Evet, 7 yaşındaydım. Ben mahkeme tarafından babaya verildim. Annem yalnızdı çünkü. “İstediğim gibi bakamam ben” demiş. Babaanne de evde var diye mahkeme babaya vermiş. Babaannemle dedem baktı bana. Annemi çok az görebildim. Aralarındaki kavgadan kaynaklanan problemlerden de çok etkilendim. Babam müzisyendi, onunla gezdim.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum.. Yıkadılar aldılar götürdüler, babamdan ummazdım bunu kör oldum!
Kale muhafızlarının içinde Selanik yakınlarındaki Vardar Yenicesinden, Yakup Ağa da vardı. Yiğit dilaver bir er idi. Bir sipahinin oğlu idi. Bahadırlığı ile akranı gençler arasında mümtaz idi. Kafirden ilk kızı alan bu Yakup Ağa oldu.
Ben kendimi görebilmek istediğimde bana ayna görevi yapan babama giderim. Hani aynanın karşısına geçtiğinizde kendinize çekidüzen verirsiniz ya... Psikolojik, ruhsal, gönül ve görüş tedavimi babam yapar benim.
Ezberlemediğim şarkılar sağ cebimde dururdu. Ezberlediğim şarkılar, terfi edip sol cebime geçerdi. Anneciğim de pantolonumu ütülediğinde ezberlemediğim şarkıları yine sağ cebime yerleştirir, ezberlediğim şarkıları da sol cebime koyardı. Onun için buradan hareket ederek 'Cebimde Saklı Şarkılar' dedim. Ben hiç düşünmemiştim o kâğıt parçalarının günün birinde banknota dönüşeceğini. Onlar bana para kazandırdı.
Babamın babası Koçzade Hacı Mehmet Efendi Vilayet Meclisi Umumi azalığı yapmış, Ankara'da iyi tanınmış, zaman zaman taahhüt işlerine girmiş, buğday ticaretiyle uğraşmış, hareketli bir insandı. Babam Koçzade Hacı Mustafa Efendi'yse medreseye devam etmiş, hoca olmuş, fakat hiçbir iş yapmamıştı. Babasından kalan binalardan gelen paralarla ailesini geçindirirdi. Hayatı sadeydi; erken yatıp erken kalkar, zamanının büyük bir kısmını evde geçirirdi. Boş kaldığı zamanlarda dini kitaplar okurdu.
Öylesine gelen mutlulukla içi ezilen insanlar vardır, onlar babalarının her takdirinden sonra annelerinin ekşi yüzü ya da annelerinin takdirinden sonra babalarının gizli tehdidiyle karşılanmıştır; mutluluk kendinin kendiliğindenliğini, mutsuzluksa başkalarının aktif çabasını gerektirir.
Bir keresinde babamın pipisini görmüştüm. Ama sorun değildi çünkü çooook küçüktüm... Ve çooook sarhoştum...
Ailemin benden nefret ettiğini söyleyebilirim. Banyo oyuncaklarım tost makinesi ve radyoydu.
Dediğim gibi ailem her zaman fazla içerdi. Çocukken kaybolmuştum, resmimi viski şişesinin üstüne koymuşlardı.
Küçük bir çocukken, hiçbir zaman Disneyland'a gitmek istemedim. Benim yaşlı adam Mickey Mouse'un bir kanser deneyinde öldüğünü söylemişti.
Ne çocukluğum vardı ama. Bir keresinde benim yaşlı adam doğum günümde bana yarasa hediye etmişti. Onunla oynadığım ilk gün uçup gitmişti.
Üzülme baba, dedi. Pek darda kalırsan bana gelirsin; sana kendi evladım gibi bakarım.
Ben babamdan korkardım, korkuyla severdim, o da babasından korkardı, belki de o neslin saygı kavramı korkmanın yolundan geçiyordu.