Her nedense din simsarlığı yapanlar hakkında her zaman yolsuzluk söylentileri gündeme gelmiştir. Her halde bir rastlantı olmalıdır diye düşünmek istiyorum. Din simsarlığını ve tüccarlığını ağzından düşürmeyen partilerimizin liderlerinin haklı ya da haksız hemen hepsinin bu ithamlarla karşı karşıya geldikleri; ancak hiç birinin yasal olarak değil siyaseten aklanma yoluyla temize çıkarılmalarına çalışıldığı bilinmektedir. Hukuk karşısında aklanmayan bir itham hiçbir zaman aklanmış sayılamaz.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Laiklik, dinin, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerine müdahale etmemesi, dinin bu alanları esir almaması, dinin bu alanlara hükmetmemesi, bu alanların dinden arındırılması ve bu koşulla dini inanç ve ibadet özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır.
Mesele anlaşılsın arkadaşlar gereğini yapar' diye düşündüm ancak soruşturmada saydamlığı sağlayacak olan adaletin ve emniyetin çalışmasına kolaylık getirecek bir davranış tarzı, hatta iktidarı kamuoyunda güçlendirecek olan bir yönetim tarzı tercih edilmek yerine işi kapatmaya, örtbas etmeye dönük bir yöntem belirlendi. Emniyette, yargıda ciddi müdahaleler yapıldı. Şimdi yasa değişikliği konumuna geldik. O günden bu yana ciddi bir akıl tutulması yaşanıyor. Bir hukukçu olarak bu yapılanları normal bir hukuk eğitimiyle ve siyasi akılla bağdaştırmak çok mümkün değil.
Anayasanın, karakollardaki yangın talimatnamesinden daha kolay değiştirilebildiği bir iklimdeyiz, seçim hukuku bir pabuççu muştasıdır.
Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.
Siyasetten ilgisiz kalanlar, meydanı din düşmanlarına terk ederler. Ama muvaffak olamadık, önümüze kanun çıktı; bu pezevenklerin oluşturduğu Türk parlamentosundan!
Mezhep, dil , din , ırk, köken, cinsiyet üzerinden siyaset yapan ülkeler, “sefil“ oldu, “sefil“ olacak.
Ancak hukuk hâlâ, bazı kaçınılmaz durumlarda, kabarık cüzdanların peşinen uşağı olmakta.
Bir gün, İslam'la kandırılmışların yığınsal desteğini alacak asıl sinsi hırsız tayfası başa geçerse şaşmayın!
Dürüst olmak gerekirse, politikacıların dini inançlarını büyütmesinden hoşlanmıyorum, o yüzden ben bunu büyütmüyorum.
Hitler, Stalin ve Pol Pot din karşıtıydılar, ama bu sebep oldukları vahşeti engelleyemedi.