İnsan zihni, ruhsal deneyimlere meyilli olmakla beraber, bu meylimizi doyurmak için yeterli kanıt bulunmayan şeylere inanmak zorunda değiliz.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yalnızca istençli eylemleri kontrol edebiliriz; inanç ise istençsizce bir eylemdir. Zihin ya pasiftir ya da sırf istemsizce aktiftir. Buradan yola çıkarak tanrının varlığına dair dayanaklı bir ifadede bulunulamaz veyahut ifade tanrıyı kanıtlamaya yeterli değildir.
Ancak aptal bir bilim insanı, önündeki kanıtları ve raporları reddedebilir ve onların yerine kendi inançlarını koyabilir.
Şu âna kadar herhangi bir şeyle çelişmemiş olan gözlem; mucizelerin, yalnızca ona inanıldığı dönem ve ülkelerde ve ona inanmaya ikna edilmiş insanların önünde gerçekleştiğini öğretir.
İnsanların çevrelerine ve kendilerine ilişkin olarak oluşturdukları düşüncelerin bir bölümü inanç; bir bölümü de bilgi biçimindedir. İnanç, bir sanı ya da bir kanıya dayanarak oluşturulup benimsenen görüşlere denir. İnanç bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.
Sorun şu ki, insanlar inancın takdir edilmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyor. Aslında inanç , kanıtınızın olmadığı bir şeye inandığınız anlamına gelir.
İnsanın mutluluğu için zihinsel olarak kendisine inançlı olması zorunludur. İnançsızlık inanmayı ya da inanmamayı kapsamaz. İnançsızlık kişinin neye inanmadığına yönelik inancını ortaya koymasıdır.
Ancak sakat bir zihin kendi düşünsel özünü -yalanı- pazularının kalınlığıyla kanıtlamak için kendinden nefret etmeye gerek duyebilir.
Dinsel doktinler... tümü ilüzyonlardır, kanıt kabul etmezler ve hiçbir kişi onları doğru kabul etmeye ya da inanmaya zorlanamaz.
Saf bir akıl. Garip şeylere inanmaktan büyük haz alır. Bulduğu ne denli garipse, onun için o kadar iyidir. Sade ve anlaşılır şeylere ise yüz vermez; çünkü onlara zaten herkes inanır.
İnançlı bir Hristiyan'a karısının onu aldattığını, ya da yoğurt yerse görünmez olacağını söyleseniz o da herkes gibi bunların doğru olup olmadığını anlamak için deliller arayacak ve bunlara herkes ne kadar inanırsa o ölçüde inanacaktır. Ama aynı adama, başucunda tuttuğu kitabın, içinde yazan her türlü inanılmaz iddiayı kayıtsız şartsız kabul etmediği takdirde onu cehennem ateşinde yakacak görünmez bir tanrısal varlık tarafından yazıldığı söylenmiştir ve bu kişi göründüğü kadarıyla bunu doğrulayacak hiçbir kanıt aramamaktadır.
Tanrı'nın pencerenize çarpan yağmur damlaları yoluyla, Mors alfabesi kullanarak sizinle iletişim kurduğuna inanmanız ise akıl hastalığının göstergesidir.
Bilimin dinle ortak bir iddiası vardır: Kökenlerle, yaşamın doğasıyla ve evrenle ilgili derin soruları yanıtlayabilmek. Ama benzerlik burada sona erer. Bilimsel inançlar delillerle desteklenir ve bunlarla bir sonuç elde edilir. Mitler ve inançlar ise delillerle desteklenmez ve bir sonuca götürmez.
İstediğimiz şeye inanmak, istediğimiz şeyi zihnimizden çıkarıp atmak kendi elimizde miydi?
Dünyanın kutsal bir güç tarafından yönetildiği kanıtlansa bile bundan ölümden sonra hayatın olduğu çıkarımı yapılamaz.