İsrail ile diyaloğumuzun artması bazı konuların çözümünü de kolaylaştıracaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İsrail, Lübnan'ın normal ve bağımsız bir ülke haline gelmesi için yardımcı olacak. Bu iyimser seçenek. Diğer seçenek ise: Eğer bir değişiklik olmazsa yeniden saldırırız.
İsrail, hiçbir Ortadoğu ülkesinin modern dünyada yer almasını istemiyor. Bölgeyi kontrol altında tutmak için de Arap-Müslüman toplumunu geri planda tutuyor. İsrail, bu baskıcı politikalarına karşı çıkan rejimlere -Mısır’ın seküler rejimiyle, İran’ın teokratik rejimi arasında fark gözetmeden- tepki gösteriyor buna karşın anti-semitik ve teokratik olan S. Arabistan’a karşı çıkmıyor. Çünkü S.Arabistan, İsrail’in bölgeyi kontrol altına almayı amaçlayan politikalarına ses çıkarmıyor.
Şu ana kadar hiçbir ABD Başkanı, İsrail devletinin korunması için dostum Obama'nın yaptığı kadarını yapmadı.
Eğer dünyada bir İsrail var olmasaydı, bir İsrail icat etmek zorunda kalırdık. İsrail yoksa, dünyada güvende olan tek bir Yahudi de yoktur.
Sadece iki halk arasında kurulacak bir diyalog bu sorunu sorun olmaktan çıkarmaya yeter mi? Cevabımız çok net: "Evet, yeter, ve başkaca da bir çare yok zaten.
Kim tedavi edecek bizi? Fransız Senatosunun kararı mı? Amerikan Senatosunun kararı mı? Kim reçeteyi verecek, kim bizim doktorumuz? Ermeniler, Türklerin doktoru, Türkler de Ermenilerin. Bunun dışında doktor moktor, ilaç, hekim mekim yok. Diyolog tek reçete.
Türklerle Ermeniler arasında bir diyalog, bir normalleşme isteniyorsa bu ancak konuşmayla olur. Susarak olmaz, engellenerek olmaz.
Ve Suriye ile ilişkileri germek için mükemmel bir zamanlama... Çünkü Suriye diken üstünde. Hafız Esad hasta. Altında kıyasıya bir iktidar mücadelesi var. Ülke karışıklığın eşiğinde. Dünyanın bu en büyük teröristi, şimdi iç sorunlarıyla uğraşıyor. Türkiye, başına PKK belasını saran bu ülke ile didişmek için en güzel zamanı seçti. İsrail alttan, Türkiye üstten bastırırsa, hem Türkiye'nin hem de Ortadoğu'nun baş belası, kendi başındaki beladan başkasıyla uğraşamaz olacak. (1998 yılında yazdıkları.)
Filistin'in işgalinden, Irak'ın işgaline ve şimdi bölünmeye çalışılmasına ve Sudan'ın bölünmesine kadar, hepsi İsrail ve Batı tarafından planlanan ve her zaman Arap dünyamızdaki zorba ve geri kalmış devletler tarafından uygulanan entegre bir olaylar zinciridir. Abdülaziz İbn Abdurrahman el-Faysal [İbn Suud] değil miydi 1915'te Filistin'in 'zavallı' Yahudilere verilmesine itiraz etmediğini İngiltere'ye kabul ettiren? Bu devletler, Ebul Nasır 'fenomeni'nden kurtulmak için bugün hala bedelini ödediğimiz 1967 savaşını kışkırtmadılar mı? Bu devletler Şah yönetimindeki İran'ı desteklemediler mi, ancak devrimden sonra Filistin halkını desteklemeye ve İsrail elçiliğini Filistin elçiliğine dönüştürmeye karar verdiğinde ona karşı durmadılar mı? Bu ülkeler 1981'de 'Kral Fahd Barış Girişimi'ni yapan ve Filistinlileri bunu kabul etmemeleri halinde kan nehirleri akıtmakla tehdit eden ülkelerdir. Filistinli gruplar bunu reddettiğinde, bir yıldan kısa bir süre içinde İsrail'in Lübnan'ı işgali ve FKÖ'nün Lübnan'dan çıkarılması söz konusu oldu, Lübnan için değil İsrail için. Aynı devletler 2002'de verdikleri en büyük tavizle bizi şaşırttı: 'barış karşılığında normalleşme', daha sonra Beyrut zirvesinde 'Arap Barış Girişimi' olarak değiştirildi. İsrail 2006'da Lübnan'a saldırdığında, İsrail ve Batı'yı Lübnan direnişi yok edilene kadar ateşkesi kabul etmemeye teşvik eden ve onları 'maceraperest' olarak nitelendiren de aynı ülkelerdi. Bu uydu ülkeler görevlerinde başarılı oldukları için 'Arap baharı' adı altında kaosu finanse etmekle ve diğer Arap ülkeleri rollerini terk ettikten sonra Arap Birliği'ne liderlik etmekle görevlendirildiler. Arap Birliği'nin kendisi de NATO'yu çağırmak ve buna uymayı reddeden Arap devletlerine kuşatma uygulamak zorunda kaldı. Tüm bu olaylar Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan güçlü bir zincir oluşturmaktadır; kuruluşlarından bu yana bu ülkeler tarafından harcanan tüm para bu amaç için olmuştur. Bugün de aynı rolü oynuyorlar: Gazze'de İsrail terörizmi, Suriye'de 83 millete ait terörizm. Yöntemleri farklı olabilir ama amaçları aynıdır.
Dünya Yahudi Partisi ve İsrael, artık Erdoğan ile olmayacağına karar vermiş durumdadırlar. Buna mukabil, Türk büyük zenginleri, tüsiad ve matbuatı, Tayyip Erdoğan olmazsa akepe'nin ayakta kalamayacağına inanıyorlar. Çöküyor ve ayaklarına sarılıyorlar; birlikte düşmeye razıdırlar.
Yüksek komutanlar, tüsiad ve Deniz Baykal, akepe'yi çağırdılar. Kuran, İsrael ve Amerika'dır. Bunları çok önceden haber vermiş olduğum ortadadır.
Hürriyet gazetesi, İsrael'in kuruluşuyla senkronizedir. İsrael'in kuruluşunu desteklemek için var.
Bir, 1977 yılında 'terörist' Menahem Begin, 'Likud' Partisi adıyla, İsrael'de hükümete geldi. Şiddetin ve Yahudi şeriatının iktidarıdır.