(İstediğim) bütün insanlarda ortak olan akıldan hukuku türetmektir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İnsan, hayvansal istiklal, manevi özlemler arasında yaşayan bir sınır boyu yaratığıdır. yalnızca doğa isteklerin göre ayarlanmış hayat ona huzur vermez.
Bir karenin kenarlarıyla köşegenlerinin rasyonel orantılı olmadığı gerçeğinden habersiz olan, insan sıfatına layık değildir.
Faşizmi, akıl ile doğanın şeytani bir sentezi olarak tanımlayabiliriz: felsefenin her zaman düşlediği o kutuplar arası uzlaşmanın tam karşıtı.
Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan mükemmele erişecektir. Doğa insanın akıl gücüne bir sınırlama getirmemiştir.
İnsan, hayvanlar arasında merkezi bir yaratıktır, yani hepsinin özelliklerini en eksiksiz özette birleştiren en mükemmel formdur.
Çoktanrıcı ya da tek tanrıcı bütün dinler gereksizdir, insanların mutluluğu için doğanın ve aklın yasaları yeter.
Her canavarın arkasında bir insan olduğu fikrinden hep çok etkilendim. Her birimizin içinde bir kötülük var.
Dünyada iki çeşit insan var: Aklı olan ve dini olmayanlar, dini olan ve aklı olmayanlar.
Yıkıcı güçler birçok bitkiyi yok eder, ama bitkiler yine de yeşermeye devam eder. Piramitler bir papatyanın dayanıklılığına asla ulaşamaz. Bülbüller Buddha'nın ya da İsa'nın sözlerinden önce de ötüyorlardı, onların sözlerinin unutulmaya yüz tutmasından nice sonra da ötmeye devam edecekler. Çünkü bu, ne vaazdır, ne öğreti, ne emir ne de baskı. Bu yalnızca şarkıdır. Ve başlangıçta Kelime yoktu, cıvıltılar vardı.
Sınırlara karşıyım. Yani düşünsenize; doğa üzerinde Tanrı'nın ya da herhangi bir varlığın ya da bir şeyin yarattığı ya da kendi kendine var olmuş bir canlının, örneğin biz işte, insanız, çok zekiyiz, vesaire şuyuz... Ya bir kuş o sınırdan geçebiliyor, karınca sınırdan geçebiliyor, kurtçuk aşağıdan sınırdan geçebiliyor, biz geçemiyoruz. Neden? Çok zekiyiz çünkü. Kafamız çok çalışıyor. Kafamız çok çalıştığı için buraya bir sınır çizmişiz ve buradan buraya geçemiyoruz. Ya bu kadar saçma bir şey olabilir mi dünyada? ("Aykırı Sorular"da)
İnsan aklıyla önce doğayı anlamaya çalışır, sonra kendine döner, kendini anlamaya çalışır. Ben neyim? Ben kimim? Özüm nedir? Ne yapmalıyım Niçin yapmalıyım? bir amacım var mıdır?
Ortaçağ'da insan, doğayı etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendine güvenden yoksundu. Bitkisel bir yaratıktı. Tekelsi düzende ise insan, toplumu etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendisine güven duyamıyor. İnsanı insan yapan nehrin akışını değiştirmektir; bunun için çaba ve ortak çaba gerekiyor. Ortak çaba başarıya ulaştığı ölçüde insan yükseliyor.