Evinde muhabbet kuşu ya da akvaryum olan, sokakta bir iki kez kedi köpek okşayan kendine hayvansever diyor, birkaç saat önce el kadar bir kuzunun etini yemiş de olsa.
- Henüz kategori yok.
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
-
Kanal D Canlı Yayın ve Arka Sokaklar Son Bölüm İzleme …08.11.2025
-
Sunderland, Arsenal'in Gol Yememe Serisini Sonlandırdı…08.11.2025
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yaralanan kediyi kurtarıyor, ona içi parçalanıyor ama arkasından gidip kuzu kebap yiyor. Çünkü ona yemesi öğretilmiş.
Hem kahrolsun şeriat diyorlar, hem de o pislik cenazelerini camiye getiriyorlar. Hem çağ dışı diyeceksin, hem cesedini çağ dışı dediğinin camisine getireceksin?
Soykırım gibi, insanlar hayvanların başına ne geldiğini öğrenmek istemiyorlar, reddetme hali içerisindeler; yakılmış insanların dumanları arasında işini görmeyen devam eden “İyi Almanlar”ın bir benzerini ahlaki iyilik ve merhamet numarası yapan; ama yiyecek seçimleri hayvanlara yönelik soykırımı devam ettirmeye yarayan önyargılı ikiyüzlülerden başka bir şey olmayan “İyi İnsanlar”da görebiliriz.
Hümanist, şiddet içermeyen ütopya; o sözde “aydın” ve “ilerici” insanlar, eşitlik ve hak kavramlarını bu gezegeni beraber paylaştığımız canlıları da kapsayacak şekilde genişletene dek ikiyüzlü bir yalan olarak kalacak.
Ara elemanların soyunun tükenmiş olması nedeniyle münasebetsiz bir belirsizlikten kurtulmuş olan yalnızca hayvanların sınıflandırılması değil. Aynı şey insan etiği ve yasaları için de geçerli. Bizim yasal ve ahlak sistemlerimiz türlere son derece bağlı. Bir hayvanat bahçesi yöneticisinin gereksinim fazlası şempanzeleri “uyutma” yetkisi vardır, fakat fazlalık bir hayvan bakıcısını ya da bilet satıcısını “uyutma” yetkisi müthiş bir öfkeyle karşılanacaktır. Şempanze hayvanat bahçesinin malıdır. İnsanlarınsa bugünlerde kimsenin malı olmadığı varsayılıyor. Fakat yine de şempanze ayrımcılığı bu biçimiyle pek ender dile getirilir ve bunu savunacak bir mantık olup olmadığı konusunda kuşkuluyum. Bizlerin Hıristiyan kaynaklı davranışlarımızın insanın nefesini kesen türcülüğü işte böyle. Tek bir insan zigotunun kürtajla alınması (birçoğu zaten kendiliklerinden düşüyorlar), herhangi bir sayıdaki zeki, yetişkin şempanzenin kesilip biçilmesinden çok daha fazla ahlaki endişe ve erdemli öfke yaratıyor! Aslında canlı şempanzeleri kesip biçme niyeti olmayan, nazik, liberal bilim adamlarının, eğer isterlerse, yasal bir müdahale olmaksızın bunu yapma haklarının olduğunu tutkuyla savunduklarını gördüm. En ufak bir insan hakları ihlalinde tüyleri hemen diken diken olanlar da böylesi insanlardır. Bu çifte standardı rahatça kabul edip mutlu olabilmemizin nedeni, insanla şempanze arasındaki ara-canlıların hepsinin ölmüş olmasıdır.
Kliniklere bomba atan ve iyi doktorları öldüren fanatik kürtaj karşıtlarının, incelendikleri zaman su katılmamış birer türcü olduğu ortaya çıkıyor. Yetişkin bir inek, ahlak açısından, her türlü makul ölçüte göre, doğmamış bir bebekten daha çok sevgi ve yakınlığımızı hak eder. Kürtaj doktoruna “Cani!” diye haykıran yaşam yanlısı kişi, eve gidip bifteğini yer. Dr. Dolittle ile büyümüş olan hiçbir çocuğun gözünden bu çifte standart kaçmaz. Kutsal Kitap ile büyütülmüş bir çocuksa elbette bunu göremez.
İnsan denen varlık gerçekten de aynı zamanda hem böyle kudretli, erdemli ve olağanüstü, hem de fesat ve aşağılık mıydı?
Barışı, eşitliği savunduğunu iddia edeceksin, sonra da hayvanlara uygulanan işkenceyi, katliamı umursamayacaksın. İşte o zaman türcüsündür ve eşitlik anlayışın insan türüyle sınırlı demektir.
Evcil hayvanlara sığırlara verdiğimiz tepkiye sahip değiliz. Köpek yiyemeyiz ama domuz yiyebiliriz. Ama domuzlar da köpekler kadar zekidir, hatta daha fazla.
Neden bazı hayvanları kucakladığımızı ve diğerlerine çatal koyduğumuzu merak etmeye başladım.
Düşünce özgürlüğünden yana olduklarını ilan edenler bile kovuşturmaya uğrayanlar onların hasımları olduğunda genellikle bu iddialarından vazgeçiveriyorlar.
Büyükler din uğruna ölmenin çok büyük bir olduğunu söylüyorlar, ama henüz değil, diyorlar.
Hayvanların ahlaki statüsünden bahsetmekle ilgili tuhaf bir şey var, onları hiçbir sebepten ötürü öldürüp yediğimizde.
Siz et yiyorsunuz. Sizden daha iyi şeyleri öldürüyorsunuz. Sonra da çocuklarınıza öldürmenin ne kadar kötü olduğunu anlatıyorsunuz. Çocuklarınızı bu hale siz getirdiniz.
Vejetaryen olup kurban olayına kökten karşı çıkarsın... Anlarım. Balık bile yemeyip tek bir hayvanın bile kesilmesine itiraz edersin... Anlarım. Kendini tamamen nebatata verip “Hayvanları rahat bırakın” dersin... Anlarım. Et gördüğünde midesi kalkanlardan olup “Tavuk bile kesilmesin” dersin... Anlarım. Ancak... Hem nar gibi kızarmış et karşısında kendinden geçeceksin, hem de “Hayvanlara yazık oluyor” edebiyatı yapacaksın. Hem etin her türlüsünü afiyetle tüketeceksin, hem de “Ben var ya, kurban olayına acayip karşıyım” diye tutum alacaksın. Hem “hayvanın en güzel yeri” konusunda nutuklar attıracaksın, hem de “Şu Kurban Bayramı çok vahşi” diyeceksin. İşte bunu... Asla ve kat’a anlayamam!
Yargıç, imam, öğretmen, şair, edip, ressam, yazar ve hayatta para ve boğaz düşkünlü ğünden daha yüce emellerin olduğunu sanan herkesin midesi, düşünmek istedikleri vakit, bu canlıların leş ve pıhtılaşmış kanlarıyla dolu. Bu hal, hayvanlara işkence etmek bir yana, hiç gerek yokken insanın acıma duygularını ve doğadaki varlıklarla birleşmesini kendi içinde zorla bastırması nedeniyle çok korkunçtur.
Kliniklere bomba atan ve iyi doktorları öldüren fanatik kürtaj karşıtlarının, incelendikleri zaman su katılmamış birer türcü olduğu ortaya çıkıyor. Yetişkin bir inek, ahlak açısından, her türlü makul ölçüte göre, doğmamış bir bebekten daha çok sevgi ve yakınlığımızı hak eder. Kürtaj doktoruna “Cani!” diye haykıran yaşam yanlısı kişi, eve gidip bifteğini yer.