Halkla dayanışma içinde olmayan hiçbir polis başarılı olamaz.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bütün halkları 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda Kürdü, Türkü, Alevi ve Sünni’si ile bir araya gelsin bu çok önemli, “Diyarbakır’da da kalenin etrafını dolduralım. Barış zincirini kuralım. Bunların hiç biri masal değil. Yeter ki halk gönülden istesin.
Artık, bugünkü Özbekistan dünkü Özbekistan değildir. Halkımız da 5 yıl önceki halk değildir. En büyük başarılarımızdan biri de özgürce, kendi elimiz ve emeğimizle yarınımıza kayıtsız olmadığımızı bir kez daha dünya kamuoyuna kanıtladık. Bugünkü zafer için halkıma şükranlarımı sunuyorum. Artık geriye dönüş yok, Özbekistan sadece ileri gidecek
Tarihi bir ispattır ki ihtilallerin önce bir dayanışma ruhu ile başlaması ancak başarıya eriştikten sonra evlatlarını yemesi âdettendir.
Niye Taksim'e polis giriyor diyorlar. Taksim'e polis girer, Taksim'dekinin kafasını da kırar.
Hiçbir şeyden korkmuyoruz. Toprağımız, savunma sistemimiz ve halkımız söz konusu olduğunda... Bunları kimse değiştiremez ve bu da kendimizi güvende hissedebileceğimizden emin olmamızı sağlar...
Halkın yarısının Polis, Yarısının da hapishanede olduğu bir ülkede, nasıl bir refah düzeyi olurdu.
İnsanlar benim güvenliğim yok diyor ben sömürülüyorum, bunlar benim öncelikli meselemi konuşmuyorlar diyor. BUNLARI KONUŞUN!
Halkın aklına yapılan bir çağrının uzun vadede başarısız olduğu hiçbir zaman görülmemiştir.
Küresel uyuşturucu kaçakçılığına karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Büyük zorluklara rağmen bölgede liderliğimizi bu mücadelede sürdüreceğiz. Güvenliğimizi ve barışı tehdit eden sorunları ortadan kaldırmak ve ekonomik gelişmemizi sağlamak geleceğimiz için hayatidir. Bu nedenle dayanışma ve iş birliğine ihtiyacımız var. Henüz istenen düzeye ulaşmadık. Bölgeyi bölen siyasi gruplaşmalar var ve bazı sorunlar devam ediyor.
Siyasi hayatta temel amaç halkı panik içinde tutmak böylece emniyetli bir yere doğru güdülmeyi iktidardan gürültülü bir şekilde talep etmelerini sağlamaktır bunun için halkın sürekli art arda sonu gelmeyen sayıda (hepsi de hayali) gulyabaniler tarafından tehdit edilmesi gerekir.
Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.
Sadece iki gazeteyi ve yalnızca bir temel niteliğiyle ele almak yeterlidir. Hürriyet ve Cumhuriyet'in kısa ve temel işlevleri, bozmaktır; Hürriyet, halkı ve Cumhuriyet de aydını bozmakla görevlidirler. Buradaki 'görev' sözcüğü, her iki gazetenin de bunu bir tür varlık nedeni ve 'devlet görevi' saymaları nedeniyle uygun düşmektedir. Cumhuriyet, 1968-1976 dönemini ayrı tutarsak, içinde bir de 12 mart kesintisi var, hep aydını bozuyordu. Hürriyet için ayrık bir zaman göremiyoruz.
Eylülist Rejim, en büyük ve en kolay başarısını sanat ve edebiyat alanında kazandı. Çok kısa bir zamanda ve gerekli fiyatın binde birini bile ödemeden, Türk sanatının sorunsalını, biçemini, biçimini, baş aktör ve aktrislerini değiştirmede .ok büyük başarı elde etti.
Tolstoy'un dindar olduğunu biliyoruz; ama Arına Karenina'da Kont Karenin, çekim güçlerinin hiç dışına çıkamayan bir robottur, Rusya bürokrasisi sanki Kont'un içine girmiş ve tutsak etmişti. Sanki Karenin değil bürokrasi hareket ediyor ve davranıyordu; ilk robot-insan Kont Karenin'dir diyebiliriz ve Tolstoy'un dehası sayesinde, insan olduğundan hiç kuşku duyamıyoruz.
Artık Türkiye'nin ekonomik ve sınıfsal gelişimi içinde, laisizm de emekçi sınıfların güvence alanına katılmıştır ve bunu anlamak durumundayız. Ne sermaye ne de bürokrasinin belli kesimleri, artık laisizme sahip çıkmıyorlar.(1976)