Karmaşık bir dili akıcı olarak kullanabilme yetisi insanoğluna özgü gibi geliyor.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İnsanın tıbbi araçlarla kendine müdahalesi doğal gelişiminin çok yavaşlamış olmasından ve fakat hala gelişmeye ihtiyaç duymasından kaynaklanır, bir çeşit yapay evrimin içindeyiz yani.
Bu kitapta yer alan anlatı, Chomsky'nin derinden etkisinde olacak. Ancak anlatı kesinlikle ona ait olmayacak, onun söylediklerini aktarmayacağım. Chomsky, Darwinci doğal seçiciliğin dil organının kökenini açıklayıp açıklayamayacağıyla ilgili şüpheciliğiyle pek çok okuyucunun aklını karıştırdı. Ben, tıpkı göz gibi, önemli işlevleri yerine getirmek için tasarlanan dil organının evrimsel uyum sonucunda ortaya çıktığını düşünüyorum. Chomsky'nin dilin özelliklerinin doğasıyla ilgili varsayımları sıklıkla anlaşılması güç formüllerle ifade edilen kelime ve cümlelerin teknik çözümlemelerine dayanır. Onunla aynı nesilden konuşmacıların tartışmaları üstünkörüdür ve aşırı idealleştirilmiştir. Onun varsayımlarının çoğunu kabul etmeme rağmen, sadece zihinle ilgili sonucu pekçok kanıtlarıyla birlikte ikna edicidir, diye düşünüyorum.
İnsan o kadar harika bir varlık ki, bütün erdemlerini aynı anda saymak asla mümkün değil. Onu ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok yeni ayrıntı ortaya çıkar ve açıklamaları sonsuz olur.
Herhangi bir alanda “ İnsan ” faktörünü değerlendirebilmek için, öncelikle insanın ne olduğunu, nasıl tanımlanabileceğini kabaca da olsa anlamamız gerekir. Sürekli değişim ve gelişim içinde bulunan, yapıcı - yıkıcı ve yaratıcı - yok edici özellikleri, biyolojik ve kültürel ögeleri, her bireyinde kendine özgülük nitelikleri ile insan , yapısı itibarıyla oldukça karmaşıktır.
İnsanın bir dili öğrenmiş olduğu üç şeyden anlaşılır. Birincisi, o dilde rüya görüyorsa. İkincisi o dilde sevişiyorsa. Üçüncüsü de, o dilde kavga edebiliyorsa.
Eğer beyin basitçe anlayabileceğimiz bir şey olsaydı, o zaman biz olamayacağımız kadar basit olurduk.
Bütün dinlerin müminleri insanlara dili bahşedenin Tanrı ya da elçisi olduğunu iddia ederler ama elbette durum böyle değildir.
Bilgilerimizi başkalarına aktarmak, önemli bir insanlık halidir ve gerçeğin herkesçe öğrenilebilmesi için sürekli hayata geçirilmelidir. Maymunlar, diğer maymunlara İSTEYEREK bir şey ÖĞRETEMEZ.
Belki de bir hayvan türü olarak, hayvanlar arasında bizim en büyük farklılığımız evrime karşı kararlar alabilme kapasitemizdir.
Evren bu haliyle hep yoktu. Ve durmadan gelişiyor. Evrim geçiriyor. Ve bu evren hep daha çok karmaşıklık yönünde...
Evet, derin, gereğinde çok derin bir yaratıktır insan, ben olsam bu kadar derin yaratmazdım onu.
İnsanlarla kuyruksuz maymunlar arasında ya da kuyruksuz maymunlarla kuyruklu maymunlar arasında keskin sınırlar olduğunu varsayarak yola çıkıyoruz ama aslında uğraştığımız, bilginin denizi üzerlerinden geçtiğinde ayakta durma kabiliyetini yitiren kumdan kaleler. Önce tepelere dönüşüyorlar, git gide daha da düzleşiyorlar ta ki evrim teorisinin bizi her zaman götürdüğü yere varışımıza kadar: Hafif eğimli bir kumsal.