IŞİD olmadan önce ÖSO diye bir nesne vardı. Onun içindekiler de bunlardı. Biz ÖSO’nun içinde kimlerin olduğunu, ne düşündüklerini görüyorduk. Türkiye üstünü kapatıyordu. Amerikalılar ‘Esad’ı kim yıkarsa yıksın’ diyordu. E kardeşim şimdi yılan senin düşmanını sokarsa sen kalkıp o yılana tapacak mısın? Yılan yılandır. Peki hepimiz ‘Esad yıkılsın’ diyoruz. Ama daha fenası mı gelsin? Bunlar kalkıp insan kesiyor.

Benzer Sözler

YPG, kendisini PKK'dan ayrı görmüyor. Bu yüzden açıkça deklarasyon yayınlayıp Türkiye'ye geçerek PKK'nın yardımına koşacağını ilan edebiliyor. Lider olarak PKK lideri Öcalan'ı benimsediklerini söylüyorlar. Ancak ABD ısrarla Türkiye'den bu olan bitene gözünü kapayıp, DAEŞ'le çatıştığı için YPG'yi PKK'dan ayırt etmesi bekleniyor. Hâlbuki Nusra nasıl ki DAEŞ'le savaşmasına rağmen terör örgütü olarak kabul ediliyor, Türkiye aynısını ABD'den YPG için yapmasını bekliyor.

Bana kalırsa stratejik hedefimiz kesinlikle IŞİD’in mutlak bir mağlubiyete uğratılması olmalı. Bu nedenle de Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı yürüttüğümüz hava operasyonlarının yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum. Hem Suriyeli ve Iraklı Kürtlere hem de Esad rejimi ve IŞİD’e karşı savaşan ılımlı muhaliflere yönelik askeri desteğimizi arttırmalıyız. ABD, Suriye’ye sınırlı sayıda askeri personel konuşlandıracağını açıkladı. Ancak ben Başkan Obama’nın savaşacak birlikler konuşlandırmasını beklemiyorum. Zaten IŞİD’e karşı sahada savaşı yürüten de Araplar ve Kürtler olmalı.

Sünnetsiz yaşlı moruk Kerry dahi, bir anda fakih oluverdi ve “İslam Devleti İslam’ı çarpıtıyor”, “İslam Devleti’nin yaptıkları İslam’ın öğretilerine karşıdır” ve “İslam Devleti İslam düşmanıdır” gibi fetvalar vermeye başladı. Yahudilerin katırı Obama ise “İslam Devleti’nin İslam’la hiçbir alakası yok” diyerek insanları İslam Devleti’ne karşı uyaran bir şeyh, bir müftü ve bir vaiz kesildi ve bu vaazlar bir ay içinde altı kere tekrar etti. Ve hepsi de İslam Devleti’nin tehlikesiyle alakalı idi. Onlar İslam ve ehli için konuşan fakihlere, müftülere, şeyhlere ve vaizlere döndüler. Tağutların yardımcıları olan sihirbazlarına ve önde gelen yöneticilerine karşı bir güvenleri kalmamış gibi görünüyor.

Rusya’nın yaptığı da rol çalma çabasıdır. Türk devletinin 20 Temmuz’dan itibaren yaptığı da rol çalma operasyonuydu. İran’ın da yaptığı rol çalma çabasıdır. Suriye’de 2012-13-14 yıllarında büyük bir mücadele yaşandı. Ciddi bir faşist saldırganlık ortaya çıkartıldı. DAİŞ adı altındaki bu faşist saldırganlığın arkasında şimdi rol çalmaya çalışan güçlerin çoğu vardı. DAİŞ faşizmine karşı direnen Kürt halkı oldu. (Ekim 2015)

Bu tugay çok meşhurdur Suriye'de. Kız çocuğunu okula gönderen adamın kellesini uçuran tugaydır bu. Sizin deyiminizle "muhalifler"in başının tugayları bunlar. Çok gaddar ve son derece katil bir tugay. Bunlar sizin evinize veya arabanıza el koymak istediklerinde sadece şöyle derler: "Muaz-El Hatip" ve üç kez "Allahu Ekber" ve bu ev benim oldu, bu araba benim oldu ve özellikle de bayanlara, beğendikleri kızlara da üç kez tekbir getirerek "benim oldun" diyorlar. (Adana'da cihad ilan eden Muaz-El Hatip Taburu adlı örgüt ile ilgili söyledikleri)

Liste
Yükleniyor…