Benzer Sözler

1000 yıldır birileri ona “doğruyu” söylemiş, o da bunu ya baba dayağı korkusu ya cehennem ateşi korkusu ya sultan hiddeti korkusu ya paşa cezası korkusu kabullenmiştir. Sormaya sormaya, bırakın soru üretmeyi, soru sormayı unutmuştur. Sık sık dile getirildiği gibi “icat çıkarma'’ gibi bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir.

IŞİD ve Boko Haram gibi terör gruplarının sadece bir ayeti alıp sloganlaştırıp, 'Bak Allah şunu dedi' deyip onun arkasından kılıç çekmek tam bir cehalet örneği. Allah onu diyor, onların dediği ayet Kur'an'da var. O anlamda doğru olabilir ama bu ayet niçin dendi? Kime dendi? Nerede ve hangi ortamda dendi? Bunu denmesinin amacı neydi? Tüm bunları sormamız gerekiyor? Yani Kur'an-ı Kerim'i bir bütünlük içinde okumamız gerekiyor. Tarih ve toplum içerisinden okumamız gerekiyor. Tarihin akışını göz önüne almazsanız Peygamberimizi de anlamak mümkün değildir.

Kadın, yüzyıllardan beri karanlığa, kapalılığa mahkum edilmiş, yalnızca saraylara kapatılma ve bütün toplumsal etkinliklerden uzaklaştırma da değil, ama aynı zamanda ruhsal açıdan da karanlığa gömülmüş, yitirilmiş bir varlıktır.

Bir okumuşum tam 15 sene sürece... Ve okulumu kırmışım, kırılmışım dünümde. Şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım, tekdüze. Bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kâğıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. Verilen cevaplara kayıtsız kalanım. Ben talanım, ortadayım, çevremde bu koca şehir; elimde dumandan ibâret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. Ben işte oydum, şimdi buyum! Önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık. Atamıza rüsvâyız, şimdi ben soruyorum sayın hocam; pişman mısın? Gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar; kırmızıda geçtiler. Yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele mengene oldu, ülkemi yedi âfiyetle beni de. Siz diplomasına imzalarınızı attınız. Şimdi yine soruyorum sayın hocam, pişman mısın? İmzâlarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri. Üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız; 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız!...

Tarih alanında düşülen yanlış ve yanılgının ince bir nedeni var: Çağlar değişir ve günler geçip giderken, toplumların, kuşakların durumlarının da sürekli olarak değiştiğinin gözden kaçırılması. (...) Evrenin ve toplumların durumları, ilişkileri, gidişleri tek bir süreç ("vetîre") üzerinde sürmez ve değişmeyen bir çizgide kalmaz. Günler, zamanlar geçer, oluşan değişmeler ve durumdan duruma geçişler bütünüdür her şey. Bu değişmeler ve geçişler, kişilerde, sürelerde, kent ve kasabalarda olduğu gibi, tüm evrende, ülkelerde, kıtalarda, zamanlarda ve devletlerde de olur.

Sizi bilmem; ama ben dünyada en çok cehaletten korkarım. Çünkü cehalet kendi bildiğinin dışında bir bilgi ve düzey olduğunu fark etmeyen bir kör karanlıktır. Zehirli tutkular ve fanatik öfkeler üretir. En kötü yanı da, cahilin, cahil olduğunu bilmemesidir.

Liste
Yükleniyor…