden bile habersiz toplum.
Anlamsızlaşmış bakışları çoğunun. Şeytanlaşmış içi melek görünen çocuğun. Düşününce kötüyü tahmin edemezsin ateşini içime işleyen soğuğun. Bana bir çıkış yolu bulun, sonu gelsin kâbusumun.
Batıl inanç ve bağnazlık zamanlarının hataları hâlâ bir miktar hüküm sürmekte ve toplumdaki saygınlıklarına saygı duymak isteyenleri aşırı gergin bir tavıra zorlamaktadır.
Oyun oynuyorlar, oynamıyor gibi oynuyorlar, oyunlarını oynamam gerek yoksa aralarına almazlar beni oyunu oynamalıyım, oyun oynandığını fark etmeden.
Delilik, akıl sağlığı bozuk bir dünyaya ayak uydurabilmek için yapılmış akılcı bir hamledir.
İkiyüzlülük temelleri yıkıldıkça, toplumda ahlâk düzeyi yükselir. Özellikle bu dönemlerde, ikiyüzlülük tamamen eleştirilip yadsındığında ahlâk duygusu en hızlı ilerlemesini gerçekleştirir; ancak o zaman bu duygu büyür, yükselir, incelik kazanır.
İkiyüzlülük ve aldatmaca yaşamımızın temeli haline gelir. Ne var ki toplum böyle bir ahlaklılık koşullarında yaşayamaz. Böyle süremez: Değişmek zorundadır, değişecektir.
Bizim ahlak ve törelerimizi, bizim toprağa bağlı, göklerden mahrum ruhlarımızı tapınaklara sokmaya ne gerek var?