Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü o zaman karşıdaki nesne olmaktan çıkarak içe girip ikinci bir “ben” olur. Benlik iki "ben"i bir arada tutamayacağı için dağılır; benliği dağıtmanın kısa yolu onu nesneye boğmaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kimliğimiz, kendimizi algılama ile toplumun algılaması arasındaki uzlaşma çabalarının tümüdür.
İnsan gün içinde kısa süreli gerilemeler yaşar, benlik rezervini güçlendirmek, yalnızlık potansiyelini arttırmak ve kendi büyüsüne inanmak için gereklidir bu.
Cildindeki elektriği içsel bir güçle değiştirebilirsen başkasıyla eş duyum yapma yetini de arttırmış olursun, derisi insanın çünkü en az kendisi, en fazla başkası olan yeridir.
Ego’nun, dış dünyanın doğrudan etkisi ile modifiye edilmiş id’in [en ilkel benliğin] bir parçası olduğunu görmek kolaydır.
Dilini bilmediğim ülkelerin radyolarını dinliyorum. Müzikler bazen iyi oluyor, bazen çok iyi, bazen boktan. Başka bir yedeymişim gibi, ama neredeymişim gibi. Aralardaki konuşmaları seviyorum, hiçbir şey anlamamayı ama anlar gibi olmayı... Üç dakika geçiyor, gerçekten benim kafamda anlaşılmış bir metin oluyor, sanki. Muhtemelen gerçeğinden uzak, ama çok uzak da değil.
Çocukken gördüklerimizi ve hissettiklerimizi kendimizden ayırt etmek şimdiki gibi alışkanlık haline gelmemişti henüz. Sanki tümü tek bir kütle meydana getiriyor gibiyidi.
Önem verdiğimiz, kendimizden ötekilere ve ortamımıza uzanan ilişki uçları değil, her seferinde farklı bir bakış açısından -ötekilerden bize doğru, ya da ortamımızın çeperlerinden bizim yerimize doğru- uzanan ilişki uçlarının oluşturduğu konumumuzdur.
Hepimiz dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, kendi ön yargılı algılarımız ile gözlemleriz. Dolayısıyla, gerçekten bilebileceğimiz tek şey kendimiziz.
Harika, Matematik, Delilik, Şüphe, Cesaret Delilikte dünyanın en önemli insanı olduğumu düşündüm.