Fethullah Hoca grubu nezih bir cemaattir. Hocaefendi'ye saygı duyarım. Mahmut Efendi de kendisini sever, sayar, laf söyletmez. Bunun şahidiyim.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Biz, hocaefendiye; Fethullah diye hitap edemeyiz. Biz Mahmut Efendi Hazretlerine mensubuz. Biz efendiden duyduk ki; birisi Fethullah dedi, efendi orda dedi ki, ikaz etti; Hocaefendi söyle!
Ben diyorum ki gelin bunların dershanelerinden çocuklarınızı çekin alın. Çekin alın! Bunların okullarına gidiyorlarsa alın. Ya bunlar sülük gibi emdiler be! Ama sülük bunlardan faziletlidir ha! Sülük kirli kanı emer. Bunlar temiz kanımızı emdiler. Onun için çekin alın çocuklarınızı.
Cemaatin asıl işi okullardır. Çünkü Fethullah Gülen altın bir nesil yetiştirmek istiyor. Bu altın nesil hem dindar hem bilgili olacak ve önemli yerlere gelecek. Ortada laikliği yıkmak amacı yok. Cemaat okullarında yetişen talebeler Türkiye nüfusuna vurduğunuzda yüzde 2 bile etmez. Dolayısıyla bir tehdit unsuru değil. Radikal bir İslam değil, hoşgörüye dayalı, dinler arası diyaloğa dayanan bir dindarlık hedefliyorlar. Herkes laikliği ele geçirmek istediğini sanıyor, böyle bir şeyi istese de yapamaz. Dindar insanlar ikinci sınıf görünmesin diye çalışıyorlar.
Fethullah Gülen'i kendi vatanından uzak tutan şartlar neydi, o şartların bugün hiçbiri yok. Fethullah Hocaefendi'yi Türkiye'de yaşayamaz hale getiren insanlar bugün yargı konusu yapılıyorlar. Milyonların gönlünde taht kurmuş bir ismin kendi vatanından uzak durmasının anlamsız olduğunu düşünüyorum.
Gurbetten Hacc’a gidişlerimin birinde Medine’de mücâvir olarak yaşayan Hüseyin Avni Bey adında idealist bir gençle tanıştım. O kesif bir faaliyet içinde idi. Teknik bir düzen kurmuş Fethullah Gülen’in kasetlerini çoğaltıyor ve bunlar Türk hacılarına pazarlanıyordu. O’nun evinde bu kasetlerden bazılarını dinlemek fırsatım oldu. Bunlar güzel hissi vaazlardı. Fethullah Gülen’e muhabbetim daha da arttı. Bu arada Zaman Gazetesi’nde çalışan Fehmi Koru, Almanya’ya gelmiş ve benimle Zaman Gazetesi için geniş bir röportaj yapmıştı. Bu röportajın Zaman Gazetesi’nde hakkımdaki hâhişkâr iltifatlarla tam sayfa hâlinde yayınlanması da bu cemaatle aramdaki sıcak alâkanın bir tezâhürü idi. Daha sonra orada başka medihkâr yazı ve haberler de yayınlandı. Aradan beş-altı aylık bir zaman geçtikten sonra Fethullah Gülen Almanya’ya geldi. Etrafında kalabalık bir grup olduğu hâlde, beni Limburg’daki sucuk fabrikamda ziyaret etti. Etrafında yirmi-otuz kişi vardı. Beni iltifatlara garketti. Sebil Dergimizden çok şey öğrendiği beyanına ilâveten: “- Siz ülkemizin en yiğit insanısınız” tarzında iltifatlarda bulundu. Tabiatıyla ben de bu iltifatlara bir takım nezâket cümleleriyle mukabele ettim.
1980 İhtilâli’nden sonra vatancüdâ bir surette Almanya’da yaşamakta olduğum bir sırada O’nun taraftarlarının Avrupa’da teşkilatlanmak istediklerini, Millî Görüş mensuplarının ise bu insanlara engel olmaya çalıştıklarını görünce bir kere daha Fethullah Gülen ve taraftarlarını müdafaa mecbûriyetinde kaldım. Zirâ Almanya’da Millî Görüşçüler gençlerle ilgilenmiyorlardı. Bu cemaat Avrupa’da teşkilâtlanırsa gençlere ağırlık vereceği düşüncesiyle onlara yardımcı olmaya çalıştım.
Benim bu dünyada, dünya hayatında kazandığım bir şeref varsa; Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beni dost saymasıdır. Bu bana yeter.
Eğer cemaatin yaptığı iddia edilen darbe girişiminin faili aranıyorsa Beştepe'ye gitmek, Erdoğan'dan başlamak gerek. Fethullah Gülen’in suç ortağı Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Cami, kalabalığın ruhuna 'kardeşlik aşısı' üfler. Camide kalabalıklar 'cemaat', yığınlar 'ümmet' olur.
Ecevit , Fethullah Gülen teşkilatıyla yan yana geldi, onlara kontenjan verdi, her türlü olanağı sundu. Cemaati devlete ilk yerleştiren Tayyip Erdoğan değil, Bülent Ecevit ’tir.
Fethullah Gülen Hocaefendi ve (samîmî, ihlaslı, dur durak demeden ülke ülke dolaşan) talebeleri ise bu ülkenin emniyet sübabıdır.
Birçok Üniteryan tanıyorum ki Tanrı'ya inanmadıklarını itiraf ediyorlar; sadece kiliseye gidip cemaatleriyle buluşmak hoşlarına gidiyor.
MHP'nin bir defa Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Çok çirkin bir şey. Hocaefendi işi gücü bırakmış da Bahçeli ile mi uğraşacak? Bir defa onun bulunduğu makam, meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez. Çok çirkin, çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada Bahçeli'nin kendisini check etmesi, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz. İhanet derecesinde.
Cemaatle hükûmetin çatışması söz konusu değil. Cemaatin üst yönetiminin hükûmetimize karşı başlatmış olduğu bir kavga var. Emniyet ve yargı içindeki elemanlarını harekete geçirerek bizi diz çöktürmeye, AKP'nin siyasetini belirlemeye çalışıyorlar. Biz bu yapıya, ‘paralel yapı' diyoruz. Devlet içinde devlet olmak istiyorlar. Bu paralel yapıyla hükûmetimizin demokrasi mücadelesi var ve bunları tasfiye etme konusunda kararlıyız.
Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet!