İçedönüklük Doğu'nun "stili"dir, tıpkı dışadönüklüğün Batı'nın "stili" olduğu gibi... Ne var ki, içedönüklük Batı'da anormal, hastalıklı ya da mutlaka "düzeltilmesi" gereken bir şey olarak görülür. Doğu'da ise dışadönüklük arzu yanılsaması ve açgözlülük ifadesi olarak aşağılanır.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Hem Batılıyız, hem de Doğulu. Aristoteles ’i okurken İbn Rüşd ’ü de ihmal etmesek, her şey kolaylaşacak.
XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Bu kültürlerin içinde hareket edenler sadece şaşkın şaşkın bakmayı bilirler, uyuşamadıkları için.
Bizim azametli padişahlarımız saray havuzlarında cariyelere göbek attırırlarken Batı'da Büyük Frederik'ler, en ünlü Batılı düşünürlerden, Leibniz'den veya Thomasius'tan, Voltaire'den, Diderot'tan feyiz almakta, bu bilginlerin kültürü ile hal ve hamur olmakta idi.
Batı gerilerken Doğu'nun yükseldiği yönündeki büyük varlıkların net bir şekilde kavrayın.
Osmanlı İmparatorluğu'nun "durdurulması"ndan sonra, Türk elitleri, Türkiye'de hayalî bir Batılı toplum yaratmak amacıyla bir kültür ve medeniyet değiştirme projesi başlattılar.
İngiltere hükümeti gençlerine 400 yıl önce ölen bir edibin eserini okutuyor ve onun eserini okumayan kimselere aydın nazarıyla bakmıyor. Türkiye'de bırakınız 400 yıl önce, 40 yıl önce ölen bir edebiyatçımızın eserini bile okuyamıyoruz. Batı karşısında takip etmiş olduğunuz yanlış dil politikası yüzünden bu böyle. Hâlbuki millet, edebiyatı olan bir topluluktur. Bir milletin edebiyatı yoksa, Necip Fazıl’ın ifadesiyle o milletin hiçbir şeyi yok demektir.
Genel olarak bakıldığında Japon ekonomisi, Batı ekonomisinin sözde evrensel yasalarının dikte ettiği şekilde işlememektedir. (...) ABD doları karşısında yüzde birden daha az değer kazandığı halde Japon ticaret fazlası yüksek kaldı ve hatta arttı. Böylece Japonlar hem para biriminin gücünü hem de ticaret fazlasını koruyabildi. (...) Japon ekonomisinin ayırt edici özelliğini ne açıklar? Tabii ki sanayileşmiş büyük ülkeler arasında Japon ekonomisi benzersizdir çünkü Japon toplumu da benzersiz şekilde Batılı değildir.
Batıda başarılı bir kadın cinsel özgürlüğünü yaşayan kadın olarak tanımlanıyor, doğuda ise cinsel özgürlüğünden vazgeçmiş bir kadın başarılı bulunuyor. Bunların ikisi de başarı için bir kriter olmamalı.
Liselerde okuyan sivil gençlik ve Harp Okulu öğretimi gören subay; Batı'yı da Doğu'yu da gören ve görecek, sosyal adaletçilikle komünistliğin farkını anlayan ve anlayacak, Batı'daki sosyal adalet cennetleri ile Doğu'daki komünist cehennemleri arasında seçmeli kalınca hangisine kavuşmak için çalışılması doğru olduğuna karar veren ve verecek kültürdedir. Öyle bir kargaşa gününde büyük şehir çevrelerindeki gecekondu yüz binlerinin yağma akınlarına pek bel bağlayan Türk komünistlerinin, karşılarında nasıl çetin ve düzenci bir dayatış cephesi bulacaklarına da şüphe etmiyoruz.
Aşkın en iyi tarifi Binbir Gece Masalları'nda yapılmıştır ve aşk daha çok 'Doğulu' bir kavramdır.
Ben derimi ki: Oryantalizm'i bir muhakeme üslubu olarak incelemeksizin, Avrupa kültürüne Aydınlanma Çağı sonrasında Doğu'yu politik, sosyolojik, askeri, ideolojik, bilimsel ve fikri bakımdan yönetmek ve hatta üretmek imkanı yoktur.
Deniz Bilgin, resmin Doğu'nun bilgisi olduğunu da hatırlatmak istedi bize. Çünkü resim, akademik çevrede hep Batı'nın bilgisi olarak kalmıştı. O resmini bize şiirsel bir nakış olarak sundu.
Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
Hint'i tanımak zorundayız. İnsanlığın irfan ve idrakine istikamet veren iki yaratıcı millet var: Hint ve Yunan... Biz bu iki ülkenin merkezindeyiz. Akdeniz Doğu ile Batı'nın zifaf yatağı...
Türkiye Doğu’ya yol alan bir büyük gemi. Bu geminin içinde Batı’ya koşanlar var.” Ve biz de bunu “Batılılaşmak” sayıyoruz…
Şiddetli savaş içinde bulunan başka halklarda görüldüğü gibi, şu anda Müslüman halkları da yaşam ve ölüm arasında kalıyor. Bu durumda nasıl bir yol tutmak lazım? Bu soruya cevap verirken, Müslümanların daima şu hususlar üzerinde durması gerekir: Birincisi, Şark ile Müslümanlar arasında bulunan tarihi ve manevi münasebettir. Tarihe bakıldığında İslam dünyası, başta Bizanslılar ve Haçlı Seferleri olmak üzere, son asırlarda da İngiliz ve Fransızların emperyalist istilaları gibi ara verilmeksizin Batının düşmanlık ve zulümüne uğrarken, Şark ile münasebetlerimiz ise tam tersi tamamen dostane bir şekilde sürdürülmektedir. Hem Hindistan ve Endonezya’da, hem de Çin’de İslamiyet, barış içinde yayılmıştır. Bilhassa Japonya’nın, ezilmiş halklara gösterdiği sempati ve Asya halklarının bağımsızlık hareketlerine vermiş olduğu yardımlar fevkalade büyük olup, Şark ve Japonya’nın Müslümanların her zaman dostu olduğunu gösteriyor. İkincisi, Müslümanların birliğini güçlendirerek bağımsızlığa kavuşmaya gayret etmektir. Bu yönde hareketler, Batı Asya’da kuvvetli bir biçimde baş göstermiştir. ABD nin ilerlemesinden korkan İngiltere, Müslümanların desteğini kazanmaya çalışırken bu fırsattan faydalanan Araplar, Arap birliğini meydana getirip, gelecekte İngiltere ve ABD’ye karşı koymak için birleşik bir güç hazırlamaktadırlar. İngiltere ve ABD ye karşı koyan Doğu Asya ile birleşmiş Müslümanlar işbirliği yaparsa elbette İslam’ı yeniden canlandırmak da mümkün olacaktır. Bu yolda muvaffakiyetler görmek için elimden geldiği kadar çalışmak niyetindeyim.