İsa'nın kısa hayatı, Hıristiyanlığı eleştirmek için zulüm gören ya da“ cadıların ”acı çeken, İncil inananlar tarafından yakılan, boğulan ve asılan acımasız hikmetlerin acısı ile karşılaştıramaz .
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yaklaşık on beş asır boyunca Hristiyanlığın yasal kuruluşu yargılanmıştır. Meyveleri neydi? Her yerde, din adamlarının gurur ve huzursuzluğu az ya da çok; ağrısızlık ve cehalet; her ikisi de, batıl inanç, bağnazlık ve zulüm.
Her halükarda, İsa'nın zamansal ıstırapları tüm insan ırkının acıları ile nasıl kıyaslanabilir? İsa doğum acısını yaşar mıydı? İşgücüne giden milyarlarca kadın, daha fazla hayat veriyor, değerin çarmıhta bir kaç saat kendi kendine emdiği kanamadan çok daha fazla besleniyor.
Tarih, hep yönetmek ile ilgilidir ve bu açıdan görüldüğünde, Braudel de dahil, 'yeni tarih', hiç tarih değildir.
Çerkez Ethem'in Yunan kuvvetleriyle birleştiği iddiası, bugün resmi tarihin parçasıdır, büyük bir tarih falsifikasyonudur.
Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan bölgelerdeki Hristiyan mabetleriyle ilgili bazı Batılı ülkelerin endişe duyduğunu belirterek "Camileri kapatanlar mı bizi eleştirecek? Camilere domuz kafası atanlar mı bize ders verecek ve endişelerini bildirecek? Bize herhangi bir endişe belirtmeye gerek yok. Tüm tarihi eserlerimiz devlet tarafından korunmaktadır.
Kutsal Roma İmparatorluğu adıyla kendisini anan ve hala anmaya devam eden bir araya toplanmış yığın, ne kutsaldır, ne Romalıdır ne de imparatorluktur.
Onbeşinci yüzyılda Avrupalılar Afrika’yı sömürge haline getirmeye başlayıp İspanya ilk uluslararası köle pazarını kurduğunda, hayvanları sömürmek için kullanılan metaforlar, modeller ve teknolojiler insan kölelere karşı eşdeğer bir zulüm ve güçle kullanıldı. Afrikalıları kendi doğal ortamlarından ve yuvalarından çalmak, acı içerisinde çığlık atan aileleri birbirinden koparmak, kölelerin vücutlarının etrafına zincirler sarmak, onları kıtadan kıtaya daracık bölmelerde çektikleri acıları ya da ihtiyaçlarını göz ardı ederek nakletmek, derilerine onların bir eşya olduğunu gösteren sıcak demirle damga vurmak, onları hizmetçi diye açık artırmada satışa çıkarmak, hizmet ve emekleri için üremeye zorlamak, çıkar elde etmek için hepsini sömürmek, onları nefret ve öfkeyle dövmek ve yığınlar halinde öldürmek… işte siyah kölelere uygulanan bu korkunç olayların hepsi ve daha nicesi öncelikle hayvan sömürüsü aracılığıyla geliştirildi ve mükemmelleştirildi.
Üzerime bu kadar yoğun şekilde gelen Avrupa Parlamentosu'na 'siktirin gidin' diyorum. Onlar insan hakları konusunda işledikleri kendi günahlarını ve suçlarını örtmek için çabalıyorlar. Ansiklopediler karıştırılsa Avrupa ülkelerinin işlediği kendi insan hakları cinayetleri görülebilir. Örneğin Fransız ve İngilizler Arapları öldürdü.
Abdülhamid ne tilki idi. Mithat Paşa ve Namık Kemal’e de böyle yapmış, fırsat bulunca birinin kafasını kesmiş, diğerini sürmüştü. Abdülhamid’in çok korkak bir adam olduğunu o vakit gözümle gördüm. Abdülhamid hilekar bir insandı. Pek cahildi. Padişah olmak için hileler yapmış, o vakit ki işbaşlarına hürriyet ve meşrutiyet vaat etmişti. Padişah olunca Meclis’i fesh ve hürriyetçi ricali nefy etmişti. Etrafına kendi gibi cahilleri toplardı.
FiravunIar tabIetIeri kütüphanede kırdı. HitIer orduIarı Avrupa'da bütün kütüphaneIeri yaktı. Dünya tarihinde iIk kez aydınIarı bir binaya koyup yaktıIar.
Atçalı Kel Mahmut 1826'da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur.
CHP çok partili dönemde asla tek başına iktidar olmamıştır, asıl CHP iktidar olduğu zaman kadrolaşmasının en büyüğünü, en kaşarlısını yapmıştır!