Sünnilik, Alevilik, Kürtlük, Türklük diye ayrım yapmak yanlıştır. Bu kavga yoksul-zengin kavgasıdır. Kimden olursa olsun bütün yoksulların birleşmesi şarttır.

Çekiçlerin adaleti karşısında herkes eşittir.

Aynı nedenlerle hayvanları da aynı şekilde tüketmiyorum kadınlara tecavüz etmiyorum: Başkalarına zulüm uygulamak yanlıştır, savunmasızlığa karşı şiddeti savunulamaz kılmak, başkalarının hakları benim özlemlerimden daha önemlidir.

Eğitim sisteminde ayrımcılığın yeri yoktur.

Üstünlük ve aşağılık bireyseldir, ırksal veya ulusal değildir.

Hepimiz bu devletin sanatçısıyız. Devlet sanatçılığı diye ayrıca bir unvan bana biraz ayrımcılık gibi geliyor.

Şiddeti ortadan kaldır ve tüm ayrımcılık düşüncelerini serbest bırakarak sevmeyi unutma.

İnsanların yeryüzünde yarattıkları zorluklardan biri, çoğunun bazı şeylerin "daha iyi" olduğu fikrine sahip olması. Müslüman olmak "daha iyi", Yahudi olmak "daha iyi", Mormon olmak "daha iyi", Hıristiyan olmak, erkek olmak, kadın olmak, muhafazakar olmak, liberal olmak, Fransız olmak, İtalyan olmak, siyah olmak, Asyalı olmak, beyaz olmak, bilmem ne grubunun üyesi olmak "daha iyi"... Liste uzar gider. Bazılarınızın diğerlerinden daha iyi olduğuna inanıyorsunuz. Bu gerçek değil.

Kadının herhangi bir yerde varolabilmesi için sanki mükemmel olması gerekiyormuş gibi bir algı var. Erkekse daha tasasız bir şekilde pek çok şeyi kendine hak görebiliyor. Evet, Maren Ade’ye katılıyorum, mükemmel film yapmak zorunda değiliz! Varolmak ve takdir görmek için de “mükemmel” olmak zorunda değiliz.

Irkçılık dünyada hep var olacak, Amerika'nın da bir parçası. Özellikle Afrika kökenli Amerikalılar bunu her gün yaşıyor. Afrika kökenli Amerikalılar olarak burada kendimizi diğerleriyle eşit hissedebilmemiz için daha çok yol katetmemiz gerek.

Ben milliyet, ırk, cinsiyet, din farkı tanımam - o tür konularda nesnelere anlam yükleyenlere anlam yüklemem. Yürür geçerim yanlarından.

Kendinizi Hint ya da Müslüman ya da bir Hıristiyan ya da başkaca birisi olarak adlandırdığınızda şiddete düşüyorsunuz. Neden bunun bir şiddet olduğunu görebiliyor musun? Çünkü bu şekilde kendini, insanlığın kalan kısmından ayrı tanımlıyorsun. Kendini inanç ile, ulus ile, gelenek ile ayırdığında, bu ayrım şiddeti doğuruyor. Öyleyse şiddeti anlamayı arzu eden bir kişi herhangi bir ülkeye, herhangi bir dine, herhangi bir politik partiye ya da bir grupsal sisteme ait değildir; o kişi insanlığın tümünü anlamanın peşindedir.

Doğanın güçleri hiç kimse için ayrım yapmaz.

Cinsiyet ve ırk kast sistemleri birbirine bağımlıdır ve ancak birlikte kaldırılabilir.

Dünyada her yıl kaybedilen altı milyon kadın hayatı var çünkü onlar kadın.

Et, yumurta, süt ve süt ürünleri tüketen insanlar, kürk giyen insanlar, hayvan deneylerini destekleyen insanlar, hayvan deneyi yapan insanlar; bu gezegendeki en şiddet dolu kişilerdir.

Veganlığı ciddiye alan kişilerden "Vegan Polis" diye bahsedenler türcüdür. Irk ya da toplumsal cinsiyet eşitliğini tutarlı olarak savunan kişilerden ya da homofobiye sıfır tolerans gösterenlerden asla bu şekilde bahsetmeyiz. Mevzu oldukça basit: Ya türcüsünüzdür ya da değilsinizdir. Eğer türcü değilseniz, vegan olur ve veganlığı ciddiye alırsınız -tıpkı ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve heteroseksizme karşı çıkarken olduğu gibi.

Vegan olmak bize artık hayvan sömürüsü olan korkunç şiddete katılmadığımızı bilmenin huzurunu sağlar.

Şiddet tükettiğiniz sürece şiddetsiz bir hayat yaşayamazsınız. Vegan gidiyor düşünün lütfen.

Teknolojik Gelişim, Ayrımcı Söylemler Kitaplardan Kalkmalı