Herhangi bir Dışişleri Bakanı, cansiperane "barış görüşmeleri" isterse, emin olun ki mensup olduğu hükümet yeni savaş gemileri ve uçaklar için siparişleri çoktan vermiştir.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bugün Batı, savaştan Macaristan ise barıştan yana. Biz, savaşı sürdürmek ve derinleştirmek yerine acil bir ateşkes ve barış görüşmeleri talep ediyoruz.
Ülkeye silah girmeye devam ederse durum daha da kötüleşecek. Suriyelilerle savaşanlar Suriyeliler değil -savaşa karışanlar Suriyeli olmayanlar. Ülkemize silah getirmek yerine barış getirin. Silahlar bir kanser gibidir- bizi yok etmekle tehdit eden yabancı bir vücut. Başkan Obama'ya şunu söylemek isterim, her zaman barıştan bahsediyorsunuz... lütfen bizi rahat bırakın ve bu barış fikirlerini hayata geçirin. Sizin kendi demokrasi anlayışınız var ve bu çok güzel ama bu bizim demokrasi anlayışımız değil; bırakın biz kendi demokrasi anlayışımızı geliştirelim.
Beni hor gördüğünüz ve imzalanmış antlaşmalara aldırmadığınız ortadayken, yıllık on bin altın haraç ödemeye nasıl söz verebiliyorsunuz? Şimdi size iki seçenek veriyorum. Hangisini isterseniz seçin: Gereken haracı ödersiniz, ki o zaman aramızda barış olur ya da hemen çeker gider ve ülkenizi bana bırakırsınız!
Bir dünya devletinin ciddi savaşları önlemesi için minimum bir güce sahip olması gerekir. İlk ve en önemlisi, dünya devletinin dünyadaki tüm silah ve silahlı kuvvetlerin tekeline sahip olması gerekir.
“Mösyö Montagna, bana bak, ben protesto bilmem” dedim. “Ne bilirsin?” diye sordu. “Böyle protesto ettin mi, ben bir saat sonra muharebeye tutuşuyoruz, deyiveririm” cevabını verdim. Beni protesto eden bu adam derhal ciddiyetini bıraktı: “Şimdi muharebe lafını nereden çıkardın?” dedi. Bunun üzerine şöyle konuştum: “Ben bütün ömrümde emir aldım ve emir verdim. Bunun dışında protestoydu, cilveydi, böyle şeyleri bilmiyorum” dedim.
Zira barış, insanlar köşe minderlerinde yayılıp nefes alıp vermeyi dahi büyük gayretten bilsin diye değil, kâinatı anlayıp beşeri medeniyeti kâinatın özüne yakıştırmak için. Yok böyle olmayacaksa, harbi bile barışa tercih ederim.
Barışta ve savaşta hükümetin amacı, hükümdarların veya ırkların şanı değil, sıradan insanın mutluluğudur.
Her barışçıl insan, orduya desteğini çekmelidir, ve savaş isteyen herkes bunun maliyetini ve riskini üstlenmelidir; insan-öldürme mesleğini icra edenlere ne ücret ne de barınma sağlanmalıdır.
Savaş alanlarının olmadığı bir gün gelecek; dükkânlar ticaret ve akıllar düşünceler için açılacak o gün.
Hangi nedenle olursa olsun, insanların birbirlerini öldürmek zorunda oldukları dünyayı sevmiyorum ben.
Sergilediğim duruştan pişman değilim. Filistinliler ve Arap dünyası ile bir an önce bir anlaşmaya varmamız gerekiyor.
Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek, tabiatı da inciten bir gaflet olur.
Savaşın kaçınılmaz bir şey olduğunu söylüyorsunuz. Öyleyse savaşı tavsiye edenlerin hepsini cephenin en öndeki hatlarına sürün. Onlar en önde savaşsınlar.