'Kavgam' kitabım bir millete her gün okutulmuş olsa, inanın ki Yahudi tehlikesinin önü alınmış olacaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Sadece önemsiz sorunların değil, tehlikeli sorunların da üstesinden geldik. Yahudilerin eşek arısı kovanına ilişmedik! Dünya Yahudiliğinden korkmadan, Yahudileri toplumsal yaşamın dışına süpürdük! Artık onlar, Alman halkı adına konuşamaz!
Dünyanın en tehlikeli düşmanıyla karşı karşıyayız. Savaşını gizli sürdüren bir düşmanla. Ancak onlar, yenilmez değillerdir. Biz, bütün toplumu ve imparatorluğumuzu ele geçirmek isteyen Yahudilerin terörist fikirleriyle mücadele ettik. 14 yıl boyunca, en zor koşullar altında. Onları nasıl Almanya'dan sürdüysek, bizi dünya çapında tehdit eden gücünü de yok edeceğiz!
Yahudi kaynağından çıkmış her iftira, bizim adamlarımızda onurlu bir yara açar. Yahudilerin en çok kötülediği kimse, bize daha çok yakındır veya daha çok bizdendir. Onların öldürücü bir nefrete hedef tuttukları kimse bizim en iyi dostumuzdur. Sabahleyin bir Yahudi gazetesini okuyup da, onda kendisinin iftiraya uğramadığını gören bir kimse, bir önceki yirmi dört saatinin boşa gitmiş olduğunu anlamalıdır. Çünkü vaktini iyi kullanmış olsaydı, Yahudi onun peşini bırakmayacak, onu kötüleyecek, kirletecek, ona iftira edecekti. Milletimizin, bütün insanlığın ve üstün uygarlığın bu öldürücü düşmanına karşı olan kimse, bu ırkın iftira ve düşmanlıklarına hedef olacağını bilmelidir. Bu prensipler, bizim taraftarlarımızın kanına ve iliklerine iyice işleyince, hareketimiz sarsılmaz ve durdurulamaz bir duruma gelecektir. Hareketimiz her araca başvurarak şahsiyete saygı duygusunu geliştirmelidir. İnsanî olan şeylerin hepsinin değerlerinin, şahsî değerde ve her iki fikir ve hareketin bir kimsenin yaratıcı kuvvetinin ürünü olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Keza şu ayrıntı da unutulmamalıdır: Büyük olan bir şeye duyulan hayranlık, yalnız onun büyüklüğüne karşı bir minnettarlık borcunu temsil etmez, bu minnettarlığı duyanların hepsini birleştirip satan bir ilişki uzantısı olur.
Yahudi gazetelerin saldırısına uğramayan, onlar tarafından kötülenmeyen ve rezil edilmeyen kişi ne iyi bir Alman'dır ne hakiki bir nasyonal sosyalisttir. Gerçek bir nasyonal sosyalist Alman'ın zihniyeti inancının mertliği, iradesinin kuvveti tam ve en doğru şekilde milletimizin can düşmanının kendisine karşı gösterdiği düşmanlıkla ölçülebilir.
Henüz zayıf bulunan her hareket için, daha kuvvetli bir rakibi kendine çekmek maksadıyla topluluklara anlamlı olmayan karar veya yanlış bir husus telkin etmekte başarı gösterilirse, işte o zaman yolunu şaşırma ve yenilme tehlikesi ile yüz yüze kalınır. Bu işe teşebbüs etmek, diğer hareketler gibi bağırmak ve birlikte yürümek eğiliminden doğar. Bazen delil ve düşünceleri hayali olmakla beraber, genç hareketin kendi görünüşüyle aynı yönde bir karar alması imkânı doğarsa, insanlardaki korkaklık bu gibi durumlarda bu türlü hayali delil ve muhakemeleri büyük bir şevk ve hevesle artırmaya neden olur. Çünkü insanlar, böyle bir ihanete iştirak ederken kendi görüşlerini haklı çıkartacak şeyleri daima bulurlar. Bu konuda sürekli denemelerde bulundum. Hareketimizi, suni bir şekilde tahrik edilmiş genel atmosfer içine düşmekten, ya da daha doğrusu bu suni atmosfer tarafından sürüklenmekten kurtarmak için, büyük bir göç harcanması gerekiyordu. Bunun en son örneği Alman milletinin hayatına hiç önem vermeyen basının Güney Tirol meselesine milletimiz için korkunç bir önem kazandırmayı başardığı sırada göze çarptı. Birçok kimse ve partiler, bu basının kimlerin hesabına çalıştığını araştırmadan, Yahudiler tarafından özel bir şekle sokulmuş olan kamuoyunun karşısında biraz da korkaklık nedeniyle, sistem aleyhindeki mevcut mücadeleye öyle bir yardımcı olmaya başladılar ki, bizler için bugünkü durumumuza göre, bu sistemi, çökmekte olan dünyada tek bir kurtuluş ümidi olarak kabul etmemiz gerekti. Vatansız ve beynelmilel Yahudi, ağır ağır, fakat başarı yolunda emin bir şekilde yürüyerek milletimizin boğazını sıkıp, nefesini keserken, yurtsever geçinenlerimiz dünyanın isterse bir noktası üzerinde olsun, Yahudi ve farmason baskısından kurtulmayı başarmış beynelmilel ideolojinin zehrine karşı milliyetçi bir direniş göstermiş ve milliyetçi bir sistem çıkarmış olanların karşısına geçmiş, adeta köpekler gibi uluyarak saldırıyorlardı.
Teorik plana gelirsek, bu açılımlarımla, bir alt üst olma ortaya çıkmaktadır. Müslümanlar, Tanzimat'a karşıdırlar, peki neden, İkinci Mahmut, orduyu lağvettikten sonra, yeniçerilik ve dolayısıyla Bektaşilik ile iç içe, kaynaşmış, zengin Yahudilerin boynunu vurduğu için mi? İbraniyet, İkinci Mahmut ile birlikte, Türkiye'de Yahudi siyasal gücünün kırıldığını yazmaktadır. Kırılmıştır. En zenginleri ve bu arada Filistin Yahudilerine yardım komiteleri başkanları boğulmuştur. Şimdi açıklık budur. Peki Müslümanlar, neden İsmet Paşa'ya kızarlar? İsmet Paşa karşıtlığını da bir Sabetayist sendrom sayabilir miyiz? İlahiyat Fakültesi'ni açan odur, uygulayamadığı Varlık Vergisini çıkaran da odur. Çok sert toprak reformu tasarısına kim karşı çıktı, C. Oral ile E. Sazak, her ikisi de İbrani asıllı büyük toprak ağası idiler. Öyleyse yeniden bakmak durumundayız. İslamcı düşüncede şu vardır: Abdülhamit Siyonistlere yüz vermedi. Hayır, benim bilgilerim bunu göstermiyor.
Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Aslı astarı olmayan propagandalara kanmış, aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türkleridir.
Oysa ki son iki yüzyıllık tarihi kazıların ve bilimsel araştırmaların ortaya vurduğu gerçek şudur ki, İbrahim hikâyesi eski Babilonya'da Abarama adıyla bilinen bir çiftçinin ya da Hint efsanesinde Brahma adıyla anılan Yaratıcı'nın yaşamlarından alınmış masaldan başka bir şey değildir. Tevrat'a göre İbrahim, Nuh'un torunu olan Terah'ın oğullarından biridir. İbrahim'in iki oğlu olup bunlardan biri İsmail'dir ki Hacer adındaki cariyesinden doğmuştur. Diğeri ise İshak olup Sara adındaki eşinden olmuştur. Yahudiler kendilerini İbrahim'in ve onun oğlu İshak'ın ve onun oğlu Yakup'un soyundan bilirler.
Adolf Hitler 6 milyon Yahudi'yi gaz odalarında yakmışsa, kesinlikle onların sorun çıkaran bir millet olduğunu bildiği için yapmıştır.
Geçmişte Yahudilere dönük olarak ortaya koydukları zalimane yaklaşımları, bugün Müslümanlara dönük olarak ortaya koymak için pusuda bekliyorlar. Dolayısıyla Avrupa'da Müslümanların, Yahudilerin, göçmenler üzerine çalışan kuruluşların hepsinin topyekun güç birliği içerisinde, bu aşırı sağcılığa bu Nazi anlayışına karşı mücadele etmesi gerekir. Şimdi ise Müslüman düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı ile öne çıkmış bir şahsın böyle bir kuruluşun başına gelmesi doğrusunu söylemek gerekirse Avrupa'da aşırı sağcılara karşı verilecek bu mücadelenin inandırıcılığını azaltacaktır. Bu, herkesin beraberce topyekun bir şekilde ortaya koyması gereken bir mücadele.
Düşünce suç olmaktan çıkarılmalıdır, diyorlar. Ülkemizde düşünce suç değildir. Suç olan, ülkemizi bölmek için, dini esaslara dayanan bir devlet kurmak için yapılan propaganda ve tahriklerdir.
Rüşvet, halkın görüşünü satın alma ve burjuvazinin yararına saptırma özgürlüğü anlamına gelir.
Bütün dünyada nerede kapitalist varsa orada basın özgürlüğü; gazete satın alma özgürlüğü, yazar satın alma özgürlüğü, rüşvet, halkın görüşünü satın alma ve burjuvazinin yararına saptırma özgürlüğü anlamına gelir.
Şimdi her gün, her saat, her yerde miting gösterileri için mat'ryal (materyal demeye çalışıyor) vardır!
3 Kasım Sabahı Tayyip Erdoğan'a oy verenler bir bakacak ki 4 Kasım sabahı Tayyip Erdoğan yok.
Mesut Yılmaz kaçtı, Mesut Yılmaz kaçıyor, Mesut Yılmaz kaçar, Mesut Yılmaz kaçmasın sonra...