Her nefis ölümü tadacaktır. Bu tabii sadece Burhan Hocamız için geçerli değil, şu anda burada saf tutmuş bütün Müslümanlar, müminler için geçerli olan bir hüküm ve bu hükme herkes uyacak. Bunun nerede, ne zaman, nasıl geleceği belli değil. İşte son İzmir'de yaşanan hadise ortada. Bakın 80'e yakın vefat var ve 1000'e yakın yaralı var. Bunların hiçbirisinin böyle bir akıbetle imtihan olacakları akıllarından belki de geçmiyordu ama işte geldi ve yakaladı. Rabbim bizlere iman, Kur'an, İslam üzere ölmeyi nasip etsin. Hep birlikte inşallah Kur'an yolunda yürüyeceğimiz bu yolda Rabbim sevgili Habibinin Liva-ül hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplanmayı bizlere nasip etsin.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kaç tabut gömülecek yeraltına ve kaç kişi gidecek habersiz uzaklara? Kaç yalan yıkacak güvenleri? Kaç satır yazılacak kader kitabına ve kaç dua edeceksin tanrına, kaç damla gözyaşı dökeceksin?
Başıma ne alevi dedesi, ne sünni hocası, ne haham ne de papaz gelecek. Gelmesin. Arkadaşlarım ve yoldaşlarım toplanacaklar ve beni türkülerle, şarkılarla uğurlayacaklar. Beni yıkamayacaklar, dünyadaki kirimle gideceğim. Hangi elbiseyle öldüysem, o elbiseyle gömüleceğim.
Yalnız Allah'tan korkarım, Allah'ın dediği olur. Bu büyük alemi yaratan ve de yöneten yüce kudret, alnımıza bir yazı yazıyor diyorum ben doğarken. Doğuyor, yaşıyoruz. Ama pembe… Ama gri… Ama siyah olaylarla geçiyor bir ömür ve sonra da çaresi yok ölüyoruz. Evet. Ben bazen ölümü de özlüyorum. "Ölüm özlenir mi?" diyeceksiniz. O beni özlemeden ben yakınlık kurarım. Yeter ki Tanrı onun bile hayırlısını versin. Gecinden versin. Başkalarına çektirmeden, gına getirmeden, başka kimseleri rahatsız etmeden… Ne demiş atalarımız? "İki gün yatak, üçüncü gün toprak..."
Tanrı'ya inanırım. Bir yüce varlığın, böyle bir âlemi meydana getirdiğine inanırım. Ve de, insanların daha doğarken, kaderlerinin yazıldığına inanırım. Ömür çizgisinin, ana karnındayken kesildiğine inanırım.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. Katlanmak mı iyi zalim kaderin oklarına, yumruklarına, yoksa çılgın denizlere karşı gelip bir son vermek mi? Ölmek uyumak hepsi bu kadar, yalnızca uyumakla bitebilir bütün acıları yüreğin ve çektiği bütün kahırları bedenin...
Eğer insanlar korku ve ölümden kurtulmak için illaki cennet değneğini kullanacak denli zayıfsa belki de ihtiyaçları olan, korku ve ölümdür.
Kaderin tekerine çomak sokamazsın. Sen kim oluyorsun da kimin öleceğine, kimin yaşayacağına karar vereceksin?
Gelişen organizmanın ayrıntılı bir planı, ölen organizmanınsa bu planın getirdiklerine yetişemeyen bir yanı vardır, yaşamını uzatmak isteyen gereğinden fazla plan yapmasın.
İyi insan talihsizlikleri tahammül edilemeyecek kadar büyüdüğünde hayatı terk eder;kötü insan da ziyadesiyle müreffeh ve muzaffer anında.
Şu dünyaya bir kez adımınızı attınız mı, ölmek için yeterince yaşlısınız demektir.
Ama şimdi ayrılma zamanı geldi, ben ölüme ve siz yaşamlarınıza. Hangimiz için daha iyi olduğunu ancak Tanrı bilir.