Kadının herhangi bir yerde varolabilmesi için sanki mükemmel olması gerekiyormuş gibi bir algı var. Erkekse daha tasasız bir şekilde pek çok şeyi kendine hak görebiliyor. Evet, Maren Ade’ye katılıyorum, mükemmel film yapmak zorunda değiliz! Varolmak ve takdir görmek için de “mükemmel” olmak zorunda değiliz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Sünnilik, Alevilik, Kürtlük, Türklük diye ayrım yapmak yanlıştır. Bu kavga yoksul-zengin kavgasıdır. Kimden olursa olsun bütün yoksulların birleşmesi şarttır.
Kadının hürriyeti demek, hiçbir hususta erkeğine muhtaç olmaması, ondan bir şey beklememesi, ona tabi bulunmaması idi. Selma Hanım, her şeyden evvel, bu tufeyli vaziyetinden, bu lüks eşya halinden kurtulmak istiyordu.
İnsanların hepsi eşit doğar. Herhalde ben de doğduğum zaman, benim de namusum vardı. Benim namusumu kim mahvetti?
Dolayısıyla kadınla ilgili ayrı bir dünya olmamalı. Ayrı bir sorun, ayrı bir gelecek ayrı bir geçmişi yok kadının. Bu anlamda hiçbir zaman feminizmi anlamadım.
Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu... Neden? Niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima isyan ettim, bunu asla kabul edemedim. Niçin böyleyim, niçin diğer kadınların farkına bile varmadıkları bir nokta bana bu kadar ehemmiyetli görünüyor?
İngilizcedeki karşılığı “animal” olan bu hayvan kelimesi kötü bir şey değil; “anima” kökünden geliyor. Tek anlamı var: Canlı olmak. Canlı olan herhangi bir kimse hayvandır. Ama insana hep şöyle dendi : “Sen hayvan değilsin; hayvanlar senden çok daha aşağıda. Sen insansın.” Sahte bir üstünlük duygusu aşılandı sana. İşin gerçeği, varoluşta üstünlük ya da aşağılık yoktur. Varoluş için her şey eşittir; ağaçlar, kuşlar, hayvanlar, insanlar. Varoluşta her şey olduğu gibi kabul edilir, aşağılama yoktur.
Hepimiz bu devletin sanatçısıyız. Devlet sanatçılığı diye ayrıca bir unvan bana biraz ayrımcılık gibi geliyor.
İnsanların yeryüzünde yarattıkları zorluklardan biri, çoğunun bazı şeylerin "daha iyi" olduğu fikrine sahip olması. Müslüman olmak "daha iyi", Yahudi olmak "daha iyi", Mormon olmak "daha iyi", Hıristiyan olmak, erkek olmak, kadın olmak, muhafazakar olmak, liberal olmak, Fransız olmak, İtalyan olmak, siyah olmak, Asyalı olmak, beyaz olmak, bilmem ne grubunun üyesi olmak "daha iyi"... Liste uzar gider. Bazılarınızın diğerlerinden daha iyi olduğuna inanıyorsunuz. Bu gerçek değil.
Sadece ırkçılık ve cinsel ayrımcılıktan değil aynı zamanda yaşa dayalı ayrımcılıktan da zarar görüyoruz. Belirli bir yaşa geldiğiniz zaman maceracı veya seksi olmanıza izin verilmiyor. Demek istediğim böyle bir kural mı var? 40 yaşına geldiğinizde ölmeniz mi gerekiyor?
Daha az ücret alan, biraz daha fazla çalıştırılan, şikayet şansı daha az olan kadınlar, aslında kölelerin köleleridir.
Peki, geleceğin ortaçağ fikirlerini bırakıp kendini geliştirmiş kadınlardan birine âşık olursanız ve hükmedemezseniz ne olacak?