Benzer Sözler

Yönetim bu konularda gerçekten duyarlı davranıyor. Geçmiş dönemlerde Bakanlarla ilgili yolsuzluk dosyalarını hemen komisyonlara gönderdiği gibi, kendi yönetimindeki bir eski Bakan hakkında kovuşturmaya geçmekte hiç duraksamıyor. Bu anlayışın gelecek yönetimler tarafından da benimsenmesi en içten dileğimizdir. Demek oluyor ki, haklarında yolsuzluk, rüşvet ya da Kocatopçu gibi «görevi kötüye kullanma» iddiaları bulunanlar, Devlet Başkanı Kenan Evren'in Bursa konuşmasında değindiği gibi «kim olurlarsa olsunlar» kovuşturulacaklardır.

Mesele anlaşılsın arkadaşlar gereğini yapar' diye düşündüm ancak soruşturmada saydamlığı sağlayacak olan adaletin ve emniyetin çalışmasına kolaylık getirecek bir davranış tarzı, hatta iktidarı kamuoyunda güçlendirecek olan bir yönetim tarzı tercih edilmek yerine işi kapatmaya, örtbas etmeye dönük bir yöntem belirlendi. Emniyette, yargıda ciddi müdahaleler yapıldı. Şimdi yasa değişikliği konumuna geldik. O günden bu yana ciddi bir akıl tutulması yaşanıyor. Bir hukukçu olarak bu yapılanları normal bir hukuk eğitimiyle ve siyasi akılla bağdaştırmak çok mümkün değil.

17 ve 25 Aralık’ın hesabını sorun! Ayakkabı kutularındaki paraları sorun! Başbakan ikide bir inlerine gireceğiz, diye bağırıyor. İnin en sonuna kadar giderseniz, orada Recep Tayyip Erdoğan’ı görürsünüz. Başörtüsünü istismar etti, yetmedi. 11 yıldır birlikte olduğu, yaşını başını almış bir insana (Fethullah Gülen'e) bu kadar hakaret yapılır mı?

Güçlü bir ülke olmanın sırrı şunlardır; Bilime yatırım yapacaksın. Eğitimi evrensel, hukuku üstün yapacaksın. İdeoloji kavgası yapmayacaksın. Tarihinle kavga etmeyeceksin. İşi bilene vereceksin. Şeffaf olacaksın. Miktara değil, kaliteye yatırım yapacaksın. Ve din işlerini siyasi amaçların için kullanmayacaksın. Ve arkana yaslanıp, uçuşu seyredeceksin.

Tayyip Erdoğan , sebep değil bir sürecin sonucudur. Ve sorun, onun gitmesiyle bitmeyecektir. Sorun; onu iktidara getiren, üst üste dokuz seçim kazandıran, bir sürü yolsuzluk ve yönetim skandallarına rağmen körü körüne peşinden giden halktır. Daha doğrusu halkın bir bölümüdür. Bu halk yığınının, bu kitlenin; Anadolu Müslümanlığıyla , gelenekle, ahlakla, haram-helal kavramıyla, merhametle, şefkatle hiçbir ilgisi yoktur. Köyden kente göçle başlayan; ne köylü ne kentli olabilen, bütün değer ölçülerinden kopmuş, “vahşi birer yaratık“ haline gelmiş, talandan ve yalandan pay kapmaya çalışan; literatürde “lümpen proletarya“ olarak tanımlanmış olan kitledir bu. AKP ’ye oy vermiş olanların tümünü böyle yaftalamak doğru değil elbette. İçlerinde düzgün ve samimiyetle oy veren seçmenler de olabilir. Ama, o kitlenin genel karakteristiği budur.

Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucusuyum... Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucusuyum, ben terörün karşısındayım; ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım! Dün sabaha değin araştırararak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.

Liste
Yükleniyor…