İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kürtler'in, modern Türkiye gibi, nispeten istikrarlı bir ülkede yaşama avantajı yerine, başka yerde olsalardı ne durumda olurlardı sorusunu düşünmeleri gerekir. Çünkü dil ve müzik gibi alanlardaki gereksiz sınırlamalara rağmen Kürtler, Türkiye içinde serbestçe hareket etme özgürlüğüne sahipler.
Olası bir savaşta düşmanla işbirliği yapacağına inanılan Müslüman olmayanlar hiçbir zaman “gerçek vatandaş” olarak kabul edilmemiş, Ermenileri yok eden İttihatçı kadronun bıraktığı yerden devam eden yeni Devlet tarafından her zaman tehdit olarak algılanmıştır. Daha Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllardan itibaren önce Rumlar mübadeleye tâbi tutularak yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sökülüp atılmış, ardından İkinci Dünya Savaşı öncesi yükselen faşist akımlara uyum sağlanarak her türlü baskı ve sindirme politikasına maruz bırakılmışlardır. 1920’lerde başlayan “azınlıkları tasnif ederek ülkeyi tamamen Türkleştirme” politikası 1964’e kadar devam etmiş, ülkedeki gayrimüslim sayısı, yüzbinlerden binlere düştüğünde ancak Devlet Yahudi, Ermeni ve Rum azınlıklarını tehdit olarak görmez hale gelebilmiştir. Bu süreçte yaşanan Vatandaş Türkçe Konuş kampanyaları, Varlık Vergisi, gayrimüslimlerin çalışma kamplarında toplanması, 6-7 Eylül 1955 öncesi ve sonrasında ekonomide de Türkleştirmeye gidilerek mallarının mülklerinin ve en önemlisi sermayelerinin de ellerinden alınarak Devletleştirilmesi, 6-7 Eylül olaylarında işyerlerinin, ibadethanelerinin ve evlerinin yağmalanarak kadınlara tecavüz edilmesi vs’nin detaylarına girmiyorum bile.
Eğer demokratik standartların evrensel seviyeye çıktığı bir ülkede yaşıyorsanız “öteki” olmak size kanunlarla belirlenen bir takım haklar tanıyacağı için pek de sorun olmayacaktır. Ancak Türkiye gibi henüz demokratikleşme sürecini tamamlayamamış ve demokrasiyi sadece beş senede bir sandığa gidip oy vermekten ibaret sanan bir algıya sahipseniz, o zaman “öteki” olarak yaşamanın önünde birçok engelle karşılaşırsınız.
Ben iyi bir solcuyum. İyi de bir Ermeni'yim. Bu ikisi bir araya geldiğinde belasın sen bu ülkede.
Aleviler ilk defa Erdoğan döneminde rahat bir nefes aldı. Bir Alevi için en kötü Erdoğan geçmişteki en iyi siyasetçilerden daha iyidir.
Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü. “Kendini karşındakinin yerine koy” ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu yani kendimi bulamadım.
Çoğunluklara olduğu kadar azınlıklara da hizmet etmesi piyasanın büyük meziyetidir.
Yani, bizim Ermenilerle hiçbir sorunumuz yok. Birlikte yaşamış, kız almış, kız vermişiz. İki toplum kaynaşmış. Nasıl ayıracaksınız?
Bulgaristan’da Bulgar, Türkiye’de Türk, Sırbistan’da Sırp vatandaşları yaşamaktadır. Bu yüzden sınırlar, ayrı devletler vardır. Kendini Türk hisseden, Türkiye’ye gitsin.
Şu anki (Bulgar) nüfusunun tabanı nedir?: Bir milyon Roman, 700.000 Türk ve 2½ milyon emekli. Bu GERB'in karşı karşıya olduğu durumdur. Ha bir de (AB'ye) kaçan bir 1½ milyonunuz? Oy vermeye ve kadroda yer almaya kalan "insan materyali" gerçekten de o kadar fazla değil. "Biz sana güveniyoruz" demek çok kolay.