Hak edenlerin suratına tokat atmak için bekleyen proleter kadınları ve lümpen proletaryayı bulun. Yetiştirme ve işçi yurtları nerede, nerede çok çocuklu aileler, onları bulun. Onlar liderliği üstleneceklerdir.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Uyuyun, uyuyun Almanya’nın ve hatta Avrupa’nın şaşkın ve semiz halkı, öngörülü halk, sakince uyuyun, ölüler gibi! Çığlığım sizi uyandırmayacak... Mezarlıkta yatanlar da uyanmayacaklar. Öfke ve nefret, büyük geminizin makine dairesinde terden geberenlerde birleşecek biliyorum.
Lanet olsun! Aranan evlerde divanlarda oturup küçük hesaplı kuş beyinliler gibi aşklarınızı anlatmaktan vazgeçin. Gerçek bir dağıtım ağı kurun. Herkesi ayaktakımı yapmaya çalışan sosyal çalışmacıları, lahana kemiricilerini, korkudan altına edenleri bırakın oldukları yerde.
Çelişkileri doruğa çıkarmak ne demek? Kafanı kesmeleri için uzatmamak demek. Bunun için Kızıl Ordu’yu kuruyoruz. Ebeveynlerin arkasında öğretmen, gençlik dairesi ve polis duruyor.
Kızıl Ordu’yu inşa etmemek demek,
her çelişki ve her siyasal çalışmada reformizmin ortaya çıkması demektir.
Ben ekonomist değilim ... İş teknisyeni değilim. Ben devrimciyim ve ekonomik devrimci için doğru olanı yapıyorum.
Bu hemen hemen bütün devrimlerin sırrı ve liderlerinin trajik yazgısıdır: Hiçbiri kan sevmez ancak kan dökmek zorunda kalırlar.
İdeal devrimci komuta, tüm planlama ve uygulamayı etkili bir şekilde yönlendirmelidir. Başka hiçbir rakip güç merkezinin büyümesine izin vermemelidir. Silahlı kuvvetler de dahil olmak üzere sonraki hükümet birimlerini bir araya toplayan ve yönlendiren tek bir komuta birimi olmalıdır.
Yardım etmek için siyasete, arkadaşlara, komşulara ve topluma eğitim, oy verme, oy kullanma, örgütlenme, doğrudan eylem ve devrim planlamasında yer almalıdır.
Devrim, çok az kişinin uygulayabilecek kadar yetkin olduğu bir bilimdir. Doğru örgütlenmeye ve hepsinden önce, iletişime bağlıdır.
Güçlü olmak, bir hanımefendi olmak gibidir. Eğer birine öyle olduğunuzu söylerseniz, değilsinizdir.
Devrim yolu engebelidir, dolambaçlıdır, sarptır... Kurtuluş bayrağı bu yolu tırmanan gerillaların birbirine iletmesi ile oligarşinin burçlarına dikilecektir. Her engebede düşen gerillaların gövdesi bir devrim fırtınası yaratır... Düşen gerillaların kanı devrim yolunu kızıllaştırır, aydınlatır... Düşenler geride kalmazlar, onlar; emekçi halkın kalbinde, ruhunda ve bilincinde, devrimin önder ve itici sembolleri olarak yaşarlar... Ve onlar; liderdirler, liderler devrim savaşında masa başında oturmazlar, bu savaşta en ön safta savaşırlar... Düşenler devrim için, devrim yolunda vuruşarak düştüler. Kalbimize, ruhumuza ve bilincimize gömüldüler... Onlar; kurtululuşa kadar savaş şiarını devrim yolunda kanlarıyla yazdılar... Yolumuz; devrim yolunda düşenlerin yoludur... Kurtuluşa kadar savaş
İşçi sınıfı ancak sosyalist bilgiyle donatıldığı zaman, kapitalizme son verebilecek koşulları fiilen yaratan örgütleyici haline gelebilir.
Devrim hareketine 82 kişiyle başladım. Eğer bunu tekrar yapmak zorunda kalsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan alırdım. Eğer sadıksanız ve hareket planınız varsa ne kadar küçük olduğunuzun hiçbir önemi yoktur.
Mustafa Kemal Atatürk için olumlu olumsuz pek çok şey söylendi, yazıldı; ama seveni de sevmeyeni de şunu kabul etmekten geri kalmadı: Mustafa Kemal, ülkenin yaşadığı bunalım koşullarında hakikaten en uygun insandı. (Kürtleri olmasa da) Türk toplumunu modernleştirmede en cüretkâr adımların atılmasını sağlamıştı ve bu anlamda kayda değer bir devrimciydi; ama aynı değerlendirmeyi, toplumun demokratikleşmesi konusunda yapmak mümkün değildi. Hatta kimilerine göre 1925’lere dek sağlanan nispi demokratik gelişmeleri dahi durdurmuştu.