İnsancıllığın simgesi Meşaleli Kadın'ın başka ülkelerdeki benzerleri artık göçmen adaylarını bağırlarına basmıyorlar;kendi ideolojik savaşlarını başka ülkelerde sürdüren uluslararası terörizmle bağlantıları olup olmadığını ya da vücut salgılarında dünyanın en yeni ölümcül hastalığını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak için, o meşalenin ışığını tıpkı Meşaleli Kadın 'ın yaptığı gibi, gelenlerin gözlerine tutuyorlar.

Benzer Sözler

Temiz demokratım. Ama ortada bir sorun, hatta trajik bir durum var: Ben tekim, yani dünyada benim gibisi yok... Kuzey Amerika'da olanlara bakalım. İşkenceler, evsizler, Guantanamo kampı ve mahkemeye çıkarılmadan tutuklu kalanlar. Avrupa'da olanlara bakalım. Göstericilerin maruz kaldığı sert davranışlar, plastik mermiler. Bir başkentte göz yaşartıcı gaz kullanan polis. Başka bir başkentte öldürülen göstericiler. Eski Sovyet coğrafyasında olanlardan söz etmiyorum bile.

DAVACI şempanzeler bu mücadeleyi kazanır mı?
NhRP üyeleri şu cevabı veriyor:
"Önce bu işin felsefi alanında zafer kazanılacak.
Arkasından hukuk alanındaki zafer gelecek..."
Bu haberler beni çok umutlandırdı. Burjuvazisi korkak ve eyyamcı, aydını ürkek ve menfaatçi, vatandaşı kutuplaşmış Türkiye'de biz pısmış, sinmiş insanlar ne yazık ki insan hakları mücadelesini giderek kaybediyoruz.
Maymunlar "Görmedim, duymadım, söylemedim" dönemini kapatıyor.
Belki bir gün hayvanat bahçelerindeki şempanzeler, şebekler, bonobolar, filler, sokaklardaki kedi ve köpekler bu mücadeleyi kazanır...
Bakarsınız bir gün biz insanlar da üç maymunu oynamaktan vazgeçeriz...
Bakarsınız primatların kazandığı davalar, birer içtihat olur, bizler de maymun haklarından yararlanırız.
Böylece insanın maymundan geldiği tezi, kesinlikle doğrulanmış olur...

Dinselleştirme sürüleştirmenin yoludur. Şiddet bir ideolojinin yıkılması ve bir diğerinin yerleştirilmesidir. Yetmişli yıllarda çok büyük bir yoğunluk kazanmış olan aydın katliamını böyle anlamak durumundayız; anti-laik ve anti-entelektüel bir savaştır. Şöyle de söyleyebilirim; aydın katliamı bir dezentellektüalizasyon savaşı idi ve dinselleştirme ile sürüleştirme açısından zorunludur.

Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.

Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.

Ülkedeki Amerikan üsleri, havaalanları, nükleer silah depoları, Türkiye'yi muhtemel bir atom savaşının kaçınılmaz bir ön hedefi yapmıştır. Türkiye'nin tamamen dışında oluşacak bir anlaşmazlık bile, onun ilgisi bulunmayan bir meseleden ötürü bir anda nükleer cehenneme dönmesine yetecektir.

— insanlık tarihine getirdikleri bir düşüncedir: İnsanların, insan oldukları için, yani belirli özellikler ve olanaklar taşıyan bir türün üyeleri oldukları için, bazı hakları olduğu—: görmedikleri, ama görmeleri gereken bir muamele söz konusu olduğu— ve başkalarına böyle bir muamele göstermeleri gerektiği düşüncesidir.

Liste
Yükleniyor…