İlkokullardan üniversitelere kadar Atatürkçülük, diğer bir deyimle Kemalist öğretim yapılacağına ve böyle bir fikir üretileceğine tam aksine sağ, sol ve irticai fikirler üretilmiştir. Bunları üretenler maalesef devlet kasasından maaş alan bir kısım öğretmen ve profesörler olmuş, bu hâl öyle bir durum yaratmıştır ki önce bu öğretmenler, profesörler bölünmüş, daha sonra en sevgili varlıklarımız, tertemiz çocuklarımız karşıt fikirlere ayrılmıştır. Birçok Atatürkçü ve vatansever öğretmen ve profesörlerimizin sesleri duyulmaz olmuştur. Birçok öğretmen bir yıl önce bize gelip, "Efendim biz okulda 'Atatürkçüyüz.' demeye korkuyoruz, azınlıkta kaldık." demişlerdir.

Benzer Sözler

"Türk ordusu Atatürkçü ilkelerle yetişiyor." diyorlar. Yani Harbiye'de veya Silahlı Kuvvetlerde Atatürkçülüğü öğretmeyelim de Marksizm'i, Leninizm'i mi öğretelim veya şeriat düzenini mi öğretelim? Elbette Atatürkçü çizgide çocukları yetiştireceğiz. Sizleri de öyle yetiştiriyoruz. Sanki bu bir kusurmuş gibi takdim edildi. "Subay, ağzından Atatürkçülüğü düşürmez." Ne söylesin peki? "Atatürkçüyüm." demesin mi?

Şunu hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayınız ki Atatürkçülükten ayrıldığınız sürece, Atatürkçülükten saptığınız sürece bize hayat hakkı yoktur. Bu üç sene içerisinde bütün okullarımızda, özellikle askerî okullarımızda Atatürkçülüğün yerleştirilmesi için büyük bir çaba sarf ettik. Bu konuda çok kıymetli ilim adamlarımızı, tarihî değeri olan kişileri topladık ve üç tane kitap bastırdık ve sizlere okutulması için verdik.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sahip olduğu ideoloji ATATÜRKçülüktür. ATATÜRK ilkelerinde birleşme ve bütünleşme sağlanmıştır. İlimin en hakiki mürşit olduğuna inanan Türk Silahlı Kuvvetleri, askerî ve sivil vazifelerine ilişkin sorunları çözmede modern teknikleri en geniş biçimde kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir.

... "Tek yol devrimdir!" diyerek yine Marksist-Leninist propaganda yapanlara elbette müsaade edemezdik. Çünkü Atatürk'ün koyduğu inkılapçılık, şimdiki adıyla "devrimcilik" bu değildir. Eğer bu olsaydı, yani Marksist-Leninist düzen olsaydı, bu düzeni kendisi kabul ederdi. Çünkü Marksist-Leninist ideoloji Atatürk'ün zamanında da vardı. Bu, Atatürk'ten sonra meydana çıkmış bir ideoloji değildir. Bunun gibi, "Atatürk koymuştur, Atatürk kurmuştur." diyerek karşımıza çıkanlara deriz ki: "Koyduğu ve kurduğunu çarpıtmadan, saptırmadan, doğru dürüst muhafaza ettiniz mi yoksa yalnız ismi mi ortada kaldı?"

Memleketimiz için komünizm ne kadar tehlikeli ise faşizm ve dine dayalı veya onlara taviz veren rejimler de o kadar zararlıdır. Hatta ben daha da zararlı görürüm. Anayasa'nın başlangıç bölümünü iyi okuyunuz. Bizi birbirimize birleştirecek olan Atatürkçülüktür. 12 Eylül'de ona sahip çıktığımız içindir ki milletimizin büyük desteğine mazhar olduk. Bundan taviz veremeyiz. Ben karşı çıkarım.

Fakat şeriat devleti kurmayı hedef alan her türlü gericilik, zaman zaman dinî bir sömürü aracı olarak laiklik kavramının karşısına çıkarılmış ve hâlâ daha çıkarılmaya devam edilmektedir. Laikliğin bulunmadığı bir ortamda çağdaşlaşma hedefi ancak bir düş olarak kalır. Milletimizi tekrar geri götürme ve böylece kendilerine çıkar sağlama heves ve özlemi içinde olanlar, her zaman olduğu gibi karşılarında cumhuriyet kanunlarını ve bu milletin Atatürkçü güçlerini bulacaklardır.

Birçok hayırsever vatandaşımız okul yapıyor. Birçok hayırsever vatandaşımız hastane yapıyor, yurt yapıyor ama Türkiye sathında görüyoruz ki bazı dernekler "Hayır yapıyorum." kisvesi altında gençlerimizin beyinlerini yıkama çabası içerisindedirler. Çocuklarınızı belki çok geniş imkânlar sağlayan yurtlara verebilirsiniz. Buna kanarak, "Çocuğum orada bedava okuyacaktır, yemesi içmesi o yurda aittir." diyerek çocuğunuzu oraya verebilirsiniz. Ancak o yurdun neler aşıladığını, neler yaptığını bilmezseniz çocuğunuza kötülük yapmış olursunuz. Ben derim ki eğer okullar Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ise, memlekette bir Tevhid-i Tedrisat Kanunu varsa burada okuyan çocuklarımızın kalacağı yurtların da idaresi yine Millî Eğitim Bakanlığına ait olmalıdır.

Solcular, ki devletleştirmeci sosyalistler de içlerindedir, kendilerine "devrimci"; sağcılar, ki şeriatçılar da içlerindedir, kendilerine "milliyetçi" adını vermişler. İkisi arasındaki on binlerce genç neci? Atatürk çocuklarıdır onlar. Sağcılar ve solcular, bir gün Atatürk'ün dediği üzere, "cumhuriyetin piçleridirler."

Liste
Yükleniyor…