Gece benim en iyi dostumdur. Ruhumdaki fırtınayı yatıştırır ve yol gösterici yıldızın yükselmesini sağlar.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bu bulutlar nereye gidiyor? Ben de onlara katılsam, dedi. Ruhumun bu bozgun gecesinde bana sizden başka kim yoldaşlık edebilir?
Aslında yalnız yaşamadığımızı, başka bir aleme ait, aramızda uçurumlar bulunan, bizi tanımayan ve bizi anlaması imkansız bir varlığa zincirlerle bağlı olduğumuzu, hastalandığımızda farkederiz; bu varlık, bedenimizdir.
Yunus içine döndü umut, dışına baktı kaos var... Demir atmak istediğim ıslak limanlarda lodos var. Fokurdayan suda kaynayan kıskaçlar; kaynar kazanda ıslık çalıp duran ıstakozlar. Öyle güçlü sesim var ama, kâlpsiz kulağı kulaksız. Canımı ölümlerden çekip almaya bu güç yetersiz... Dinsin ateş arsız,yanık içim alevsiz. Gördüklerim doğruysa, bu çekip gidiş vedâsız... Benimle yaşlandılar ama benden önce ölü anılarım. Şu sudan kabarcıklar, ölüm tanıklarım. Yok ki topum tankım. Ardımdan kaynar, su döker kepçeler; yanar her yer, her yerim. Hepsi gâyet farkındalar, ruhum ölüme dalar. Dalan dalıp gider; dalını terk eder yaprak, ölür. Sesim artık gidercesine güçsüz. Sirenlerim bağırmaktan âciz. Ateşle taciz.
Sufizm bir din mi, felsefe mi, yoksa mistisizm midir? Her üçü de. Eğer ondan dini öğrenmek istiyorsanız, bir dindir; bilgelik öğrenmek isterseniz, felsefedir; ruhun gelişiminde rehberlik etmesini istediğinizde mistisizm olur. Gerçekte ise üçünün de ötesindedir.
Benim söylemek için çırpındığım gecelerde, Siz yoktunuz. Yalnızlık paylaşılmaz Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Modern insan, neredeyse on binlerce yıl önce sahneye çıktığı andan itibaren, kadınlardan doğan, büyüyen ve yaşlanan, sonunda hareket etmeyi ve nefes alıp vermeyi kesen ve en sonunda da cansız kemiğe dönüşen fiziksel bir bedenden fazlası olduğuna dair bulanık bir kavrayış taşımış görünmektedir.
Benim akrabalarım yok derdim durmadan ona,benim yalnızca zihinsel akrabalıklarım var, ölmüş filozoflar benim akrabalarım.
"Evet." dedim. "Sürüyle arkadaşım var." Yalandı. Ama çözdüğüm sürüyle bilmece, okunacak pek çok kitap ve geceleri videoda seyredeceğim bir sürü film vardı. (Kemik Torbası)
Felsefe yüksek bir dağ yoludur... ıssız bir yoldur ve yukarı çıktıkça daha da ıssızlaşır. Bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir... Kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. Ve yuvarlaklığını da görür. Kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdaki herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır.
Yunus içine döndü umut, dışına baktı kaos var... Demir atmak istediğim ıslak limanlarda lodos var. Fokurdayan suda kaynayan kıskaçlar; kaynar kazanda ıslık çalıp duran ıstakozlar. Öyle güçlü sesim var ama, kâlpsiz kulağı kulaksız. Canımı ölümlerden çekip almaya bu güç yetersiz... Dinsin ateş arsız,yanık içim alevsiz. Gördüklerim doğruysa, bu çekip gidiş vedâsız... Benimle yaşlandılar ama benden önce ölü anılarım. Şu sudan kabarcıklar, ölüm tanıklarım. Yok ki topum tankım. Ardımdan kaynar, su döker kepçeler; yanar her yer, her yerim. Hepsi gâyet farkındalar, ruhum ölüme dalar. Dalan dalıp gider; dalını terk eder yaprak, ölür. Sesim artık gidercesine güçsüz. Sirenlerim bağırmaktan âciz. Ateşle taciz.
Çok azımız onun kaybolduğu bölgeyi çok azımız ona nasıl ulaşacağımızı biliriz, iç dünyaları kayalıklara oturmuş nice şair yazar ve insan... Ne bir ses ne bir hatıra ne bir yüz... Belki enkazın parçaların dışında.
Ruh, bilgisizliği çürütmeye alışıncaya kadar, bu çürütme ile kendinden utanarak, öğretime yolları kapayan kanaatlerden sıyrılıp tertemiz bir hale gelinceye kadar, ancak bildiğini bildiğine ve bilmediğini bilmediğine inanıncaya kadar, kendine verilen ilimden hiçbir fayda görmez.
Kötülüğün, ruhta iki şekle büründüğünü söylemek gerek; biri vücutta hastalığın, öteki çirkinliğin karşılığıdır.