Faşistler, komünistler, cihatçılar veya yerli demagoglar olsun, değerlerimizi tehdit eden herkes sonunda daima başarısız olacaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Totalitarizmin aksine, demokrasi kendisi hakkındaki gerçekle yüzleşebilir ve onunla yaşayabilir.
Demokrasi, uğrunda ölmeye değer, çünkü o, insanoğlunun şimdiye kadar icat ettiği en derinden onurlu yönetim biçimidir.
Demokrasi, hürriyet ve değerli sayılan diğer bütün mefhumlar, milletimizin yükselmesine ve güçlenmesine yardım ettikleri sürece saygı görürler. Fakat nifak tohumlarının yeşermesine müsait bir zemin haline gelirlerse, itibarını yitirmekten kurtulamazlar.
Biz Avrupa’yla onların kapı bekçisi olarak değil, temel demokratik ve insan hakları değerlerinde anlaştığımız için ilişki içinde olmalıyız.
Eylülist Rejim, 12 Eylül öncesinin tüm değerlerini yasaklamayı temel ilke saydı. Bunların bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü, yasalarla, bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü tekelci ekonomik zorlamalarla gerçekleştirmeye çalıştı. Edebiyat ve sanatta ise, 12 Eylül öncesinin yaratıları tümden unutturan ve reddeden bir eğilim ortaya çıktı.
Demokrasi nedir? Yürütmeyle ilgilidir. Yürütmeyi ve yasamayı hızlandırıyorsan, diktattörlük, yavaş işletiyorsan demokrasidir. Fastfood gibi yasa çıkararak demokrasi olmaz. Karakollardaki yangın talimatnamesini değiştirmek yasa çıkartmaktan daha zordur. Son derece edilgen, hedonist, geleceği hiçbir biçimde düşünemeyen, sadece gününü yaşayan ve hiçbir özgürlük kavramı olmayan bir toplum yarattık.
Demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. Çünkü devrimler laisizmi getiriyor, 'demokrasi', pek çok 'şeyi' ve bu arada akıl düzenini bozuyor.
Bir yanda sürüler ve diğer yanda oligarklar varsa, demokrasi bitmiştir. Ben ölmüş atı kırbaçlamıyorum.
Kuşkusuz sadece dar anlamda yürütmenin yavaşlamasını da kastetmiyorum; yasama organının da 'fast-food' türü hızla yasa servisi yapan bir mekanize mutfağa dönüştürülmesi de demokrasiden uzaklaşmak olmalıdır, hızlı yasa çıkartan bir yasama organıyla övünen bir ülkede demokrasi düşüncesinin bayağılaştığını tespit yerindedir.
Demokrasi, yürütmenin yavaşlaması demektir. Ne kadar yavaşlatma; bunun bir ölçüsü olduğunu sanmıyorum, sadece tanımını formüle edebiliriz, yürütmenin hızlanmak istediği aşamada hızını kesmek ve kesebilmek demokrasidir. Tersinden de formüle edebiliriz, 'demokratik' olmadığı kabul edilen bir düzenden 'demokratik' tabir edilen bir düzene geçmeye karar verildiği an, yürütmenin de yavaşlayacağına karar verilmiş olmaktadır.
'Hıristiyan' demokrasisi, 'sosyal' demokrasi, 'gerçek' demokrasi veya 'devrimci' demokrasi, ya da 'halk' demokrasisi; bütün bunlar bir karışıklığın göstergeleridirler. Artık sözcüğün ve kavramın bitişine işaret ediyorlar. Artık önüne bir sıfat almadan söylenemeyen sözcükler veya kavramlar bitmiştirler; 'demokrasi' artık sona ermiş durumdadır.
Ortadoğu'da Batı tarzı demokrasi sistemi işlemez. Siyasi partiler ya bulunmaz, ya da tamamen göstermeliktir. Sivil toplum kuruluşları ise monarşinin seçkinlerinin kontrolündedir.
Köylülüğü yok edersen çok şey kaybedersin. İktisadi sistemin çöker. Doğu Avrupa'da olduğu gibi, bu kurum çökmeye başladıkça milletin asıl değerlerini ve ahlakını muhafaza eden Türkiye taşrası sarsılır.
Okumak başka bir alışkanlık, zenginlikle, demokrasiyle, dinle doğrudan ilgisi olduğunu da sanmıyorum.
Darbe ihtimali devam etmektedir. Sivil siyasetin gerekli müesseseleri yaratamadığı, kendini yetiştiremediği bir ortamda darbe kaçınılmazdır.